Edep’SİZ  Atölye, şiiri seramikle buluşturuyor

HABER VE FOTOĞRAFLAR SULTAN YAVUZ ÖZİNANIR (ANKARA) -  Edep’SİZ atölyenin sahibi Gülden Kaya da pek çok sanatçı gibi, küçük yaşlarda başlamış resim yapmaya, sanatın kendisi için durdurulamaz bir ihtiyaç olduğunu kavradığında, ailesi de bunu fark etmiş ve yapmak istediği alanda onu özgür bırakmış. Desen çizmediği ve seramik yapmadığı zamanlarda daha mutsuz ve içe kapanık olduğunu dile getiren Kaya, sanatını icra ettiğinde çok mutlu olduğunu ve kahkahaların yüzünden eksilmediğini söylüyor. Sanat yolculuğunu şu sözlerle ifade ediyor, “Ben küçükken, henüz okuma yazma bilmediğim yaşta elime kalemi aldığımda desen çizmeye başlamıştım bile. Kalemden ve kâğıttan hiç kopmadan geçen yıllarımdan sonra, 2000 yılında Cahit Malço’nun atölyesinde on sekiz aylık bir eğitim aldım. Edep’SİZ’i açmadan önce, farklı atölyelerde çalışmalar yaptım, kiminim fırınını kullandım, kiminde şekil yaptım. Nihayet kendi atölyemi açtığımda, her şey benim için daha da kolaylaştı, hayalimi gerçekleştirmiş oldum.” Aynı zamanda bir laboratuvarda sağlık personeli olarak da çalışan Kaya, seramik yapmayı kendi başına öğrenmiş. Okuduğu kitapların yanı sıra sürekli deneyerek, çabalayarak sonunda bu sanat dalını öğrenmiş. Pek çok farklı obje ve konu çalışan Kaya, aynı zamanda mum ve sabun da yapıyor. Ancak özellikle kadın şairlerin dizelerini, kendi çizdiği desenlerle birlikte seramik tabaklara işlemek, onun en sevdiği çalışması olmuş. Üç dönemin kadın şairlerini seramikle hatırlatıyor İçinden geldiği gibi çalıştığını söyleyen Kaya, “sanat paylaştıkça çoğalır” diyor. Geçtiğimiz yıl, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nden yola çıkarak, annesi ve ablasına ithafen oluşturduğu kadın şairler temalı çalışması için şunları anlatıyor, “ İlk söylediğimiz kelime annedir ve kadın yaşamın kaynağı, başlatıcısıdır. Ben de özellikle annem ve ablam için yapmaya karar vermiştim. Kadın şairleri seçme nedenim, beni çok etkilemiş olmaları… Birkaç şair kadın arkadaşım var, onların yazdıkları çok etkiledi ve inanın desenleri yaparken düşünmedim bile, kendiliğinden çıkıverdi. Her şeyin temeli olan kadınları, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde sunmanın anlamlı olacağını düşünmüştüm. Bunun için bir araştırma sürecim oldu ve Tanzimat dönemi, Cumhuriyet dönemi ve günümüz olarak ayırdığım üç kategorideki kadın şairleri belirledim. Elliye yakın şair kadınımız var ve çoğunun unutulmuş olmasına çok üzüldüm. Hatırlatmak gerekiyordu ve ben de bunu yaptım. Kadın şairleri, seramikle buluşturan bir kadın olarak, bunu bir dayanışma olarak gördüm. Fakat ne yazık ki, hiçbir yerde sergileme olanağı bulamadım.” Kadın olarak var olmanın zor olduğunu vurgulayan Kaya, sanatçı bir kadın olarak ayakta kalmanın daha da zor olduğunu belirtiyor. Araştırdığı şairlerin de genellikle iki işlerinin olduğunu söylüyor. Kaya, “Şair olan kadınlarımızın çoğu sadece şiir yazmamışlar, başka işleri de var. Mesela Neşe Keskin diş hekimidir. Berna Güzey Yırtıcı söz yazarıdır, eşinin albümünde söz yazarlığı yapmıştır. Şair olabilmek zor ama diğer sanat platformlarında da aynı şey geçerli…” Hissetmem için dokunmam gerekiyor İlgilendiği sanat dalları içinde seramiğin ağır bastığını söyleyen Kaya, “hissetmem için dokunmam gerekiyor” diyor. Modern dünya içinde