2018 yılı “AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri” Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde gerçekleştirilen ödül töreninde sahiplerini buldu. Yarışmada ilk üçe giren isimler; Hazal Ocak, Dinçer Gökçe ve Fevzi Kızılkoyun’a ödülleri takdim edildi

SULTAN YAVUZ - Avrupa Birliği desteğiyle, Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı (BIRN) ile Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklaşa düzenlediği, araştırmacı gazetecilerin başarılarını tanıma, teşvik etme ve Batı Balkanlar ile Türkiye’de nitelikli araştırmacı gazeteciliği desteklemeyi amaçlayan “AB Araştırmacı Gazetecilik Ödülleri” töreni, Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde yapıldı. Ödül törenine, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve Media for Democracy (M4D) Proje Koordinatörü Yusuf Kanlı, Proje Koordinatör Yardımcısı Seva Ülman’ın yanı sıra AB Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ile çok sayıda büyükelçi katıldı. Batı Balkan ülkelerinden ve Türkiye’den araştırmacı gazetecilik haberlerini destekleme amacıyla yıllık olarak düzenlenen yarışmaya, 2018 yılında Türkiye’de yayınlanan haberleriyle katılan gazetecilerden birinci olmaya hak kazanan araştırmacı gazetecilik haberinin yazarı 5 bin Avro, ikinci 3 bin Avro, üçüncü ise 2 bin Avro ile ödüllendirildi. Yarışmada ayrıca, Türkiye’de araştırmacı gazetecilik ürünü haberleri ile birinci, ikinci ve üçüncü olarak seçilmiş olan gazeteciler, Eylül ayında Karadağ’da düzenlenecek olan “AB Medya Günleri” etkinliğine de davet edildiler. Ödül töreninde, “Otopsiden çıkan gerçek” haberiyle üçüncü olan Hürriyet gazetesi muhabiri Fevzi Kızılkoyun’a plaketini BIRN’den Hatidza Gusic, “Türkiye’nin Utanç Listesi” haberiyle ikinci olan Dinçer Gökçe’ye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve ”Emsalsiz İhanet” haberiyle birinci olan Hazal Ocak’a da AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger plaketini takdim etti. Ödül törenin de konuşma yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, etkinlikten duyduğu mutluluğu ifade ederek, “Balkanlar’daki partnerlerimiz ve Hatidza Gusic’e ziyaretlerinden dolayı ve bizi yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum” dedi. Bilgin’in ardından söz alan BIRN’den Hatidza Gusic, Gazeteciler Cemiyeti ile ortaklaşma içinde bulunmaktan çok mutlu olduklarını ve ilk AB ödülünün Ankara’da olmasından gurur duyduklarını ifade etti. Gusic, “Araştırmacı gazetecilere AB ödülü, Batı Balkan ülkelerinde de yapılıyor. Bu yedi ülkenin beşi AB adayı, diğer ikisi ise potansiyel aday. Bu ödüllerle birlikte Balkanlar ve Türkiye’de araştırmacı gazeteciliği teşvik etmek ve desteklemek istiyoruz” dedi. Açılış konuşmasını yapan M4D Proje Koordinatörü Yusuf Kanlı, benzer ödüllerin tüm Balkanlarda gerçekleştiğini ve yakın zamanda tüm ödül alanların da katılımıyla Karadağ’da bir tören düzenleneceğini söyledi. Kanlı, “Gazeteci olmak bir yaşam tarzıdır” Araştırmacı gazeteciliğin önemini vurgulayan Kanlı, “Araştırmacı olmak gazeteciliğin ön şartı olsa da, araştırma yapılmadan haber ortaya çıkarmak mümkün olmasa da, günümüzde durumun tam da böyle olduğunu söylemek mümkün değildir. Halkla ilişkiler ile gazetecilik, ya da tanıtım bülteni hazırlamak ile kamu adına kamuyu bilgilendirme görevi, yani gazetecilik karıştırılmaktadır” dedi. Araştırmacı gazetecilerin hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde çeşitli tehditlere ve caydırıcı durumlara muhatap olabildiğini ifade eden Kanlı, sözlerine şöyle devam etti: “Gazeteci araştırmacıdır. Araştırmacı gazeteci ise ya erk, güç, sermaye, yerel, merkezi iktidar pozisyonlarında ya da küçük de olsa kamuda makam, mevki sahibi olanların halktan, adaletten sakladıkları çok da temiz olmayan durum ya da gelişmeleri kamu adına araştıran, gün ışığına cesaretle çıkaran dürüst ve çalışkan kişilerdir. Tarafsızlıkla görev yaparlar. Ancak tarafsızlık ‘yansızlık’ değildir. Doğrudan ve adaletten ayrılamadan, incelenen olayla ilgili tüm tarafların görüşlerine eşit değer vermek gerekir. Araştırmacı gazetecinin görevi yetki, güç ya da sermaye sahibi olup da kamu zararına ya da kanun dışı durumlar içinde olanların, ister toplum sağlığına tehlikeli katkı malzemesi kullanımı olsun, ister çocuklara, kadınlara yönelik şiddet ya da yolsuzluk, adam kayırma, rüşvet gibi kanun ya da ahlak dışı konuları araştırmak, belgelemek, kamuoyu gündemine cesaretle getirmektir. İster tutulmayan seçim vaatleri, isterse imar planlarıyla oynanarak yaratılan, siyasilerle iş adamlarının paylaştığı kirli rant gelirleri olsun, kamu kendini ilgilendiren ama ondan gizlenen şeyleri bilme hakkına sahiptir. Kısaca, araştırmacı gazetecilik toplumun bu hakkını kullanma yoludur. Maalesef araştırmacı gazeteciler hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde çeşitli tehditlere ve caydırıcı durumlara muhatap olabilmektedirler. Gazetecinin, bu mesleğin bir anlamda kamu yararının çomar köpeği olduğunu unutmaması, bu nedenle gazeteciliğin demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak kabul edilip ulusal ve uluslararası güvencelerle donatıldığını unutmaması lazım. Bir dostum verdiği bir konferansta gazeteciliği tanımlarken “Gazetecilik her ne pahasına olursa olsun yalan karşısında doğrunun, karanlık karşısında aydınlığın, haksızlık karşısında hakkın egemen olması isteği olmadan yapılamaz” demişti. Ne kadar doğru söylemiş. Gazeteci olmak bir yaşam tarzıdır. Araştırmacı gazeteci olmak bu yaşam tarzını düzgün yaşama kararlılığıdır.” Etkinlik kokteyl ile sona erdi.
Editör: TE Bilisim