MHP ve HDP’nin kaybettiği 61 milletvekilinin 59’unu (2’sini CHP aldı) kazanan AKP, hükümeti kurmak için yeterli sayı olan 276’yı 41 milletvekili aşarak ülkeyi 4 yıl daha yönetme imkanına kavuştu. Muhalefet ise eline geçen tarihi fırsatı tepti

Bu dönemde ülkemizde Suruç, Ankara, yurtdışında ise Paris katliamları yaşandı

Metin TÜRKYILMAZ - Ankara - Yüksek Seçim Kurulu’na göre, yurtiçi, yurtdışı ve gümrük sandıkları dahil, 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimi’nde, 56 milyon 608 bin 817 seçmenden 47 milyon 507 bin 467’si oy kullandı. Seçime katılım oranı yüzde 83,92’yi buldu. Bu oylardan 46 milyon 163 bin 243’ü geçerli kabul edildi. Geçersiz oy sayısı ise 1 milyon 344 bin 224’ü buldu.

AKP, 18 milyon 867 bin 411, CHP 11 milyon 518 bin 139, MHP 7 milyon 520 bin 6, HDP 6 milyon 58 bin 489, BBP ile ittifak yapan SP 949 bin 178 oy aldı. Buna göre, AKP’nin oy oranı yüzde 40,87, CHP’ninki yüzde 24,95, MHP’ninki yüzde 16,29, HDP’ninki yüzde 13,12, SP’ninki yüzde 2,06 oldu. Sonuçta, AKP 258, CHP 132, MHP 80, HDP 80 milletvekili çıkardı. 21 Temmuz 2015’de CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in istifasıyla, CHP’nin milletvekili sayısı 1311’e düştü.

CHP, MHP ve HDP’nin bir araya gelmemesi ve AKP’yi rahatlattı. Üç partinin, Meclis Başkanlığı’nı da aralarında anlaşamayıp AKP’ye kaptırması AKP’nin işini daha da kolaylaştırdı. CHP ile 13 Temmuz 2015’den itibaren, 32 gün sanki iki parti birbirini tanımıyor, yeni keşfediyor gibi istikşafi (keşfe, araştırmaya ait, keşif amaçlı) görüşme sürdüren, koalisyona yanaşmayan AKP, son günleri de MHP ile harcadı, AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile 2,5 saat görüşüp, 45 günlük süreyi doldurup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Anayasa gereği TBMM Başkanı İsmet Yılmaz’a danışarak seçimi yeniletme imkanı tanıdı.

Bu arada, çözüm süreci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözüyle buzdolabına kaldırıldı. Gerginlik körüklendi. Özellikle Güneydoğu’da kargaşa, güvenlik kuvvetlerine yönelik saldırılar görülmemiş boyutlara ulaştı. Bu dönemde 150’nin üzerinde güvenlik görevlisi, çok sayıda sivil (sadece Ankara katliamında 103 kişi) hayatını kaybetti. Öldürülen PKK’lı sayısının 2 bine yaklaştığı iddia ediliyor. Ülke içi ve dışında operasyonlar halen sürüyor. Günlerce süren sokağa çıkma yasakları, güvenlik kuvvetleriyle büyük çaplı çatışmalar, barikatlar, bombalar, mayınlanmış tuzaklar, el yapımı patlayıcılar, faili meçhul olacak cinayetler ülkeyi yaşanmaz bir hale getirdi.

Bu dönemde ülkemizde Suruç, Ankara, yurtdışında ise Paris katliamları yaşandı. İlkin 20 Temmuz 2015’de Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde düzenlenen bombalı intihar saldırısıyla ülkemiz sarsıldı. Aralarında Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) gençlik kolu Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerinin de bulunduğu 200 kişinin Amara Kültür Merkezi bahçesinde Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Kobani kuşatması sonrası Kobani’nin yeniden inşa çalışmaları konusunda basın açıklaması yaptığı sırada bomba patladı. 34 kişi hayatını kaybederken, 100’ün üzerinde kişi yaralandı. Canlı bombanın IŞİD ile ilişkisi olan Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi.

Ardından 10 Ekim 2015’de Ankara Garı kavşağında 3 saniye arayla iki bomba patlatıldı. DİSK, KESK, Türk Tabipler Birliği, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla düzenlenen Barış Mitingi, canlı bombalar tarafından kana bulandı. 103 kişi hayatını kaybederken, yaralı sayısının 500’ü aştığı bildirildi. En acısı, yaralılara yardım etmek isteyen göstericilere polisin tazyikli su ve biber gazı sıkmasıydı.

Fransa’nın başkenti Paris de katliamdan kurtulamadı. 13 Kasım 2015’de Paris’te Avrupa göbeğinde 7 ayrı yerde 7 ayrı koordineli saldırı gerçekleştirildi. Dünyayı şoke eden ve Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) üstlendiği katliamda 130 kişi hayatını kaybederken, 350’yi aşkın insan yaralandı.

En son, 28 Kasım 2015’de Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır’da Sur İlçesi’nde Dört Ayaklı Minare önünde bir grup avukatla, silah, çatışma, operasyon istemiyoruz deyip, barış talep eden basın açıklaması yaparken öldürüldü. Ensesinden tek kurşunla hayatını kaybeden Tahir Elçi’yi öldüren merminin çekirdeği bile bulunamadı. Olayda, grubun güvenliğini sağlayan polis memurları Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur da yaralı olarak kaldırıldıkları hastanede hayatlarını kaybettiler.

