Artun TALAY İlginç bir anket 1977’de yapıldı. Soru: Dalınızın Dünya Şampiyonası ve tuttuğunuz futbol takımının maçı televizyonda yayınlansa hangisini izlersiniz? %87 Dünya Şampiyonasını %13 tuttuğu takımın maçını Soru: Çalıştırdığınız sporcuları siz mi buldunuz yoksa onlar mı size geldiler? %87 ben tarayıp buldum %13 onlar bana geldiler Soru: Çalıştırdığınız sporcu antrenmana gelmezse araştırır mısınız? %87 araştırırım %13 araştırmam Çok ilginç değil mi? 10 soruluk anketin 3’ü %87 ve %13 ile yanıtlanmıştı. Kim bunlar? Antrenman planlamasında ana düşünceye önem vermeyenler. Bu anlayış günümüzde de sürüyor mu? Araştırılmadan hiçbir şey söylenemez. Antrenmanın bir ana düşüncesi olmalı ve bütün bölümler ana düşünceye uygun olmalıdır. Ana düşünce ile uyumlu olmayan bölümler antrenman bütünlüğünü bozar. Antrenman bütünlüğü için ilgisiz uygulamalar ayıklanır. Eğer en ufak şüphe varsa, uygulamaların sınırları daraltılır.Antrenman tek ve sınırları daraltılmış uygulamalar üzerine kurulur. Ana düşünce antrenmanın öznesidir.Bu yüzden antrenmanın başındaki, ortasındaki, sonundaki uygulamalarda ana düşünce özne olur. Eğer olmazsa bu yanlışa neden olur. Bir de antrenmanın “en büyük” küçük hareketleri vardır. Bunlar yardımcı uygulamalar olup, yardımcı kas gruplarına yöneliktir. İlk bakışta anlamsız gibi görünen bu yardımcı hareketlerin, antrenmana ne denli anlam kazandırdıkları rahatlıkla görülür. Açık, anlaşılır ve anlamlı uygulama bölümleri birbirini takip eder. Ama en önde ana düşünce ve arkasından uygun bölümler seçilir. Çünkü anlamı anlaşılmayan bölümler yanlışa yol açar. Havada kalmış uygulamalardan kaçınılır. Ayrıca bakış açısında gereksiz değişikliklerden uzak durulur.Çünkü açık, anlaşılır uygulamaların yalnızca bakış açıları vardır. Dikkat! Antrenman öznesi olan ana düşünce değiştirilemez! Diğer bölümlerde yapılan gereksiz değişiklikler yanlış ve başarısız sonuçların alınmasına neden olur.Antrenman yapısına iyi hakim olmayanların, antrenmanı uzatmaları, kendileri için ciddi bir hatadır! Doğru planlama ile ana düşünceye sıkı bir şekilde bağlı kalma sağlanır. Bu da yıl boyunca kullanılacak uygulamaların listelenmesini sağlar. Bu şekilde mantıklı bir sıra izlenir. Ana düşünce antrenmanın odak noktasıdır. Antrenmanın oluşmasını sağlayacak uygulamaların belirlenmesinde önemli rol oynar. Rastgele ve düzensiz bir şekilde akla gelen her şeyin antrenman planının içine konulması, antrenörün boş bilgilere sapmasına ve ana düşünceden uzaklaşmasına neden olur. Bu nedenle antrenman bütününe bakıldığında, ana düşünce kolaylıkla anlaşılır haldeyse amaca ulaşılır. İsmail Hakkı Tonguç “Kullanılmayan bilgi boş ve gereksiz bilgidir” Sözünü boş yere söylememiştir. Antrenman planlamasına ana düşünceden uzaklaşan boş ve gereksiz bilgiden kaçınmak zorunluluktur.