Mehmet Necati GÜNGÖR Önce, pişkinliktir bu davet. Partinden kopunca ağzına gelen hakaretleri edeceksin, iffetine saldıracaksın, engeller yığacaksın önüne, sonra da kalkıp hiçbir şey olmamış gibi “Yuvana dön” çağrısı yapıyorsun. O günleri yakından takip eden biriyim. Sen bu şerefli Türk kadınının iffetine saldırırken tir tir titreyerek, gözlerinden damlalar akıtarak seni halkı şikâyet ettiğini ne çabuk unuttun pişkin? İyi Parti tabanı milliyetçi bir tabandır. “Milliyetçilik ayaklarımın altındadır” diyenle beraber olanı hoş görür mü bu taban? Sayın Akşener’in yerinde olsam; Bahçeli’ye şu şartları koşarım: Tamam, yuvaya döneyim de, şartlarım var. “Önce Genel Başkanlığını bırakacaksın. Sonra Türklüğe ve büyük Atatürk’e hakaret eden, TC  tabelalarını söktüren arkadaşlarınla, aynı yola girerim mi sanıyorsun? Atatürk’ten vazgeçip, O’na sövenlerle aynı hizada saf tutmamı nasıl beklersin? Niyetin partini büyütmekse önce sığındığın limanı terk etmelisin. Tabi olduğun millet ittifakını büyütmek için gayret sarf edeceğim. Önce Hükümetten ayrıl, sonra meramını anlat.” Demelidir. Meral Akşener bir hanımefendidir. Bahçeli’yi hak ettiği ağızdan cevap vermez, daha doğrusu buna tenezzül etmez. En iyi cevabı İyi Partili Dikbayır vermiş. “Önce yolunu şaşıranlar kendilerine çeki düzen versinler.” Haksız mı? Bahçeli ve büyük ortağının bu çağrıdan murat ettikleri kesinlikle şudur diye yorumluyoruz: Millet ittifakını parçalamak. Giderek eriyen oylarını konsolide etmek. Bunların hiç birisi olmaz diye düşünenlerdenim. Akşener ve iyi parti bu hataya asla düşmezler. Düşerlerse yok olacaklarını bilirler. Zaten, onlarla birlikte olmayı akıllarından bile geçirmezler. Bahçeli Akşener’den “ablan sana kurban olsun” demesini bekliyorsa, Daha çok bekler.