dokunmayı da, eşyayla olan bağımızı da kaybettiğimizi belirten Kaya, seramik için şunları ifade ediyor, “Seramik bence duygusal ve tamamen sana ait sanat. Çocuğun gibi aslında, ellerinde doğuyor. O seramik tabağı kullanabilirsin, yıkayabilirsin, makineye koyabilirsin. Senin duygularının, senin ellerinin ürettiği bir şeyi günlük hayatta kullanabilirsin. Doğadan koptuğumuz gibi eşyadan da, üretim de koptuk. Her şeyin hazırı var ve kendi emeğimizin içinde olduğu neredeyse hiçbir eşya yok. Seramik, biraz da bu açığı kapatıyor, kendi kullanacağın eşyayı kendin yapıyorsun, ona yabancı değilsin yani. Kimisi duygularını dile getirir, kimisi yazar, kimisi çizer. Hepsi için emek veriyorsun ama seramik için tüm duyularının açık olması gerekir diyebiliriz.” Toprağa dokunmanın önemli olduğunu ancak günümüzde sadece toprağa değil, insanların birbirlerine dâhi dokunmaktan kaçındıklarını ifade eden Kaya, “İnsanlar ilkçağdan itibaren toprağa dokunmaya başlamışlardır. Kendi kaplarını, kendi testilerini bu şekilde yapmışlardır. Toprağın sıcaklığını hissederek, dokunarak… Seramik yapmak çok kolay değil, üç boyutlu düşünmek ve analitik bir kabiliyet gerektirir. Ama bazı kilit noktaları var, saç ayağı gibi üç ana maddeyi yerleştirdiğin an yapabilirsin. Sunma şekli de çok önemlidir elbette. İnsanlar genellikle toprağa korkarak yaklaşıyorlar, dokunmak istemiyorlar. Her yerde bir hijyen arayışı var, dokunmak o kadar uzaklaştı ki… İnsanlar birbirlerine bile dokunmak istemiyorlar. El ele tutuşmak istemiyorlar, korkuyorlar. Oysa dokunmak, sıcaklığı hissetmek insan ilişkilerinde de doğayla olan bütünleşmede de var. Topraktan geldiğimize göre ona dokunmak gerekiyor. Ben seramik eğitimi almadan başladım. Tabi ki kitaplar okudum ve uygulama yaparak, yanılarak ve çok zaman harcayarak öğrendim. Yetenek gerekiyor ama daha çok istek lazım. Hayal dünyası sana ait ama onu yönlendirmek, açmak gerekiyor biraz daha…” Neden Edep’SİZ? Edep’SİZ adının nereden geldiğini de anlatan Gülden Kaya, “Edep’SİZ, aynı zamanda bir kelime oyunu. “Edepsiz” diye birleşik değil de, ayrı yazdım. Bir kadının “edepsiz” diye bir isim seçmesi bir ironidir. Onun yanı sıra edep sözcüğü üç harflidir;“elif”, “dal” ve “be” den oluşur. Anlamı da, “eline, beline, diline sahip ol” demektir. O yüzden Edep siz olun diyorum, buraya geldiğinizde dikkat edin. Sigaranızı bahçede için, kullandığınız bardağı yıkayın gibi… Herkes burayı kullanabilir, tanımadığım insanlar da geliyor. Zaten mutlaka çayım da, atıştıracak bir şeylerim de oluyor. Gelenler çayını içiyor, dolaşıyor, isteyenler seramik yapıyor. Bireysel olarak seramik yapmak isteyenlere, öğrenmek isteyenlere, sohbet için kapıyı çalanlara açıktır Edep’SİZ” diyor. Hatay Sokak’ta, sahibi Gülden Kaya gibi şirin mi şirin dekoruyla, huzur veren müzikleriyle, insanda merak uyandıran bir mekân Edep’SİZ. Elleriniz toprağa en son ne zaman değdi? En son ne zaman el ele tutuştunuz? Hiç kendi kullanacağınız bir objeyi ya da eşyayı yaptınız mı? Hayata dokunarak yaşamak, bizi daha derin, daha diri ve daha samimi kılar. Edep’SİZ, biraz da bu açığı kapatıyor, dokunarak, hissederek yaşamanın verdiği mutluluğu seramiklerine yansıtıyor. Edep’SİZ Sanat Atölyesi’nin instagram sayfası: edep_sizsanatatolyesi Facebook sayfası: Edep’SİZ: https://www.facebook.com/kayagulden/
Editör: TE Bilisim