Mehmet Necati GÜNGÖR Yedek subaylığımı Eskişehir 1. Taktik Hava Kuvvetinde Ulaştırma Takım Komutanı olarak yaptım. Üstlerim beni öyle taktir ettiler. Burada çok acıklı bir asker hikâyesi yaşadım. Halâ aklımdan çıkmaz. Terhisime birkaç gün kalmıştı. O askerim yaşı geçkin olarak askere gelmiş. Evlenip, öyle gelmiş yani. Eşini özlemiş olmalı ki, rapor alıp evine gitmek için burun ameliyatı olmaya karar vermiş. Oldu da. O zamanki kurallara göre 34 günden aşağı rapor verilen hastaların kışla dışına çıkmalarına izin verilmiyor. O’na da 21 günlük rapor vermişler. O’nun bu hali aklıma takılmıştı. Terhisime beş on gün kala bir Ankara görevi çıktı. Yanıma üç tane de er alacaktım. Onlardan birisi de bu askerim oldu. Kışladan dışarı çıkar çıkmaz bir otobüs “Sen bizden daha hızlı gidersin. Git evine, dönüş tarihimize kadar evinde ol. Dönüş tarihimizde gelirsin, birlikte döneriz.” Diye tembihledim. Dönüş tarihinde yanımızdaydı. Beraberce Eskişehir’e geldik. Mutluydu. Terhisten sonra O’nun acı haberini işittim. Arkadaşıyla nöbette şakalaşırken vurulmuş ve şehit olmuş. Vuran arkadaşını da tanıyorum, çok iyi bir çocuktur. Şakalaşmanın sonunda biri toprağa, biri hapse girmiş. O olay beni çok etkiledi. Yıllar boyunca da aklımdan çıkmadı. Asker çocuklarımıza yalvarıyorum: “Ne olur silahla şakalaşmayın.”