Seçim kararı alındıktan sonra da ülkeyi de seçim hükümeti yönetti. 63. Hükümeti, seçim hükümetini kurma görevi Başbakan, AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na 25 Ağustos 2015 günü verildi. Davutoğlu, 28 Ağustos 2015 tarihinde seçim hükümetini kurdu. Seçim hükümetine üye sayısı partilerin çıkardıkları milletvekili sayılarına göre belirlendi. Buna göre, seçim hükümetinde AKP 11, CHP 5, MHP 3, HDP 3 bakanla temsil edilecekti. Bu hükümete görev almak üzere teklif götürülen CHP ve MHP milletvekilleri parti kararlarına uyarak teklifi reddederken (CHP’den Deniz Baykal, Erdoğan Toprak, Gülsüm Bilgehan, Tekin Bingöl ve İlhan Kesici’ye, MHP’den Tuğrul Türkeş, Meral Akşener, Kenan Tanrıkulu’na teklif götürüldü), MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, bu hükümete parti kararına rağmen girdi ve Başbakan Yardımcısı oldu. Bunun üzerine Tuğrul Türkeş, 5 Eylül’de MHP’den ihraç edildi. 18 Eylül 2015’de de AKP’den Ankara milletvekili adayı gösterildi.

HDP, seçim hükümetine katılma kararı aldı. Bakanlık teklif edilen üç milletvekilinden Levent Tüzel, hükümete girmedi. Tüzel’in kendi kararıyla hükümete girmemesi HDP’de sorun yarattı. Tüzel, 1 Kasım 2015 Milletvekili seçiminde de aday olmadı. HDP’nin bakanlık teklif edilen diğer iki milletvekilinden Müslüm Doğan Kalkınma Bakanı, Ali Haydar Konca Avrupa Birliği Bakanı oldular. Yalnız, iki bakan, Cizre’de yaşananlar ve gördükleri muamele, fiilen bakanlık görevini yürütememeleri dolayısıyla 22 Eylül 2015’de istifa ettiler. Bu iki bakanın yerine hemen atama yapıldı. AB Bakanlığı’na Beril Dedeoğlu, Kalkınma Bakanlığı’na ise Cüneyd Düzyol getirildi. Seçim hükümeti AKP’lilerden ve bağımsızlar kapsamında 11 bakanlıktan 4’ünün eski AKP’li, kalanlarının da büyük ölçüde bürokratlardan oluşması tartışma yarattı. Seçim hükümeti 24 Kasım 2015 tarihine kadar görevine devam etti.

Yüksek Seçim Kurulu’na göre, yurtiçi, yurtdışı ve gümrük sandıkları dahil, 1  Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimi’nde, 56 milyon 949 bin 9 seçmenden 48 milyon 537 bin 695’i oy kullandı. Seçime katılım oranı yüzde 85,23’e çıktı. Bu oylardan 47 milyon 840 bin 231’i geçerli kabul edildi. Geçersiz oy sayısı ise 7 Haziran’a göre neredeyse yarı yarıya azalarak 697 bin 464’e düştü.

AKP, 23 milyon 681 bin 926, CHP 12 milyon 111 bin 812, MHP 5 milyon 694 bin 136, HDP 5 milyon 148 bin 85, bu kez BBP ile ittifak yapmayan SP 325 bin 978, BBP 253 bin 204 oy aldı. Buna göre, AKP’nin oy oranı yüzde 49,50’ye, CHP’ninki yüzde 25,32’ye çıkarken, MHP’ninki yüzde 11,90, HDP’ninki yüzde 10,76’ya, SP’ninki yüzde 0,68’e indi. BBP ise yüzde 0,53 oy aldı. Sonuçta, AKP 317, CHP 134, MHP 40, HDP 59 milletvekili çıkardı.

Aldığı oy sayısını 7 Haziran’dan 1 Kasım’a rekor düzeyde, 4 milyon 814 bin 515 artıran AKP, kolay ve rahat bir iktidara tek başına kavuştu. CHP’nin oylarını sadece 593 bin 673 artırması milletvekili sayısına sadece 2 milletvekili yansıdı. 5 aydan bile kısa bir zamanda oylarını 1 milyon 825 bin 870 düşüren MHP, bunun bedelini milletvekili sayısını 80’den 40’a düşürerek ödedi ve milletvekili sayısında HDP’nin de 19 milletvekili gerisinde kaldı. Oy sayısı 910 bin 404 azaltan HDP, seçim gecesi uzun süre baraj korkusu yaşadı. Sonuçta zor da olsa barajı 364 bin 62 oyla geçti ve Meclis’te 59 milletvekiliyle temsil edilmeli imkanı sağladı. HDP’nin milletvekili kaybı da 21’i buldu. MHP ve HDP’nin kaybettiği 61 milletvekilinin 59’unu (2’sini CHP aldı) kazanan AKP, hükümeti kurmak için yeterli sayı olan 276’yı 41 milletvekili aşarak ülkeyi 4 yıl daha yönetme imkanına kavuştu ve 24 Kasım 2015’de Ahmet Davutoğlu başkanlığında 64. Hükümeti kurdu. Muhalefet ise eline geçen tarihi fırsatı tepti.
Editör: TE Bilisim