Başkent Ankara Meclisi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla Ankara Ticaret Odası (ATO), Ankara Sanayi Odası (ASO), Ankara Kent Konseyi ve Ankara Kulübü Derneği desteğiyle yürütülen ve geçtiğimiz günlerde tanıtımı yapılan “Bir Zamanlar Ankara, Sözlü Tarih” Projesi’nin Koordinatörü Sanem Arıkan ile projenin detaylarını konuştuk

NAZ AKMAN/ANKARA Başkent Ankara Meclisi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla Ankara Ticaret Odası (ATO), Ankara Sanayi Odası (ASO), Ankara Kent Konseyi ve Ankara Kulübü Derneği desteğiyle yürütülen “Bir Zamanlar Ankara, Sözlü Tarih” Projesi kapsamında, kentte yaşayan şehrin tarihine değer katmış ileri yaşlardaki Ankara tarihine hakim kişiler kamera karşısına geçti. Ankara’nın geçmişten günümüze uzanan tarihine ışık tutarak, genç nesillere yol haritası sunan proje, milli ve manevi değerleri tanıtarak, Başkentli olmanın kültürünü aşılamayı amaçlıyor. Bir zamanlar Ankara’yı anlatan 19 isim Proje kapsamında Ankara’yı anlatan kişiler; Aliye Öztan, Birten Gökyay, Bülent Kalıpçı, Faruk Küçük, Gazi Yaşargil, Güven Dinçer, İdris Yamantürk, Mehmet Haberal, Nebahat Taşkın, Niyaz Dermancı, Osman Böcek, Özden Toker, Rengim Gökmen, Ruşen Keleş, Şevket Bülent Yahnici, Şükran ve Hasan Pekmezci, Yunus Ensari ve Yüksel Erimtan oldu. Geçtiğimiz günlerde tanıtım toplantısı yapılan “Bir Zamanlar Ankara, Sözlü Tarih” Projesi’nin detaylarını proje koordinatörü Sanem Arıkan ile konuştuk. “Başkent Ankara Meclisi (BAM) Ankara’da en çok nüfusu bulunan 28 ilin hemşehri derneği federasyonları ve bu federasyonlara bağlı olanlarla birlikte yaklaşık 1500 dernek altı vakıf ve iki sendika ile çatısı altında binlerce kişiyi buluşturan bir meclis olarak kuruluşundan bu tarihe kadar, Ankara’nın kültürüne, sanatına, milli, manevi, siyasi, ticari, doğal tüm değerlerine sahip çıkmak üzere birçok projeye imza atmış ve başarıyla tamamlamıştır. Bizi gerçekten son derece heyecanlandıran yeni ve büyük bir projeye imza attık” diyen Arıkan, projenin amacının tarihe ışık tutmak olduğunu söyledi. [caption id="attachment_196396" align="alignright" width="349"] “Bir Zamanlar Ankara, Sözlü Tarih” Projesi’nin
Koordinatörü Sanem Arıkan[/caption] Ankara tarihinin derinliklerine yeniden ışık tutulması gerekiyor Ankara tarihinin derinliklerine yeniden ışık tutulması gerektiğinin altını çizen Arıkan, “Ankara sadece Türkiye’nin değil din, dil, ırk kültür gibi bağlarla kendini bize bağlı hisseden gözü, kulağı, kalbi Ankara’da olanlarında başkentidir. Bu projede öncelikle bilgi görgü ve deneyimlerini bizimle paylaşma lütfunda bulunarak geleceğimize ışık tutan kıymetli büyüklerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Proje sayesinde gelecek nesil, bu değerli büyüklerimizin hafızalarındaki Ankara’yı tanıma fırsatı bulabilecek” dedi. Proje kapsamında sözlü tarihi kayıt altına alacak belgesel çekimleri ile yapılan görüşmelerin derlendiği kitap aracılığıyla gelecek kuşaklara miras bırakacaklarını ifade eden Arıkan, “Bu projede, Ankara’nın önde gelen, değer katan sanatçıları, siyasetçileri, iş insanları, kanaat önderlerinin yaşamlarından, anlatımlarından yola çıkarak hafızalarını belgelerle çekeceğimiz filmler ve hazırlayacağımız belgeseller ile yapılan görüşmeleri toplayacağımız prestij kitapla