Mehmet Necati GÜNGÖR AKP’nin bu ülkeye yaptığı en büyük hizmet nedir diye soracak olursanız; cevabımız şu olur. Atatürk’ü bu millete daha çok sevdirdi, Cumhuriyete sadakati daha çok arttırdı. Türk Milleti AKP sayesinde bu gerçekleri çok daha iyi görür hale geldi. Yolmuş, köprüymüş, geçitmiş, şuymuş, buymuş; geçen bunları. Bunları her iktidar yapardı. Hem de daha iyilerini daha az harcamalarla. Örnekleri geçmişte var: Demirel’in ve Özal’ın boğaz köprüleri. Cumhuriyetin demiryolları, fabrikaları, Bunların hepsi milletin parasıyla yapıldı. Kimseye peşkeş çekmeden, kimseleri zenginleştirmeden… Ama ben en çok, AKP’nin sevmediklerini sevmekten hoşlandım. Onlar Mustafa Kemal dedikçe, Millet Atatürk’e sarıldı. Onlar Osmanlı dedikçe millet Cumhuriyete daha bir sadakatle bağlandı. Onlar bu milletin sağcılarına bile İsmet Paşa’yı sevdirdiler. Malûm sağcılar İsmet Paşa’dan haz etmezlerdi. Şimdi görülüyor ki, İsmet Paşa da çok sevilen Türk büyükleri arasında yerini almış. Onlar belediyelere yapıştıkça, halk o belediyeleri halkın içinden gelenlere verdi. İstanbul en çarpıcı örnek. Birinci seçimde kazanan İmamoğlu’nun mazbatasını elinden aldılar, Halk oy farkını 13 binden 806 bine çıkardı. Şimdilerde yetkilerini tırpanlıyorlar. Onlar tırpanladıkça İmamoğlu’nun gücü ve sevenleri katlanıyor. Ankara Büyükşehir belediyesi, İstanbul ve CHP’nin aldığı diğer belediyeler bizlere milli bayramların tadını yaşatıyorlar. Bunların hepsi AKP’nin eseridir. Bütün bunlar AKP’ye minnet borçluyuz. Sen var oldukça, millet kendine geliyor. Var olasın AKP!

Nasıl bir muhalefet?

Halk arasında dolaşıp gözlem yapmayı severim. Bu benim mesleki merakım. Yaptığım gözlemlerde şu noktalar ortaya çıkıyor: Halk, iktidardan memnun değil. İktidar eriyor. Halk, muhalefetin yapılış şeklinden de memnun değil. CHP ve İYİ Parti’ye sağdan, soldan bir sempati akışı var, bu doğru. Ama yeterli değil. Halk, CHP’nin ve İyi Parti’nin muhalefet tarzını yetersiz buluyor. “Muhalefet Meclisin grup salonlarında değil, halkın sinesinde yapılır.” Sözlerini çokça işitiyoruz. İktidara sözümüz yok, çünkü o her şeye rağmen bildiğini okumaya devam ediyor. Burada “muhalefet ne yapılmalı, nasıl muhalefet yapılmalı?” gibi sorular ortaya çıkıyor. “Halkın sinesinde muhalefet nasıl olur?” Bize göre, halkın arasına karışmakla olur. Meselâ muhalefet milletvekilleri yurt sathına yayılmalı, halkın arasında dolaşarak tezlerini anlatmalı. Ayrıca, parti grup toplantıları Ankara’dan yurt sathına kaydırılmalı. Meselâ her ay bir bölgede grup toplantısı yapılmalı, bütün milletvekilleri ve halkla birlikte o bölgenin sorunları ile birlikte genel sorunlar dile getirilmeli, çareler ve çözüm yolları anlatılmalı. CHP’nin ve İyi Parti’nin yapacağı en iyi muhalefet böyle olur diye düşünenlerdeniz. CHP ve İyi Parti veya diğer muhalefet bileşeni partiler bir ay Ankara’dalarsa, öteki aylar, İstanbul’da, İzmir’de, Konya’da, Erzurum’da, Trabzon’da, Diyarbakır’da olmalılar. Kendi seslerini halkın sesine katarak muhalefet yapmalılar. Biz, rahmetli Demirel’in “şanlı muhalefet” ini arıyoruz. Aslında Kılıçdaroğlu’nun da, Akşener’in de konuşmaları güzel. Ama, halka ne kadarı ulaşabiliyor, asıl soru işareti budur. Medyanız yok, televizyonunuz yok diye karalar bağlamayın. Sosyal medya var, halkın sinesi var. Oralarda var olun. Ekranlar sizin değilse, duvarlar sizin. Mesajlarınızı büyük panolar haline getirip o duvarlara asın. Göreceksiniz, halk sizinle olacak.