83 milyonluk Türkiye'nin hiç hakkı yok mu?

ANKARA - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar,  Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. İçinde bulundukları bölgede çeşitli siyasi krizlerle, çeşitli çalışmalarla iç içe faaliyetleri yoğun bir şekilde yürüttüklerini belirten Akar, "Esas olan, hakkı hukuka, ecdadımızdan aldığımız mirasa uygun şekilde, hak, adalet, istikrar, barış için ve insanların rahatı, huzuru ve güvenliği için gayretlerimizi gösteriyoruz. Bu esaslar çerçevesinde yaptığımız mücadelede hakkımızı, hukukumuzu korumakla kararlılığı herkesin bilmesini istiyoruz." diye konuştu. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele edildiğini vurgulayan Akar, "Çok şükür aldığımız sıkı ve katı tedbirlerle herhangi bir şekilde operasyon bölgelerimizde Kovid-19 ile ilgili bir hadise görülmedi." bilgisini verdi. Bakan Akar, ciddi şekilde yurt dışı ziyaretlerin söz konusu olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Silahlı Kuvvetlerin savunma planının yeni yapısıyla geçmişte olmadığı kadar bu konuda da dış temaslarını bizler Bakanlık olarak, Genelkurmay Başkanımız, Kuvvet Komutanlarımız da kendi muhataplarıyla görüşmelerini sürdürüyoruz. Bu yıl içinde bizim 104, toplamda 163 temasımız oldu. Bu görüşmelerde, bütün bu çalışmalarda Cumhurbaşkanımızın talimatları, bizim sahip olduğumuz ilkeler, yasalarımız, hak ve menfaatlerimiz çerçevesinde hakkımızı hukukumuzu savunmaya gayret gösteriyoruz." Yurt dışındaki temsilciliklerin ciddi şekilde arttığını belirten Akar, 83 ataşeliğe ulaştıklarını ifade etti. Burada yoğun bir temaslar hiyerarşisi olduğunu dile getiren Akar, "Askeri eğitim iş birliği anlaşmaları, çerçeve anlaşmaları da sayısal olarak artmış durumda. Bugüne kadar yapılan askeri, diplomatik, tüm çalışmaları Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğindeki yapılan girişimler, yüz yüze görüşmeler, toplantılar. Bunların hepsinin sonunda geldiğimiz nokta artık erkesin bilmesi lazım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, uluslararası ortamda gerçekten bir özne haline gelmiştir. Dolayısıyla bütün değerlendirmeleri bu esas dahilinde yapmamız lazım." dedi. Akar'dan Yunanistan'a "görüşme" daveti Doğu Akdeniz ve Ege'deki gelişmelerin ardından Yunanistan ile yaşanan gerginlikle ilgili Türkiye'nin duruşuna yönelik soru üzerine Akar, "Daha önceki muhatap ve mevkidaşlarımızla daha önceki dönemde Genelkurmay Başkanı sonrasında Savunma Bakanı olarak yaptığımız görüşmelerde belli bir noktada mutabakat sağladık. Herhangi bir tahdit olmaksızın kendi aramızda, uzmanlar arasında bunları görüşelim diye. 15-20 kişilik bir heyet seçtik biz Atina'ya gönderdik. Teknik bir mesele konuşalım, her şeyi aklımızın arkasında bir şey kalmasın, her şeyi masaya koyalım açıkça görüşelim dedik. Fakat buradaki kural şu bütün meseler hiçbir mesele çözülmeyecek. Buna göre konuşalım" ifadelerini kullandı. Yunanistan tarafının da bunu kabul etmesinin ardından belirlenen heyetin Atina'ya gittiğini belirten Akar, şunları söyledi: "Atina'da bir toplantı yaptılar. Daha sonra Yunan uzman heyeti Türkiye'ye geldi Ankara'da bir toplantı yaptık. Daha sonra biz Atina'ya tekrar bir daha gönderdik. Şimdi dördüncü toplantı Ankara'da olacak. Bugün bir kez daha söylüyorum biz her durumda, her şartta bekliyoruz. Biz konuşmaktan yanayız. Biz haklıyız, onun için güçlüyüz dolayısıyla biz konuşmaktan korkmuyoruz. Gelin konuşalım. Her şey açık. Diyaloğa açığız. Biz barış, huzur istiyoruz ama hakkımızı, hukukumuzu da istiyoruz. