Naz AKMAN / 1961 yılında Sivas’ta dünyaya gelen Nimet Altunkılıç, Ankara Küçükesat’taKıbrıs Bayraktar İlkokulu’ndaki eğitiminden sonra erken yaşlarda iş hayatına başlar. 1978 yılında markette kasiyerlik yaparak geçimini sağlayan Altunkılıç’ın yaşamı, çocukluk aşkıyla evlendikten sonra değişir. Milli Piyango bileti satan eşine yardımcı olmak için zaman zaman bilet gişesinde satış yapan Altunkılıç, “Ankara’nın Nimet Ablası” haline gelir. Kızılay’da Yapı Kredi Bankası’nın önünde otuz yıldır Milli Piyango “abonelerine” ikramiyeler kazandırmaya devam eden Nimet Altuntaş bu haftaki konuğumuz… Nimet Altuntaş, insanlara umut dağıttığı Milli Piyango bayiliğine başlamasını şöyle anlatıyor: “Ben eşimle ilkokul sıralarında tanışmıştım. Zamanla birbirimizi daha çok tanımaya başladık ve yılların vermiş olduğu sevgiyle beraber yollarımızı birleştirme kararı aldık. Evlendiğimiz sıralarda hala bir markette kasiyerlik yapıyordum.Ancak eşimin yaz kış demeden zorlu şartlar altında bir cadde üzerinde ekmek kavgası vermesine gönlüm razı gelmiyordu. İşimi bırakarak, her fırsatta bilet standının başında durmaya başladım. Böylelikle eşimin de ısınmak veya yemeğini yiyebilmek için vakti oluyordu. BAŞKENTLİLERE, NİMET ABLA BAYİLİĞİ AÇIYOR 1985 yılıydı, çok iyi hatırlıyorum…Eşimle aynı işi yaparak insanlara umut dağıtmak çok hoşuma gitmişti. Milli Piyango satış ruhsatı, ardından da bayilik alarak Ankara’nın Nimet Ablası olarak yeni bir hayata adım attım. Bu işi yapan bizlerde resmen küçük esnaf arasında yer alıyoruz. Elde ettiğimiz kar payından belirli peşin vergiler ödeyerek tamamen kendi sermayemizle bilet satışı yapıyoruz. Hakikaten çok zahmetli bir işe girişmiştim. Bir dükkanda esnaflık yapmıyordum. Cadde üzerinde kışın soğuğunda, yazın sıcağında sadece bir bilet standıyla sabahtan akşama kadar ayakta çalışacaktım. Tabii bir de kadın olarak sokakta yer edinmeye çalışacaktım. Açıkçası, eşimle aynı mesleğin çatısı altında yaşam mücadelesi vermeye çalışmak, beni her şeyden daha çok mutlu ediyordu. Zamanla caddede çalışmanın da belirli kuralları olduğunu öğrendim. Kadın olarak bu işi yaparken erkekleşemezdim, çok dişil de davranamazdım. Orta düzeyde bir tavır takınarak sadece işimi yapmaya odaklandım. Bayiliği ‘N.Abla’ ismiyle açtım, ablam Neriman da Milli Piyango bileti satıcısı olduğu için, ikimizin baş harfi olsun istedim. İstanbul’da Nimet Abla’dan sonra başkentliler beni Ankara’nın Nimet Ablası olarak benimsedi. Ben burada, zabıta, Büyükşehir Belediyesi ve yaklaşık otuz yıldır önünde çalıştığım Yapı Kredi Bankası’nın inisiyatifiyle, çevreye herhangi bir rahatsızlık vermeden çalışıyorum.” ‘MİLLİ PİYANGO BİLETİ SATIP İKİ ÇOCUĞUMU OKUTTUM’ Nimet Abla, şans oyunu olarak bayisi olarak sattığı Milli Piyango biletlerinden çıkan büyük ikramiyeleri ve mesleğinde yaşadığı zorluklardan şöyle söz ediyor: “Benden bilet alan müşterilerime, şansa garanti verilmediğini, en güzel şansın kendilerine ait olduğunu ve benim sadece bu şansa vesile olduğumu belirtirim. Öteki türlü dürüst davranmazsam insanları yanıltmış olurum. Benim bayiliğimden satılan biletle insanlar ikramiye kazanınca, inanın onlardan çok mutlu oluyorum. Bugüne kadar bayiliğimden 30 milyon, 25 milyon gibi ikramiyeler çıktı. Geçen sene 55 milyonluk ikramiye yine bu bayilikten çıkmıştı. Böylesine yüksek ikramiyelere aracı olunca yaşadığım sıkıntıları unutuyorum… Yılın her günü sabah saat sekizden akşam yediye kadar bu caddede her türlü insanla muhatap olup birçok riskle karşı karşıya kalıyorum. Her an, saldırı, taciz ya da soygun gibi olaylar yaşayabilirim. Çevreden gelebilecek her türlü müdahaleye hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu sebeple Ankara’nın Nimet Ablası olarak caddeye