geçmişin ışığı ile günümüzü ve hatta geleceğimizi aydınlatmayı, gelecek nesillere kültürel sanatsal milli ve manevi değerlerini tanıtmak, yaşatmak ve Başkentli olma kültürünü aşılamayı hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. Belgesel çekiminde öne çıkan diyaloglar Proje kapsamında bir zamanlar Ankara’yı anlatan isimlerden Şevket Bülent Yahnici, Birten Gökyay, Şükran Hasan Pekmezci, Ruşen Keleş ve Rengim Gökmen’in belgesel çekimi sırasında öne çıkan diyaloglarında hafızalardaki eski Ankara gözler önüne serildi. “Çiçek sinemasını izlerdik” Yahnici, “Bir Ankaralı olarak Samanpazarlı olmakla, Anafartalar Ulus Hamamönü’nde büyümek ve Gazi Lisesi’nde okumaktan gurur duyuyorum. Cebeci çayırında Çiçek Sineması’nın yakınında kuzenimin evinin balkonundan Çiçek sinemasını izlerdik. Haldeki en eski bakkaliye babama ait olan Şevket bakkaliyesi ve o zaman dostluk komşuluk vardı. Tatile giden herkes dükkanının anahtarını babama bırakır, döndüğünde kasanın altından kaç gün ise parasını oradan alırdı.” “Önde değil her zaman öncü oldum” Gökyay, “Anafartalar Ortaokulu’nda okurken okulun bahçesindeki akasya ağaçlarının güzelliğini unutamam. Oturduğumuz evin devamındaki mahalle Yahudi mahallesiydi. En yakın komşumuz Madam Yoya ve o mahalledeki tüm evlerin penceresinde çiros sarkması çocukluğumdan aklımda kalan anılar… Gençliğinde babamla Gençlik Parkı’na giderkenki babamın her zaman fötr şapkası bizim için önemin simgesiydi. Önde değil her zaman öncü oldum.” “Biz Ankara ressamlarına, Kıraç Anadolu Ressamı derler” Pekmezci çifti, “Ankara deyince aklıma ilk gelen Hacettepe üstündeki koruluk ve havuz. Hatta su perilerinin olduğu havuzun yanından geçerken annem her zaman; ‘bak annesinin sözünü dinlememişler, böyle kalmış’ diyerek anlatırdı. Gençlik Parkı’nın çocukluğumdaki ortamı, ambiyansı hala aklımda olup göl gazinosuna giderken en güzel giysilerimiz giyip gitmek, sonrasında Şişman dondurmacısında dondurma yemek hiç unutamadıklarım (Şükran Pekmezci). Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde okurken, cebeciye yürürken Devlet Demiryolu Hastanesi yanındaki Akan Çay günümüzde kapatıldığı için her oradan geçerken aklıma geliyor. Biz Ankara ressamlarına Kıraç Anadolu Ressamı derler (Hasan Pekmezci).” “Türkiye’nin tüm özelliklerini yansıtan şehirdir Ankara” Keleş, “Türkiye’nin tüm özelliklerini yansıtan şehirdir Ankara. TBMM ile Ankara’ya şehir emaneti verildi. 1954 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde göreve başladığımda odamın penceresinden Ulus’tan, Ankara Kalesi’nin surlarına kadar her yer görünürdü. Cebeci’den yürüyerek Hamamönü Anafartalar Caddesi’ne gitmek öğrenci iken önemliydi. Çünkü o yol üstü en büyük alışveriş yapacağımız caddeydi. Kafe, dükkân, yiyecek, giyecek her şey vardı.” “Hocam Adnan Saygun ve babamın önünde verdiğim konserlerimi unutamam” Gökmen, “1924 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO), İstanbul’dan Ankara’ya taşınması ile ilk konseri Ulus’ta Milli Sinema ’da vermiştir. Şimdilerde ise onun yerinde Ankara Palas’ı yer alıyor. Sıhhiye’deki Çelik Apartmanındaki komşuluklar, unutamadığım en güzel anılarım. Beni hangi konserim en çok heyecanlandırdı derseniz; hocam Adnan Saygun ve babamın önünde verdiğim konserlerimi unutamam…”
Editör: TE Bilisim