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için de neyse o sorumluluğu da yerine getirmek istiyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde Yunan mevkidaşlarımız karar verirlerse biz onları burada ağırlamaktan memnuniyet duyarız. Uzmanlar gelsinler, konuşalım, görüşelim." "Boş bir hayal" Doğu Akdeniz'de bazı ülkeler tarafından düzenlenen ortak tatbikatlara da değinen Akar, "Tatbikatlarla, benzer girişimlerle Türkiye'nin, TSK'nın faaliyetlerini engellemek, değiştirmek gibi şeyleri düşünmek boş bir hayaldir. Bizim kurallarımız var, prensiplerimiz var, hukuk var, hak var, hakkaniyet var. Bu çerçevede yapılması gereken neyse bunları yaptık, yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Türkiye'nin kimsenin toprağında, denizinde, hak ve hukukunda gözünün olmadığını vurgulayan Akar, şöyle konuştu: "Bunu binlerce defa tekrarladık, söylüyoruz. Kendi sınırlarımızda kalmak kaydıyla hakkımızı, hukukumuzu istiyoruz, diğer taraftan da bir damla suyunu dahi vermeyiz, hakkımızı yedirmeyiz. Bunu anlayın. Muhataplarımızın, bunu anlamakta sıkıntısı var. Hiçbir şekilde akla sığmayan taleplerle, yorumlarla görüşmelerle, konuşmalarla olayı tırmandıran kendileri. Bizim yaptığımız şey son derece barışçıl bir şekilde sismik araştırma yapıyoruz, olay bundan ibaret. Buna karşı askeri tatbikat yapılması, gemiler, uçakların getirilmesi nedir?" "Bu yaklaşım Yunan halkına da zarar veriyor" Yunanlı müttefiklerin "Her şey benim" yaklaşımında olduğunu söyleyen Akar, şunları kaydetti: "Tek haklı kendileri. Peki bu 83 milyonluk Türkiye'nin hiç hakkı yok mu? Bu kadar yanlış, tek yanlı, bencil bir yaklaşım kendilerine de Yunan halkına da zarar veriyor. Komşumuz, Yunan halkının da huzura ihtiyacı var. Her seferinde olayları tırmandırarak onları da rahatsız, huzursuz etmenin bir anlamı yok. Kendileri de kaybediyor." Savunma ve güvenlik alanında NATO ve BM gibi global bazda bazı görevlerin, sorumlulukların bulunduğuna işaret eden Akar, "Bunları da gerçekten son derece başarılı bir şekilde herkes tarafından dikkat edilecek şekilde üstün bir düzeyde arkadaşlarımız büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla yerine getirmeye devam ediyorlar." ifadesini kullandı. Ayrıca ileri teknoloji için yürütülen faaliyetler hakkında da bilgi veren Akar, "Bu ileri teknolojiyi ithal ederek değil onu yerli ve milli şekilde üretmek suretiyle silahımızı, aracımızı, gerecimizi, mühimmatımızı da yapar hale gelmenin büyük bir azmi ve gayreti içindeyiz. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın gayretleri malum. İddia malum. Bunun gerçekleşmesi için çok ciddi bir çalışma içindeyiz. Bunun sonucunda varmak istediğimiz şey, ülkemizi ve milletimizin güvenliğini sağlayacak düzeyde etkin, caydırıcı, saygın bir ordunun oluşması, vatanına milletine bağlı personelden müteşekkil." değerlendirmesinde bulundu. Son yayımlanan Navtex'in muhtevası Bakan Akar, son yayımlanan Navtex'in muhtevasının sorulmasına şu karşılığı verdi: "Navtex, bunu herhangi bir şekilde denizde bir faaliyet göstereceğiniz zaman bu denizcilik kuralı, denizcilerimiz bir ilanda bulunuyorlar, 'şu alanlarda bizim bir faaliyetimiz olacak, seyir ve güvenlik bakımından bunu bilin' diyoruz. Bizim orada (Doğu Akdeniz) deniz alaka ve menfaatlerimiz konusunda çalışmalarımız var, hakkımızı hukukumuzu korumakta kararlı, azimli ve muktedir olduğumuzu müteaddit defalar söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Bu çerçevede biz faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bizim orada yaptığımız sismik çalışmalar, araştırmalar, bununla alakalı ne varsa gerektiği kadar bunu sürdüreceğiz. Bunun herhangi bir tarihi, sınırı vesaire söz konusu değil. Bizim orada hakkımızı, hukukumuzu kullanıyoruz, bunun gereği olarak da yapılması gereken teknoloji çalışmaları var. Bu çalışmaları sürdürüyoruz. Bunlar ne kadar gerekiyorsa o kadar yapılacak ve bunu yapacağız. Enerji Bakanlığımız bu çalışmaları sürdürürken, biz de Silahlı Kuvvetler, Milli Savunma Bakanlığı olarak oradaki faaliyetlerin güvenliğini sağlamaktan sorumluyuz. Bugün yapılan açıklamaya geldiğimizde bu tamamen bundan farklı. İskenderun bölgesinde Deniz Kuvvetlerimizin atış eğitimi için yapılan planlı bir faaliyet ile alakalı güvenlik bakımından yayımlanmış bir Navtex'tir. Bu farklı eğitim ve atış için yapılan çalışma."