Mustafa Kemal Paşa 5 Temmuz 1917’de Filistin Cephesine 7. Ordu Komutanı olarak atanır. Ordu Komutanı Mustafa Kemal, hazırladığı raporu Enver Paşa’ya gönderir. - “Memleket bağımsızlık gücünden kopmuştur. Geride sadece kadınlar ve çocuklar kalmıştır. Halk katlanılmaz sıkıntılar içindedir. - Evlatlarının cephelerdeki bakımsızlığından, devlet erbabının vurgunculuk ve suiistimallerden de haberdardır. - Bu savaş daha sürecektir. Elimizdeki tek neferi dahi savaş sonuna kadar saklamalıyız. - Asayiş, ticaret, tarım-hayvancılık ve ekonominin düzenli bir hale sokulmalıdır. - Devlet hiç olmazsa Bulgarlar kadar bağımsız ve kıskanç olmalıdır. - Almanlara güvenemeyiz, Ordular Grup Komutanı Falkenhay, her vesile ile Alman çıkarlarını düşüneceğini söyleyecek kadar cür’etlidir. Bu sözü sarf eden bir Alman konsolosu değil, yüz binlerce Türk kanı için karar veren bir kumandandır. - Falkenhayn, savaş sonrası Arap-Alman ilişkilerinin iyi olması için faaliyet göstermektedir. -Cephede benim ordum ve Alman von Kress’in komutasındaki 8.Ordu vardır. Komuta bütünlüğü için tek komutan olmalı ve bu bir Alman değil Mustafa Kemal olmalıdır.” Enver Paşanın 02-06 Ekim 1917 tarihlerinde verdiği cevaplar Falkenhayn yanlısı olunca Mustafa Kemal Paşa “Komuta durumunun en iyi bir şekilde halli maksadıyla Ordu Komutanlığı’ndan istifa ettiğini bildirir”. 07 Ekim’de Enver Paşa istifayı kabul etmez. İstanbul’a dönen Mustafa Kemal Paşa, Veliaht Vahdettin'in Almanya ziyaretine katılır. Mustafa Kemal Paşa İstanbul'a dönerken Veliaht Vahdettin’e “Almanya'nın savaşı kazanamayacağını ve Almanlardan ayrı bir anlaşmayla bu savaştan en az zararla kalkılması gerektiğini, çünkü savaşın burada bitmeyeceğini” ifade eder. 26 Ağustos 1918; Mustafa Kemal tekrar 7. Ordunun başına Halep'e gönderilir. Amaç İstanbul’dan uzak tutmaktır. 30 Ekim 1918; Savaş biter ve İtilaf Devletleriyle Midilli Adası Mondros Limanında demirli Agamemnon Zırhlısında (Truva Savaşında Anadolu’ya çıkan Aka’lı Yunan Komutan Agememnon’un adını taşıyan İngiliz zırhlısı) mütarekeyi Osmanlı Devletine imzalatır. Mütareke imzalandığı gün, Osmanlı Ordusuna kumanda eden tüm Alman Generaller ve Talat, Enver ve Cemal Paşalar başta olmak üzere İttihat ve Terakki ileri gelenleri ülkeden kaçarlar. Osmanlı Hükümeti, Orduların lağvedildiğini, askerlerini terhis ederek Mustafa Kemal Paşa’nın dönmesini emreder. İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa, sorunlara çare bulacak Milli bir hükümet kurulması amacıyla çabalar, ancak bir sonuç alamaz. - 21 Aralık 1918; Padişah Vahdettin Mebusan Meclisini kapatır. - 22 Haziran 1919; Amasya Tamimi; 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa “Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir. İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Tüm iller seçecekleri temsilcilerini Erzurum ve Sivas kongrelerine göndereceklerdir” şeklinde özetlenen Amasya Genelgesini yayımlar. Bu gelişmeler üzerine, Meclisi olmayan Osmanlı Bakanlar Kurulu (Vükelâ Meclisi) İngilizlerin baskısıyla, Mustafa Kemal Paşa’nın azledilmesine karar verir. - 12 Ocak 1920; Vahdettin tarafından kapatılan Osmanlı Mebusan Meclisi bir yıl sonra toplanır. - 16 Mart 1920; İstanbul İtilaf Devletlerince resmen işgal edilir, - 11 Nisan 1920 Osmanlı Mebusan Meclisi İşgal Güçleri tarafından basılarak dağıtılır. Sadece 12 gün geçmiştir, Mustafa Kemal halk tarafından seçilmiş bir meclisi olmaksızın bir ülkenin tek adamlıkla yönetilemeyeceğini ortaya koyarak “Halkın ve Meclisin üstünlüğü” ilkesine dayanan siyasal sistemin olması gerektiğini açıklar. - 23 Nisan 1920; Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kurulur. Muhteşem bir ayağa kalkışla yedi düvele karşı yapılan Kurtuluş Mücadelesi sonunda, kararını vermiştir. Türkiye cumhuriyetle yönetilecektir. Milletvekillerine “29 Ekim’de cumhuriyeti kuruyoruz” der. Bazı vekiller bunu biraz ecele bulur, “neden yarın” diye sorarlar. “30 Ekim 1918’de Mondros’ta bağımsızlığımızı kaybetmiştik. Kurtuluş 5 sene sürdü demesinler, bir gün önce 29 Ekim’de Yeni Türkiye Cumhuriyetini kuruyoruz” demiştir. Ne mutlu Mustafa Kemal ve arkadaşlarına, ne mutlu Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluş ve kuruluşu yolunda mücadele edenlere, bu yolda gazi ve şehit olanlara, hepsinin manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum.