Batı Afrika'da yer alan Senegal'in başkenti Dakar'da 1-15 yaş arasındaki çoğunluğu Mali, Gine, Gana gibi sınır ülkelerden gelen "Talibe" adı verilen on binlerce çocuk, sabahtan akşama kadar sokak sokak gezerek dilenmeye zorlanıyor. Ellerine aldıkları paslanmış teneke kutularla insanlıktan "merhamet" dilenen bu çocuklar sadece yaşamak için sadaka istiyor. Kimi yoksulluk nedeniyle sahipsiz kalan kimi de aileleri tarafından terk edilen bu çocuklar çevre ülkelerden, sahte "Maraboutlar" (sahte derviş) tarafından Senegal'e getirilerek, din eğitimi veriliyormuş görüntüsü altında "Daaralar'da" (Kuran Kursu) toplanıyorlar. Büyük bir kısmı Müslüman olan ve İslamiyet'ten sömürge (Fransa) döneminde bile vazgeçmemek için direnen Senegal'de, Kur'an-ı Kerim eğitimi veren kaliteli ve düzgün Daaralar tarih boyunca yer almış. Günümüzde de fakir halk ya da kırsal kesimdeki vatandaşlar çocuklarını, bazen okutamayacaklarını düşündükleri için bazen de bu eğitimin tercih sebebi olması nedeniyle buralara gönderiyor. Halk Daaralarla bağlarını hiç koparmıyor ve buralarda okuyan çocuklara sahip çıkıyor. Kaliteli eğitim veren, dini ve bilimsel eğitimi birarada öğrencilerine sunan, birkaç dil öğreten bu merkezlerin neredeyse tamamına yakını Senegal'in sosyal hayatında da etkili olan cemaatler tarafından kontrol ediliyor. Hatta öyle ki buralardan yetişen çok sayıda siyasetçi de bulunuyor. Şu an Senegal Cumhurbaşkanı olan Macky Sall da Daarada hem dini hem de bilimsel eğitim almış bir siyasetçidir. Ayrıca bu merkezlerin yetiştirdiği ve daha sonra üniversite eğitimi alan doktorlar, iş adamları ve sanatçılar da bulunuyor. Çocuğunu modern bir Daaraya gönderen Bineta Lo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu için merkeze her ay 30 bin CFA Frankı (60 dolar) ödediğini ve oğlunun iyi bir eğitim aldığını söyledi. -Vatansız çocukların dramı Ancak çoğunluğu yasa dışı, eğitimden uzak ve dilenci çetelerinin yönettiği, Daara adı altında faaliyet gösteren bazı kaçak yerler de bulunuyor. İşte buralarda yaşayan, daha doğrusu yaşamak için mücadele veren çocukların hali ise içler acısı. Otobüslerle küçük yaşlarda vatanlarından koparılan çocukların, sınırda rüşvet verilerek Senegal'e girişlerinin sağlandığı iddia ediliyor. Senegal yönetimi bu çocukları toplayıp ülkelerine geri gönderiyor fakat üyesi olduğu Batı Afrika Devletleri  Ekonomik Topluluğu (CEDEAO/ECOWAS) ülkeleri arasında sınır giriş ve çıkışlarının kolay olmasından da faydalanan çeteler kimsesiz çocukları yeniden otobüslerle ülkeye getiriyor. -Yaşamak için merhamete ihtiyaçları var Adresleri, aileleri, kim oldukları bilinmeyen bu çocukların birer nüfus cüzdanları da bulunmuyor. Bilinmeze, öksüz ve yetim bir hayata doğru yola çıkan kara kıtanın çocukları için yaşamla ölüm arasında kalma savaşı da böylece başlamış oluyor. Senegal'de çoğunlukla başkent Dakar'daki derme çatma kulübelere yerleştirilen bu çocukların büyük bir kısmının elleri kalem tutmuyor, sokakta çocuğunun başını okşayan bir anne gördüklerinde uzun uzun seyrediyorlar. Baba kelimesi onlar için yabancı bir sözcük. Büyükler küçüklere ağabeylik ve ablalık yapıyor. Dakar halkının gün içinde her an, her yerde karşısına çıkan bu çocukların tek istedikleri, kaldıkları derme çatma kulübeye dönerken yanlarında götürebilecekleri 500 CFA Frankı (1 dolar) oluyor. Sabahın ilk ışıklarıyla sokaklarda dilenmeye başlayan bu çocuklar, hava karardığında küçük kulübelere balık istifi gibi doluşup dinleniyorlar. Dilenci çocuklardan Hasan Ba, "Parayı eğer götüremezsek cezalandırılıyoruz. Bu yüzden insanlardan para toplayabilmek için elimizden geleni yapıyoruz" dedi. Başka küçük bir çocuk Gineli İdris Kande ise "Sabah erkenden kalkıp sokaklara çıkarak insanlardan para, pirinç veya verebilecekleri her şeyi istiyoruz" ifadesini kullandı. Dilenciliğin suç olduğu ülkede araçların arasında dilenen çocukların bir çoğu trafik kazalarında ya da hastalıklardan hayatını kaybediyor. -Uluslararası dilenci mafyasının büyük vurgunu Senegal yardımlaşmanın, sadaka kültürünün hakim olduğu bir ülke olduğundan, insanlar bu çocukların durumuna üzüldükleri ve gelecekle ilgili kaygı duydukları için para vermek yerine onlara karınlarını doyurabilecekleri meyve, ekmek veya bisküvi gibi yiyecekler vermeyi tercih ediyor. Halk da siyasiler de bu çocukların akşam hava karardığında kendilerini sömürenlerin yanlarına döndüklerinde para getirmediklerinde cezalandırılacaklarını biliyor. -Senegal'in huzurunu tehdit ediyorlar Söz konusu çocukların, Afrika'nın güvenli ve huzurlu ülkelerinden birisi olarak öne çıkan Senegal için ciddi bir tehlike arz ettiği siyasiler ve  STK'lar tarafından sık sık dile getiriliyor. Geçmişi, kimliği ve eğitimi olmayan, tüm gününü sokakta geçiren bu çocuklar her türlü tehlikeye açık oluyor. Uzmanlar, uyuşturucu, cinsel istismar ve şiddet olayları bu çocuklar için en büyük tehlike olduğuna dikkati çekiyor. Resmi istatistiklere göre Senegal'de 100 bine yakın çocuk dilenci var ve bir şey yapılmazsa sayıları giderek artacak. Talibelerin yani çocuk dilencilerin uluslararası dilenci mafyasına kazandırdığı paranın ise milyarlarca dolar olduğu öne sürülüyor. Bazı Daaraların başındaki kişiler ise çocuklara bakmak, karınlarını doyurmak için dilendirmek zorunda olduklarını aksi halde açlıktan öleceklerini belirterek, kendilerini savunuyor. -Haberlere yansıyan acı olaylar Ülkede 15 yaşına kadar eğitimin zorunlu olmasına ve çocuk işçiliğin yasaklanmasına karşın, kimse eğitimden uzak bu merkezleri şikayet etmiyor. Öte yandan, sokaktaki bu çocukları toplayan ve hayatlarının değişmesine yardımcı olan bir çok dernek ve vakıf da bulunuyor. Sokaktaki çocuklara uzatılan yardımeli sayesinde bazıları okula giderek iyi bir gelecek sahibi oluyor. Senegal'de halk yazılı ve görsel medyaya çok önem veriyor, mutlaka günlük gazeteleri okuyor, haberleri kaçırmıyor. Zaman zaman gazete sayfalarında bu çocukların yaşadığı dramlar da gözler önüne seriliyor. Örneğin 2013'te Dakar'ın iç kesimlerindeki Medina semtindeki bir Daarada çıkan yangın ve yaşamını yitiren 10 çocuk haberlere yansımış, başka bir haberde ise "Daaralarda yaşayan bir dilenci çocuğun para getirmediği için uğradığı fiziksel şiddet sonucu öldüğü" iddia edilmişti. -Cumhurbaşkanı gidişata "dur" dedi Giderek kötüleşen bu duruma son vermek isteyen Cumhurbaşkanı Macky Sall kısa süre önce, ülke genelindeki tüm Daaraları modernize edeceklerini açıkladı. Proje kapsamında 64 dini okulun yanında normal eğitim veren okulların yapılması da yer alıyor. Bunun için hükümet, İslam Kalkınma Bankası'ndan finansal destek de aldı. Ancak, Daara sahiplerinin bir kısmı, İslami eğitime uygun olmadığı gerekçesiyle bu projeye karşı çıkıyor. Sözde bazı Daaralar ile gerçek dini eğitim veren kursların birbirinden ayırt edilmesini isteyen Daara sahipleri, modernizasyon adı altında okulların Fransız okuluna dönüştürülmesinden endişe ediyor. Dini toplulukların, halkın ve bazı STK'ların karşı çıkması sonucunda proje geri çekilerek din alimlerinin görüşüne açıldı ve birlikte çalışılarak meselenin çözümü için orta yolun bulunması kararlaştırıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü 2015 raporuna göre, geçen yıldan bu yana çocukları dilendiren 3 sahte derviş, hüküm giyerek cezaevine gönderildi. Aynı zamanda 22-24 Haziran tarihlerinde Dakar'da CEDEAO ülkelerinin temsilcileri bir araya geldi ve bu sorunu masaya yatırdı. Yetkililere göre bu çocuklar CEDEAO ülkelerinin düzenine karşı ciddi tehdit oluşturuyor. Bu tehdide karşı birlikte çalışılması gerektiğini açıklayan ilgililer, mücadele için bir an önce, çocukları koruyan ve çocukları çalıştıranları cezalandıran zorlayıcı yasal bir çerçeve oluşturulması gerektiği ifade edildi.