Avrupa Birliği’nin (AB) finanse ettiği ve Gazeteciler Cemiyeti’nin uyguladığı Demokrasi için Medya / Medya için Demokrasi (M4D) Programı kapsamında Basın Evi’nde "Anadolu Ajansı'nın kuruluşu ve gelişimi" başlıklı atölye çalışması yapıldı

DİCLE KAVAK EKMEKCİ - Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi (M4D) Programı kapsamında Basın Evi’nde gerçekleşen "Anadolu Ajansı’nın (AA) kuruluşu ve gelişimi" başlıklı atölye çalışmasında, Prof. Dr. Korkmaz Alemdar başlangıcından günümüze AA’nın tarihsel süreci hakkında bilgiler verdi. Atölye çalışmasına Gazetecilik Araştırma ve Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu üyeleri, Yusuf Kanlı, Av. Tuncay Alemdaroğlu, Prof. Dr. Abdülrezak Altun ve Danışma Kurulu üyeleri Ceyhan Baytur, Gülsün Bilgehan, Dr. Öğr. Üyesi Hülya Eraslan ve Gül Karagöz-Kızılca Vecdi Seviğ ve Süleyman Coşkun katıldı. Atölye çalışmasına M4D Program Direktör Yardımcısı Seva Ülman Erten, gazeteci Metin Aksoy ile çok sayıda iletişim fakültesi öğrencisi de katıldılar. Açılış konuşmasını yapan Kanlı, M4D programını kısaca tanıtarak program kapsamında gerçekleşen etkinliklere katılmanın genç gazeteciler için önemli olduğunu vurguladı. Kanlı, “Kendini geliştirmek isteyen medya çalışanlarının hem gazetecilerin hem de geleceğin gazetecilerinin gerçekleştirdiğimiz eğitimler ve söyleşilere katılması gerekiyor” açıklamasında bulundu. Prof. Dr. Korkmaz Alemdar: “Anadolu Ajansı, Cumhuriyetin iletişim politikasına yön veren ünik bir kuruluştur” İlk oturumda AA’nın kuruluş sürecini anlatan Alemdar, ajansın dünya iletişim tarihi açısından da özgün bir model olduğunu vurgulayarak, “Anadolu Ajansı Türkiye tarihinin yazılı kaynağıdır” ifadesini kullandı. Alemdar “AA’nın sermayesi devlet tarafından karşılanmasına rağmen yönetimde asıl çalışanların hisse sahibi olması hatırlanması ve hatırlatılması gereken bir noktadır” dedi. Başlangıcından itibaren AA’nın işleyiş politikasından bahseden Alemdar, AA’nın ulusal çıkarların savunuculuğunu yaptığını hatırlatarak “Çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra bu niteliği geri plana düştü, siyasal çıkarlar ajansın yayın politikalarında belirleyici olmaya başladı” şeklinde konuştu. “AA hak ettiği değeri görmedi” AA’nın özerk ve biricik olan yapısının, gazeteciler tahsis edilen hisselerin kar getirmemesi yüzünden de kaybolmaya başladığını hatırlatan Alemdar, “1970’lerden itibaren özel şahıs hisselerinde artış oldu. Çalışanların karar verme sürecindeki sayısal üstünlüğü yok olunca, belirsizlik ve sıkıntılar kamu yararı için çalışan AA’yı sarstı. Başlangıçta alınan ‘her 10 hisse bir oydur’ kararının yerini, ‘her hisse bir oydur’ kararı alınca, AA 1980’lerin başından itibaren siyasal iktidarlara bağlanarak özerklik statüsünü maalesef kaybetti” dedi. “AA’nın kuruluşu ve gelişimi” adlı atölye çalışmasının ikinci oturumunu, özerk yapısını kaybeden AA’nın model olarak alındığı yeni bir yapı anlayışı üzerine konuşmaya ayıran Alemdar, “İletişim alanındaki özgün kuruluşumuz olan AA’nın yanlışlarını gözden geçirmeli ve düzeltmek için kafa yormalıyız” dedi. Alemdar, “Kamu yayıncılığının temeli ve ilkeleri doğrultusunda yeni bir yapı kurulmalıdır. İletişimciler olarak yeni modeller üzerinde çalışmalıyız. Kamu malı olarak bir ajansın hayata geçirilmesi için, Gazeteciler Cemiyeti bünyesinde kurulan Gazetecilik Araştırma ve Eğitim Merkezi (GAEM) olarak çalışmalar yapmayı amaçlıyoruz” dedi. [caption id="attachment_157432" align="alignleft" width="389"]                                    Ceyhan Baytur[/caption] Baytur: “AA herhangi bir iktidarın sözcüsü olamaz” Atölye çalışmasında söz alan Ceyhan Baytur, 1992-1993'te Genel Müdür olarak görev yaptığı AA’dan bahsederek, hiçbir zaman mevcut iktidarlardan telkinle emir almadıklarını söyledi. Baytur, “Bir kurumda yer alırken kendi ilkelerimizi savunabiliyorsak, yayıncılığımıza kimse müdahale edemez. Basın için en korkunç olan, mesleğin kutsallığı ve tarafsızlığının yok edilmesidir. AA’nın içinde bulunduğu durum maalesef eski ilkeleri sekteye uğratmıştır” açıklamasında bulundu.
Editör: TE Bilisim