İGAM, AB Delegasyonu ve Gazeteciler Cemiyeti işbirliği ile mülteci haklarına dikkat çekti

HABER VE FOTOĞRAFLAR NAZ AKMAN (ANKARA) - Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İşbirliği Projesi’nin tanıtımı yapıldı. İGAM, AB Delegasyonu ve Gazeteciler Cemiyeti işbirliği ile mülteci haklarına dikkat çekti Avrupa Birliği Delegasyonu desteği ve Gazeteciler Cemiyeti işbirliği ile başlatılan ‘Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İşbirliği Projesi’nin lansmanı yapıldı. İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi’nin (İGAM) Ankara da Point Otel’de gerçekleştirdiği açılış töreninde, Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesi Ali Şimşek, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger, İGAM Başkanı Metin Çorabatır, Akademisyen Ülkü Doğanay ve Proje Koordinatörü Esra Yurt konuşmacı olarak katıldı. Ali ŞimşekŞimşek, “Türkiye, dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yaparak bu konudaki duyarlılığını ortaya koymaktadır” Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İşbirliği Projesi’nin açılış toplantısında ilk konuşmayı yapan Ali Şimşek, Türkiye’nin dünyada en fazla mülteci kabul eden ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Gazeteciler Cemiyeti’nin paydaşı ve partneri olduğu çok önemli bir projenin başlangıç vuruşunu yapmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Göçmenlerin kendilerinin maddi ve manevi değerlerinden ayrılmak zorunda kalmalarının başında güvenlik kaygısı geliyor. Etnik, dini, mezhepsel ya da siyasi baskılar gördükleri için sığınıyorlar. Ya da ekonomik nedenlerle, yaşamalarına imkan sağlayacak kaynakları olmadığı için aç oldukları için sığınıyorlar. Bütün nedenlerin ortak paydası yaşamaktır. İnsanlar yaşamak için yurtlarını terk ediyor, başka diyarlara sığınıyor. Tüm bunlara karşı Türkiye Suriye’den gelen milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaparak bu duyarlılığını göstermektedir. Türkiye sayıları çoktan üç milyonu aşan Suriyeli mülteciler için bugüne kadar 25 milyar dolardan fazla kaynak harcadı. 18 ay kadar önce Gaziantep’te bir eğitim çalışmasında Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yerel temsilcileri, mültecilerin kaçak istihdamına resmi politika olarak karşı olduklarını ancak gayri resmi olarak bunu desteklediklerini itiraf etmişlerdi. Öte yandan bölge halkı işe alımlarda mültecilere pozitif ayrımcılık yapıldığından şikayet etmişti. Bu projenin temel fikri, işte o çalışmada ortaya çıkmıştı. Mültecilerin hakları olduğu gibi, onları misafir eden halkın ve devletin de hakları olmalı, mülteciler de bu haklara saygı göstermelidir. Türkiye’nin en eski ve en büyük medya örgütlerinden biri olarak, mülteciler ile Türk halkı arasında giderek gerginleşen ilişkilerde her iki tarafında birbirini anlaması gerektiği değerlendirmesini yaptık. Bunun için Türk medyasının, gazetecilerin yapacakları çok şey olduğu kanısıyla bu konuyu İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi’ne (İGAM) açtık. Hem Türk toplumunun duyarlılıkları hem de mültecilerin bu süreçteki beklentileri medya aracılığıyla sergilenebilecektir.” [caption id="attachment_88268" align="alignright" width="150"] Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger[/caption] Berger, “Türkiye, mülteciler konusunda inanılmaz bir misafirperverlik sergilemektedir” Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger ise basının bu konudaki önemine dikkat