Soylu: Zamanın en büyük eroin yakalaması gerçekleşti

ANTALYA - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Akademisi Başkanlığı Suç Araştırmaları ve Kriminoloji Araştırma Merkezi Müdürlüğü (SAMER) tarafından Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'nde düzenlenen, "Uluslararası Uyuşturucu Konferansı"nın açılışında, uyuşturucuyla küresel ölçekte ciddi ve kararlı bir mücadele ortaya koyduklarını söyledi.  Gittikleri her uluslararası toplantıda uyuşturucu sorununu gündeme getirdiklerini dikkati çeken Soylu, denizde, karada, okul önlerinde, Kato Dağı'nda, Pülümür Yaylası'nda, 2 bin-3 bin metre yükseklikteki operasyon noktalarında uyuşturucunun bütün macerası boyunca ciddi takip ve mücadele içinde olduklarını belirtti. Hem saha pratiği hem de bir literatür ortaya koymaya çalıştıklarını ifade eden Soylu, "Sadece 2018'de 134 bin 88 operasyon yaptık. Yaklaşık 80 ton esrar, 19,6 milyon captagon tablet, 7,8 milyon ecstacy yakaladık. Yakaladığımız eroin miktarı 2018 yılı için 15,9 tondu. öncekigün, zamanın en büyük yakalaması gerçekleşti. Erzincan'da bir tırın kasasında emniyet müdürlüğümüze bağlı ekipler 1 ton 271 kilo eroin yakalaması gerçekleştirdiler. Tek seferde yakalamalarda önemli bir rakamdı. Emeği geçen bütün mesai arkadaşlarıma buradan selamlarımı ve tebriklerimi gönderiyorum. Eroin rakamına Erzincan'da dün yakaladığımız 1 ton 271 kilo eroin dahil değildir." bilgisini verdi.  Uyuşturucu ve terör bağlantısında batılı ülkelerin PKK özelinde anlaşılmaz bir tutum içinde olduğuna işaret eden Soylu, şöyle konuştu: "PKK ve uyuşturucu arasında organik bağ bu kadar açıkken, Avrupa'nın ve ABD'nin resmi kurumlarının kararlarına, raporlarına girmişken örgüte karşı ciddi mücadele tavrı görememeyi bilakis üretim, dağıtım artışına yönelik adımların gelmesini, bilakis üretim ve dağıtım artışına yönelik adımların gelmesini, hala bu örgüte silah, lojistik destek ve yasal koruma sağlanmasını, 21. yüzyılın medeniyet normlarıyla izah edemiyoruz. Kırmızı bültenle aradığımız PKK'lılara ilişkin iade taleplerimiz özellikle Avrupa'nın içlerine doğru ilerledikçe asla karşılanmıyor. YPG'nin, PKK'nın şubesi hatta bizatihi isim değiştirmiş hali olduğu biliniyor. Buna rağmen hala bir takım siyasi manevralarla bu örgüte para, silah, eğitim desteği verilmeye devam ediyor. Birbiriyle savaştığı iddia edilen DEAŞ ve PKK/YPG sahada organize suç konusunda gayet de güzel iş birliği yapabiliyor. Bütün bu fotoğraftan anladığımız şudur ki uyuşturucu ticareti bugün yaşanan vekalet savaşlarının başta bahsettiğim kırılma ihtiyacının baş aktörüdür. Eğer terörün olmadığı bir dünya istiyorsak uyuşturucunun olmadığı bir dünyaya ulaşmalıyız, denklem bu kadar basittir. Çünkü para olmazsa terör de olmaz."