Mehmet Necati GÜNGÖR  Anket şirketlerinden söz edecek değilim. Onlar zaten yüksek yerden “tu kaka” edildiler. Biz, bireysel anketlerden söz edeceğiz. Aslında, gözlem yapabilen herkes bir anketördür. Şimdi anket şirketlerini bırakalım da; sokakta gözlem yapan insanlara bakalım. Buluştukları ortak kanaat şu: “Bu seçim şaşırtıcı sürprizlere gebe.” Benim sokaktaki anketimden sual edecek olursanız; iktidar partisi ANAP’ın 89’daki kaderine benzer bir kaderi yaşayacak gibi görünüyor. Tencerelerde dert kaynıyorsa, Mutfak alev-alevse, Toplumda güvensizlik iyiden iyiye artmışsa, Bütün bunlar sandığa yansımayacak da ne yansıyacak? Sokak şimdiden iktidar için kötü işaretler veriyor. İzmir, Ankara zaten gitti. İstanbul’da İmamoğlu sürprizi yaşanacak gibi. Son derece sempatik, aklı başında bir figür. Tokalaştığı, karşılaştığı her insanın gönlünü fethediyor. İstanbul seçimini İmamoğlu kazanacak gibi duruyor. Geçen gün Meclis’te Yaşar Okuyan’la rastlaştım. Sağlık yönünden çok iyi gördüğümü memnuniyetle söyleyebilirim. Dedi ki: “Bunlar gidici. En az 13 Büyükşehir’i  kaybediyorlar.” “Bunu bir kenara yazın” demeyi de ihmal etmedi. Gerçekten de durum öyle görünüyor. Bu seçimin sonuçları iktidarı bir erken seçime zorlayabilir diye  düşünüyoruz. Bahçeli ne için var? 2003’e nasıl gelindiğini hatırlayalım: Erciyes yaylasından 3 Kasım’da erken seçim fişeğini attığında bundan en çok dönemin başbakanı rahmetli Ecevit müteessir olmuştu. Bahçeli’ye adeta yalvardı: “İntihar ediyoruz. Yapmayın. Ekonomi yeni yeni toparlanıyorken aldığınız bu karar doğru değil.” Bahçeli bunlar için var olan bir lider. Yakın dövüşleri hep kazanıyor. O da bir yakın dövüştü. Bahçeli de kazanamadı, diğer ortakları da. Bahçeli budur. Bir yerlerden düğmeye basılır, o da gereğini yapar. Öngörümüz odur ki, Bahçeli 31 Mart akşamında da, ortağına aynı oyunu oynar. Bahçeli’yi 31 Mart akşamının gece yarısında televizyonların karşısına çıkıp erken seçim çağırısı yaparken görürsek şaşırmayalım.