çekerek, “Medyanın görevlerinden bir tanesi mevcut tansiyonu düşürmek ve dil konusunda aşırı dikkatli bir çaba göstermektir,” dedi. Türkiye’nin mülteciler konusunda ‘inanılmaz’ bir misafirperverlik sergilemekte olduğunun altını çizen Büyükelçi, Gazeteciler Cemiyetinin partneri olduğu bu projenin başarılı olacağına inandığını söyledi. Büyükelçi devamla, “Medyanın sorumlulukları arasında olayı doğru resmetmek ve yeni bir dilin oluşmasını gerçekleştirmek vardır” ifadelerine de yer verdi. [caption id="attachment_88269" align="alignright" width="150"] İGAM Başkanı Metin Çorabatır[/caption] Çorabatır, “Medya, kamuoyunu etkileyebilecek hayati bir önem taşımaktadır” İGAM Başkanı Metin Çorabatır da medyanın proje kapsamında önemli bir görev üstlendiğini vurgulayarak, “medyayla ortak bir çalışma yürüteceğiz. Yurt dışından yine bu alanda uzman olan bazı kişileri davet etmeyi planlıyoruz. Medya her zaman Türkiye’de kamuoyunu ve siyasi karar vericilerin kararlarını etkilemek için çok hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle siyasi iniş ve çıkışlarda medyanın yaşadığı problemli ve problemsiz dönemlere rağmen bu projenin çok değerli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Türkiye’deki medya kamuoyunun oluşturulmasında çok etkili en az başka ülkelerdeki kadar etkilidir. Maalesef hem Türkiye’de hem Avrupa’da ve dünyanın birçok yerinde alıştığımız ve beklediğimiz normlarda medya izlemeleri yeteri kadar olmuyor. Birçok olay medyanın tavrını etkiliyor. Birçok yayın kuruluşu bu krize hala mülteci krizi diyemedi, ısrarla göçmen sorunu olarak tanımladı. Bu nedenle medyanın kullandığı dil çok önemlidir. Göçmen mi mülteci mi kavramları arasında çok büyük farklar vardır. Türkiye dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Bizlere göre mültecilerin medyadaki temsili, mültecilere ilişkin ön yargıları da tetikleyerek toplum arasındaki ayrımı daha fazla açmaktadır. Bizler İGAM olarak hem mültecilerin medyada temsil edilme yöntemlerine hem de bu temsilin kritikliğine dikkat çekmeye çalışıyoruz. Bu fikirden yola çıkarak AB Delegasyonu desteği ve Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklığı ile mülteci haklarına ilişkin medya ve sivil toplum işbirliği projesini hayata geçirmeye karar verdik. Medya mensupları ile birlikte Türkiye’nin bu olayı nasıl daha iyi bir fırsata çevirebileceğinin yollarını hep birlikte bulacağız. Herkesin desteğini bekliyoruz. Zor ama çok zevkli bir yola çıkıyoruz” dedi. Açılış konuşmalarının ardından Akademisyen Ülkü Doğanay, medyanın mülteci söylemine ilişkin gazete haberlerinden örnekler vererek projeye ilişkin sunum yaptı. Medya ile ulusal çapta toplantılar düzenlenecek Proje Koordinatörü Esra Yurt, Mülteci Hakları için Medya ve Sivil Toplum İşbirliği Projesi’nin 8 ulusal, 35 yerel yazılı ve görsel medya taramasının yapılacağına işaret ederek, “Bu projedeki hedeflerimizden en önemlisi basına ilişkin taramalar yapmaktır. 4 kez Ankara ve İstanbul olmak üzere yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirmeyi planlıyoruz. 7 farklı ilde sivil toplum kuruluşları çalışanları ve basın ile toplantılar yaparak birlikte bir dil geliştirmeyi hedefliyoruz. 3, 6 ve 18 aylık eleştirel söylem raporları hazırlama, referans kitapçığı oluşturma, çevrimiçi medya servisi imkanı sunma ve basında projemize ilişkin çıkan tüm haberlerin derlemesini yaparak tüm bunları ulusal bir konferans ile kamuoyuyla paylaşmayı hedefliyoruz” dedi.