Dr. (E) Tuğamiral Ergun MENGİ Kültür ve yaşam tarzı itibarıyla kara tipi bir toplum olan Türkler, Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte sınırlarını Karadeniz, Marmara, Akdeniz, Basra Körfezi, Kızıldeniz ve Kuzey Afrika’ya kadar genişletmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Barbaros Hayrettin ile başlayan denizlerdeki yükseliş, Türklerin denizlerde de bazı izler bırakmasına vesile olmuştur. Piri Reis’in haritaları başlı başına birer denizcilik ve bilim şaheseri olarak ortadadır. Etrafımızdaki denizlere baktığımızda, yıllar yılı Karadeniz, Akdeniz deriz de bu isimlerin nereden geldiğini hiç sorgulamayız. Karadeniz mi kara, Akdeniz mi beyaz, yoksa Kızıldeniz mi kırmızı? Türkler eski çağlarda, Şimal-Şark-Garp-Cenup’dan; Kuzey-Güney-Doğu-Batı’dan önce coğrafi yönleri renklerle ifade etmişlerdir. Ana renkler olarak kara, ak, kızıl, yeşil, mavi ve sarı renkleri dört ana yönü ve merkezi alanı ifade etmek için kullanmışlardır. Buna göre, batı=ak, doğu=,mavi; yeşil , güney=kızıl, kırmızı, al ve merkez=sarı, altın olarak adlandırılmıştır. Hatta harplerde savunma ve saldırı için konuşlanan birlikler de renklerle ifade edilmiştir. Bu anlayışla, günümüz coğrafyasında birçok, Akdağ-Karadağ, Akçay-Karaçay, Akbük-Karabük, Karabağ-Akbağ, Mavigöl-Karagöl-Beyazgöl, Yeşilırmak, Kızılırmak, isimlerini görmekteyiz. Karadağ, üzeri bulutlarla, Akdağ karlarla kaplı olduğu için değil, bulunduğu konumlarına göre adlandırılmıştır. Kuzeyde olan dağa Karadağ, batıda olan dağa ise Akdağ isimleri verilmiştir. Hangi şehir veya kasabada sarıalan diye bir yer duyarsanız bilin ki orası, şimdi veya geçmişte yerleşim bölgesinin ortasındaki bir alandır. Anadolu’ya yerleşen Türkler, Anadolu’yu çevreleyen denizlere, “Karadeniz-Kuzeydeki deniz”, “Akdeniz-Batıdaki deniz” ve “Kızıldeniz-Güneydeki deniz“ adlarını vermişlerdir. Hatta Hazar Denizi için de bazı kaynaklarda “Gökdeniz” dendiğini görürsünüz. Aslında Karadeniz’in, siyahlıkla, Akdeniz’in beyazlıkla veya Kızıl deniz’in kırmızılıkla bir alakası yoktur. Türklerin, konumlarını dikkate alarak verdiği bu isimler, diğer milletler tarafından, bilinen ilk anlamlarına (renk) göre tercüme edilerek kendi dillerine kazandırılmıştır. Karadeniz’e: Black Sea (Ing), Mer Noire (Fr), Schwarzes Meer (Alm.), Chernomorskiy (Rus). Kızıl Deniz de benzer şekilde Red Sea (Ing), Krasnoye More (Rus), Mer Rouge (Fr.) şeklinde tercüme edilmiştir. Atatürk’ün Büyük taarruzda niçin “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” emrini verdiğini bu açıklamalardan sonra daha iyi anlıyoruz. Diğer taraftan Dünya renklerle ifade edilmiş Beyaz Rusya ve Karadağ Devletinin, Rusya’nın Kuzeyindeki Kara Sea, Beyaz Sea, Çin ile Kore yarımadası ortasında kalan Sarı Deniz’in isim haklarının Türklere ait olması çok muhtemeldir. Pruvanız nete, denizleriniz sakin olsun.