Keskin: Dans etmek, kendini ifade etmektir

Hobi Sanat Merkezi (HSM)’nin kurucusu ve halk oyunları dans antrenörü Murat Keskin, dans okulunda Türk Halk Oyunları’nın yanı sıra, sirtaki, Flamenko, Hint dansları, hip hop, modern dans gibi pek çok türü de meraklılarına öğretiyor. Dansın hem bir spor hem bir kültür hem de bir sosyalleşme aracı olduğunu kaydeden Keskin, “Türkiye’nin en büyük dans okulu” dediği HSM’yi ve halk danslarını 24 Saat Gazetesi'ne anlattı
SULTAN YAVUZ - Murat Keskin, 2014 yılında hayata geçirdiği Hobi Sanat Merkezi (HSM)’de Türk Halk Oyunları’nın yanı sıra birçok farklı türde dansı, meraklılarına öğretiyor. Halk oyunlarının baba mesleği olduğunu söyleyen Keskin, “Babam, Türkiye’de halk oyunları konusunda en yetkin isimlerden biri ve bu konuda kitaplar yazarak, halk oyunlarının akademide branşlaşması için çalışan Enver Keskin’dir. Şu an kendi yürüttüğü bir kulübün başkanlığını yürütüyor” diyor. Keskin, okul hayatının halk danslarıyla geçtiğini ve bu nedenle pek çok ülkeye gittiğini belirterek, HSM’nin kuruluşuna ilişkin şunları anlatıyor: “Benim asıl profesyonelliğim halk oyunları… Ankara’da özellikle 30 yaş üstü insanların hem çekinmeden katılacağı hem farklı dansları öğrenebileceği hem de sosyalleşebilecekleri bir ortam sağlamak istedim. İsmini de yumuşatarak Hobi Sanat Merkezi koydum. 2014 ‘te başladık ve şu an Türkiye’nin en büyük dans topluluğu olduk. Her yıl dört bine yakın öğrencinin katıldığı organizasyon yapmanın yanı sıra, Ankara’nın en büyük dans salonuna sahibiz.” Halk oyunlarının, eğitimlerinin yüzde altmışını oluşturduğu söyleyen Keskin, sirtaki, Flamenko, hip hop, oryantal, zumba, oyun havaları ve modern dansların da öğretildiğini kaydediyor. Birkaç ayda bir öğrencilerin danslarını sergiledikleri organizasyonlar yaptıklarını belirten Keskin, yurt içinde kendi kamplarını oluşturduklarını, yurt dışında ise festivallere katıldıklarını ifade ediyor. Keskin, “Mesela zeybek, halay ve horon kamplarımız oluyor. İspanya, İtalya, Yunanistan’a da gittik. Hem insanlar kaynaşıyor hem de kültürel bir etkileşim oluyor” diyor. Her yıl Haziran ayında büyük bir dans şöleni de yaptıklarını söyleyen Keskin, “19 ayrı grubun dans gösterileriyle eğitim taçlandırılmış oluyor” diyor. [caption id="attachment_162894" align="alignleft" width="352"] Enver Keskin[/caption] “Kadınlar zumba ve oryantale biraz da kilo vermek için geliyor” Genelde 30 yaş ve üstü kişilerin yanı sıra genç dansçıların da olduğunu kaydeden Keskin, “Mesela zamanında insanlara aileleri izin vermemiş, içinde kalmış. Onlara öğretiyoruz ya da ‘Düğünlerde çekiniyorum, dans etmeyi öğrenmek istiyorum’ diyenlere, sekiz saatlik eğitimle özgüven kazandırıyoruz” diyor. Şu anda trend olanın oyun havaları, zeybek ve halay olduğunu belirten Keskin, “Kadınlar zumba ve oryantale biraz da kilo vermek için geliyor. Bunları yaparken sıkılmıyor ve belki spor salonunda olduğundan daha fazla kalori yakıyor. Eğlenerek spor yaptığı için kilo veren ve sıkılaşan çok öğrencimiz oldu” diye belirtiyor. Dansın terapi olduğunu da vurgulayan Keskin, dansın hem sosyalleşme aracı hem ortak bir amaç etrafında bir araya gelme hem de kültürü öğrenme amacına hizmet ettiğini dile getiriyor. Halk Oyunları Federasyonu’na bağlı HSM’nin, “yozlaşmadan kendi kültürünü öğrettiğini” belirten Keskin, dansın artık Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı bir spor olarak da görüldüğünü sözlerine ekliyor. Hint danslarına rağbet var Hint dansları konusunda da iddialı olduklarını kaydeden Keskin, Türkiye’de Hint danslarına ve kültürüne ilginin arttığını, bunun nedeninin ise yayınlanan Hint dizileri olduğunu söylüyor. Keskin şöyle konuşuyor: “Hint filmleri ve dizileri, bu kültüre ilgiyi arttırdı. Türkiye’de ciddi bir hayran kitlesi var ve sadece Hint dansı değil, müziği, kıyafetleri, kınası… Artık kına gecelerinde bile Hint kınası kullanılabiliyor ve Hint dansları edilebiliyor. Aslında değişik bir kültür ama kıvrak hareketleri bizim oryantalimize benziyor. Hint danslarında iki aktif grubumuz var, Hint kültürü ile ilgili Renkli Festival’e katılıyorlar.” Keskin, dans etmekte ritim kulağının önemli olduğunu ancak bunun zamanla gelişebileceğini söylüyor. Grup danslarında uyum beklediklerini ancak bireysel danslarda çok dikkat etmediklerini kaydeden Keskin, “Dans etmesi ve stres atması birinci önceliğimiz. Kimisi bir haftada, kimisi 10 haftada öğrenir. Ama mutlaka öğrenir” diyor. Kolay halk oyunu olmadığını, kendi içinde zorluk derecelerinin farklı olduğunu belirten Keskin, “Mesela horonda da, zeybekte de, halayda da zor ya da kolay kısımlar var. Zeybeği basit sanırlar ama ciddi bir denge ve konsantrasyon gerektirir. ‘Şu kolaydır’ diyemem” diyor. 12’si halk oyunlarında olmak üzere 22 eğitmenle ders verdiklerini ifade eden Keskin, şunu söylüyor: “İsteğimiz, dansın yaşam tarzı olması ama bırakan da çok var, devam eden de… İnsanların o sahne tozunu yutması, insanların önünde oynama heyecanını yenmesi ve eğlenceli zaman geçirmeleri bizim için en önemli hedefler. Dans etmek kendini ifade etmektir.”