Mehmet Necati GÜNGÖR Milletimizin bahtına yakıcı güneş gibi doğdunuz. Kavurucu sıcaklığınızın yol açtığı susuzluğumuzu Istranca derelerinden su getirerek giderdiniz. Yollar, köprüler, geçitler yaptınız. Yollarınızdan keyifle geçtik de, köprülerinizi kullanamadık. Astarları yüzlerinden birazcık pahalıya geldi galiba. Geçenden de, geçmeyenden de para alınıyor ama olsun; nihayetinde hizmet hizmettir. Çok iftiralara maruz kaldınız. Size “hırsız” “arsız” diyenlere inat, milletimizin çoğunluğu “çaldıysa benim paramı çaldı, size ne!” diyerek iftiracılara, özellikle de muhalefete haddini bildirdi. Ve sizi 15 yıl boyunca iktidarda tuttu. Sayenizde demokrasinin, hukukun ve adaletin değerini anladık. Atatürk’e ve Cumhuriyete bağlılığımız arttı. Milli bayramlarımızı daha bir içtenlikle kutlama bilincine ulaştık. İlişkilerde paranın ne kadar güçlü bir meta olduğunu sizlerde gördüğümüz örneklerle daha iyi idrak eder olduk. Yine sayenizde; Asırlık yanlışlarımızdan döndük. Yakın ve uzak tarihimizi inceleyip doğrularımızı bulduk. Başta rahmetli Demirel olmak üzere, Rahmetli Özal’ı, rahmetli Erbakan’ı, rahmetli Türkeş’i, rahmetli Ecevit’i Hasretle, özlemle anar olduk. Meselâ: Bizim gibi Demokrat Parti geleneğinden gelmiş olanlarımıza rahmetli İnönü’yü bile sevdirdiniz. O’nun “asker kaçağı” olmadığını, Camileri ahır yapmadığını, Millet aç kalmasın diye o dönemde başka kamu binası olmadığı için camileri tahıl ambarı olarak kullandığını, Savaş ihtimaline karşı kutsal emanetlerin bir kısmının camilerde korumaya aldığını, Genç tarihçimiz Sinan Meydan’dan öğrenmiş olduk. O’nun, hesap soran bir vatandaşa“sizi ekmeksiz bıraktım ama, babasız bırakmadım” dediğini öğrendik. Yıllarca bilmeden iftira ettiğimiz tarihi şahsiyetlerden özür dileyerek zanlarımızdan kurtulduk. Sayenizde mukaddes dinimizi daha derinlemesine araştırdık ve gerçek İslâm’ın ne olduğunu; uydurulmuş kalıplara değil, gerçek Kur’an verilerine dayanarak anladık. Doğrusu, siz gelinceye kadar böyle bir idrake varamamıştık. Bizi bu manada da uyandırdığınız için teşekkür ederiz. Düşmanlarınıza karşı bile merhamet ve insanlık örneği verdiniz. Onları hastanelerde tedavi ettirecek kadar yücelik gösterdiniz. 3 milyon Suriyeli mülteci ile ekmeğimizi bölüştürdünüz. Onları vatandaş olarak bağrınıza bastınız. İş verdiniz, ekmek verdiniz, mekân verdiniz. Nankör dünya bunları bile görmedi. Kendini savunmak durumunda kalan bazı terörist gruplara silah verdiğiniz bile söylendi ama şahsen ben bu saçma iddiaya inanmadım. 80 milyon nüfusumuzun 36 etnik gruptan ibaret olduğunu sizden örendik. Bütün milliyetçilikleri ayaklar altına alarak aralarında eşitlik sağladınız. En milliyetçi görünen partinin liderini de bağrınıza bastınız. Teröristleri yola getirmek için açılım süreçleri başlattınız. Ayaklarına mahkeme gönderdiniz. Ama, sütü bozuklar bu iyiliklerinizi de göremediler. Son Anayasa değişikliği ile ülkemizin refah ve mutluluğu önündeki engelleri kaldırdınız. Hiç bir şey yapmamış olsanız bile, şu fesat ehli gasteci taifesinin gözlerinin kurdunu kırdınız ya, helal olsun! Evlenme programındaki rezilliklere son vereceğiniz ümidine kapılmıştık, bir tek bu hususta bizi hayal kırıklığına uğrattınız. Olsun, bu da düzelir nihayetinde. Mecliste söz dalaşıyla geçen gürültü patırtılar yerine, bilge bir ağızın hikmetli kararlarına bağladık kaderimizi Artık, hızımıza kimse yetişemeyecek. Kıskananlar çatlayacak. Bütün dünya önümüzde diz çökecek. Sözümüz dinlenecek, itibarımız yükselecek. Ceplerimiz dolacak, midelerimiz bayram edecek. Terör denen belâdan da kurtulacağız biiznillah. Gül gibi geçinip gideceğiz inşallah.