ANKARA  – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, merhum Alparslan Türkeş'in fazilet sahibi bir insan olarak temayüz etmiş, gözünü budaktan esirgemeyen cesaret sembolü, şefkat ve merhamet sahibi biri olduğunu belirtti.

Kalp krizi sonucu 4 Nisan 1997'de Ankara'da vefat eden Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurucusu Alparslan Türkeş, ölümünün 19. yılında kabri başında anıldı.

Törene Bahçeli’nin yanı sıra, milletvekilleri, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı. Partililer Türkeş’in mezarının başında Kuran okudu, dua etti.

Devlet Bahçeli, Türkeş'in kabrine, baba ocağı Kayseri'nin Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpti, karanfil koydu ve mezarı suladı.

Bahçeli, burada yaptığı konuşmada, Türkeş’in büyük bir mücadele, engin bir gönül ve ülkü insanı olduğunu, hayatını mukaddes davasına adadığını ve ruhunu Türk-İslam ülküsünün başarısına vakfettiğini söyledi.

Türkeş’in ufuk ötesini görme kabiliyet ve becerisine sahip olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Onda karmaşık olayları kavrama, anlama ve çözüme kavuşturma vasfı hâkimdi. O, vatanına ve milletine bağlı bir devlet adamı, yaşantısıyla önemine büyük bir değer atfeden demokrasi neferi, ama en önemlisi dava adamlığının yol başçısıydı.

Siyasi krizlerin baş gösterdiği dönemlerde sağduyunun sesi olarak hareket eden, aşılmaz görülen sorunları sükunetle halleden bir şahsiyetti. Türk siyaset ve devlet hayatına milli, ahlaki ve manevi bir yorum getirme konusunda heyecan ve aşk doluydu. Türk milletinin tarih ve kültür hazinesinde ülkücü nesillerin düşünü kuran, Türk ve İslam coğrafyalarına umut meşalesi yakan yine Türkeş Bey’in fikir ve akıl ölçüsüydü.

Haksızlık karşısında hiç susmadı. Zalimler karşısında hiçbir zaman el pençe divan durmadı. Yozlaşma akıntısına bütün gücüyle direndi, yolsuzluk seline her şeyiyle göğüs gerdi, yoksulluk batağını kurutmak için çare ve formüller üretti."

"UMUT SAÇAN MİMAR"

Devlet Bahçeli, Türkeş’in Türklük mücadelesinin umut saçan mimarı olduğunu söyledi.

Türkeş'in "Dokuz Işığın aydınlığında geleceğin büyük Türkiye’sini planladığını, bunu da bıkmadan, usanmadan, yüksünmeden devamlı anlattığını" vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Taşıdığı kutlu misyonuyla, sahip olduğu parlak vizyonuyla yüksek hedeflerin çatısını fedakârlık şuuruyla ördü, karşılaştığı zorlukları inançlarıyla örttü.

Türkeş Bey durgunluğu reddetti, hareket ve ilerlemeyi ısrarla tavsiye etti. Bu itibarla milliyetçiliğin kuvveden fiile, derinden yüzeye, saklı durduğu damardan milli bünyeye çıkarılmasında önemli derecede gayret ve emeğinin geçtiği bir hakikattir. Türkeş Bey uzun soluklu olmasının yanında, sürekli engellenmek, çelme takılmak, durdurulmak istenen Türklük mücadelesinin umut saçan mimarıdır. İnanmış bir yürekle, azim ve kararlılıkla dolmuş bir iradeyle karamsarlık ve kötümserlik çemberini tek başına da kalsa yarmasını bilmiştir.

Onun üslubunda, onun lügatinde, onun hayatında yenilgiyi kabullenmek, korkuya teslim olmak, ümitsizliğe kapılmak asla görülmemiştir.  Çünkü Türkeş Bey Türklüğün mukadderatına güvenmiş, milletin basiret ve ruhuna sırtını dayamıştır. İnanmış kişilerin yenilmeyeceğini işaret eden, bunu da hem söz hem de davranışlarıyla ispatlayan bizzat merhum Başbuğumuzdu."

Devlet Bahçeli, Alparslan Türkeş’in, "basit heveslere teslim olmayan, günü birlik heyecanlara itibar etmeyen, sorumluluk ve sağduyu yolundan sapmayan mizaç ve müyesser biri olduğunu" ifade etti.

Bahçeli, "Türkeş, fazilet sahibi bir insan olarak temayüz etmiş; yer geldiğinde gözünü daldan budaktan esirgemeyen cesaret sembolü, yeri geldiğinde de karıncayı incitmeyecek kadar şefkat ve merhamet sahibi olmuştur. Yumuşak huylu, alçak gönüllü, himmet ve haya sahibi mümtaz bir kişilik olarak hala şükranla anılmaktadır." görüşünü dile getirdi.

"BÖLÜCÜLÜĞE DÜŞMAN.."

Devlet Bahçeli, Türkeş’in bölünmeye karşı ve bölücülüğe düşman olduğunu vurguladı.

Türkeş’in Türk vatanının ateşli bir tutkunu ve yılmaz bir bekçisi olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Türkeş Bey’in zihni ve fikir temelinde güçlü bir tarih şuuru hakimdi. Türk milletinin geçirmiş olduğu nice felaket ve güçlükleri iyi biliyor, kafasının derinliklerinde taşıyordu. Türklüğün bugün de eski dünyanın belkemiğini teşkil eden bölgede; milletlerarası hayat ve siyasetin en haraketli kuşağında bulunduğunu her fırsatta söylüyordu. Bölünmeye karşı, bölücülüğe düşmandı.

Türkiye’nin çıkarlarına uygun olmayan her ilişki ve bağlantıya tavır alıyor, arasına aşılmaz mesafeler koyuyordu. Her insanımızı aziz bilen, her insanımıza muhabbet duyan bir vicdana sahipti. Bu nedenle Milliyetçi Hareket’in temel felsefesini "insan sevgisi" olarak belirlemiş, bizlere de bunu miras bırakmıştır.

‘Gerçek milliyetçiliğin, milleti meydana getiren her insanı hiçbir ayrım yapmaksızın aynı derecede sevmek’ olduğunu söyleyerek, Milliyetçi Ülkücü Hareket’e iftira atanlara haddini bildirmiş, alayını birden püskürtmüştü. Kıskançlığın, hasedin, sahteciliğin, yalancılığın, alçaklığın çirkefi içinde beslenen kimselerin aleyhimize her çeşit faaliyeti yapmalarının olağanlığı konusunda da bizleri uyarmıştı. Zaman, Türkeş Bey’i elbette haklı çıkarmıştır."

Bahçeli, ülkü ocaklarının da her geçen gün büyüdüğünü söyledi.

"DÜN BAŞARAMAYANLAR BUGÜN DE SONUÇ ALAMAYACAK"

Devlet Bahçeli, Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntılara işaret ederek, ülkeyi zayıflatmak isteyenlerin dün başaramadığını, bugün de sonuç alamayacağını vurguladı.

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Terörist eylemlerle Türkiye’yi zayıflattılar mı amaçlarına ulaşacaklarını sanan hain ve işbirlikçiler, 1071’de Malazgirt ve 1453’te İstanbul’un fethiyle değişen dengelerin hesabını sorma arayışındadırlar. Fakat dün başaramadılar, bugün de sonuç alamayacakları kesindir. Bunun güvencesi ise Türk milletinin sağlam iradesi ve bin yıllık kardeşlik hukukudur.

Merhum Türkeş Bey, ‘dalından kopan bir yaprağın kaderini rüzgâr tayin eder’ sözüyle herkesi birliğe, beraberliğe çağırıyor, milletimizin her ferdini; kökeni, anasının dili ve yöresi ne olursa olsun aynı ruh ve tutuma davet ediyordu. İhtiyacımız olan da hiç şüphe yok ki budur.

Türkeş Bey, seneler evvel ülkülerinin rotasını belirlemiş ve şöyle seslenmişti: ‘Biz aziz milletimize müreffeh, kuvvetli ve büyük bir Türkiye taahhüt ediyoruz. Kendimizi millete adıyoruz. Ve Türklük yoluna başlarımızı koyuyoruz.’ Bugünkü şartlarda, Milliyetçi Hareket Partisi bu uğurda gece gündüz demeden çalışacaktır."

MHP’Yİ YÖRÜNGESİNDEN OYNATMAK

Devlet Bahçeli, "Dedikoduyu meslek edinmiş, fitneye zihnini kaptırmış, iç ve dış mahfillerde kurgulanmış algı ve bayat siyaset operasyonlarıyla Milliyetçi Hareket’in yörüngesini oynatmaya niyetlenmiş bazı odakların, millet nezdinde mahcup ve mağlup olacağını da hep birlikte göreceğiz" dedi.

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim yönümüz hakka dönüktür. Bizim gücümüz Türk milleti, yegane sığınak ve manevi mükafatımız Rabbimizin himaye ve ihsanıdır. Biz doğrunun yanındayız, meşru olanın tarafındayız, milliyetçilikle demokrasinin çakıştığı tarih ve millet kaynağındayız.

Türklüğün varlığı ve Türkiye’nin bekası için her şeyi göze alırız. Vatan ve ülkü şehitlerimizin mirası kılavuzumuzdur. Demir parmaklıkları taş medreseye dönüştürmüş yiğitlerimiz bizim göz bebeğimiz, Milliyetçi-Ülkücü gençlik asıl teminatımızdır."

Bahçeli, "tarihin volkanından çıkmış, kültürün fay hatlarından süzülerek çağlamış maneviyatçı, akılcı, demokratik, çağdaş bir milliyetçilik anlayışıyla Türkiye’nin ve Türklüğün belini doğrultacaklarını, huzur ve kardeşliğin tek adresi olacaklarını" bildirdi.

Öte yandan sıkı güvenlik önlemi alındığı tören sırasında kabir bölgesine girecekler tek tek arandı.