indiğimde kadın olduğumu unutuyorum. Bu bankanın önünde üç taş üzerinde 30 yılımı geçirdim. Her kadın bu işi yapar mı, bilemiyorum, ama ben hayatı eşimle kucaklamak istediğim için Milli Piyangocu oldum. Birbirimize yoldaş olmak zorundaydık. Milli Piyango bileti satarak iki çocuğumuzu okuttuk, meslek sahibi yaptık. En büyük gururumuz çocuklarımız… Bu işi kadınlara önermiyorum.Ben başlarken mecburdum, sonraları severek yapmaya başladım. Ankara’da çok tanınıyorum, fakat bu işi yapmak hakikaten büyük bir çaba gerektiriyor. NİMET ABLA YILBAŞI BİLETİ ALANLARI UYARIYOR Şimdi yeniyıl yaklaşıyor.Ankara’nın Nimet Ablası olarak bilet alan insanları uyarıyorum: Yıl boyunca bu caddelerde Milli Piyango bileti satan belirli insanlar vardır. Yeni yıldan önce piyasaya çıkan yılbaşı biletçileri ruhsatsız, korsan tezgahlar açarak, maalesef hem bizim hem de müşterilerin haklarını gasp ediyorlar. Mesleğimizde bu tarz sıkıntılarla emeğimiz çalınabiliyor. Kesinlikle güvenilir bayilerden bilet alınmalı. Yakasında,Milli Piyango ruhsatında yazan isim ile biletlerin arkasına basılan kaşelerde aynı isimlerin olmasına dikkat edilmeli. Arkasında iki veya üç defa kaşe basılan biletler satın alınmamalı. Sahte kaşelerle Ankara biletleri ‘İstanbul bileti’ olarak mühürleniyor. İnsanların umutlarıyla, hevesleriyle oynuyorlar. Çekilişten sonra amorti ya da ikramiye kazanan şanslılar bilet aldıkları bayilerden hiçbir şekilde para alamıyorlar. Bunların yaşanmaması için bilet alınan bayilere dikkat etmekte fayda var.” ‘ORTAK BİLETE İKRAMİYE ÇIKTI’ Milli Piyango satıcısı Nimet Abla, mesleğindeki bazı anıları da şöyle aktarıyor: “Yaklaşık otuz yıldır bu mesleği yapınca adım sadece Ankara’da değil, başka illerde de duyuldu. Kırıkkale, Çorum, Antalya gibi şehirlerden gelen müşterilerim, benim bayiliğimin şansına güvendiklerini söyler. Bu tamamen benim dürüst bir esnaf olarak çalışmamdan kaynaklanıyor ve müşterilerimin beni çevrelerine önermesiyle oluyor. Milli Piyango biletini Ankara’dan Nimet Abla’dan almak gerekiyor şeklinde bir algı oluşmaya başladı. İnanın, bu bayilik o kadar güzel olaylara vesile oldu ki yaptığım işten her zaman gurur duydum. Müşterilerimi çok iyi tanıyorum. Yılbaşı biletleri sattığımız bir gün, genç bir çift gelip ortaklaşa bilet aldı. Bir sene sonra evli bir şekilde tekrar geldiler. Ortak bilete ikramiye çıkmış, bu sayede evlenerek yuva kurmuşlar. Öyle mutlu oldum ki… Bilet satarken müşterilerime mani okuyorum, bunu bir tek ben yapıyorum. Ankara’da yoğun kar yağışının olduğu bir gece karşıda bir amca benim manilerimi dinliyormuş. Ben maninin sonunu bir türlü getiremeyince yanıma yaklaşarak, maninin sonunu niçin söylemediğimi, merakla soğukta beni dinlediğini söylemişti. Zaman zaman müşterilerim bilet almasa da standın başına geçip maniler okuyor, bilet satıyor… Yılbaşı bileti sattığımız bir gün, standın önünde kuyruk oluşmuştu. Yerde yatan bir amcada elbisemi çekiştiriyordu.Eğilip onu kaldırmaya çalıştım. Fakat amca, ‘standın önünde yere düştüğünü, bu işte bir keramet olduğunu, dolayısıyla bilet alırsa ona şans getireceğini’ söyledi. Gerçekten de o yıl 15 milyonluk ikramiye bayiliğimden çıkmıştı. ‘BİLET SIRASINDA TANIŞIP EVLENDİLER’ Bilet sırasında beklerken merhabalaşıp daha sonra evlenen müşterilerim oluyor. Bu bayiliğin şans getirdiğini söylüyorlar. Birkaç kez standın önünde insanların telefon konuşmalarına kulak misafiri oldum. ‘Yapı Kredi’nin önünde, Nimet Abla’nın gişesinin yanındayım’ şeklinde, randevu yeri olarak benim standımı veriyorlar. Her gün onlarca kişi adres sormak için, bilet alırken karşılaştığı eşiyle dostuyla muhabbet etmek için bir şekilde standın önünde oluyor. Tatile gittiğim bir dönem denizde yüzerken, bana doğru telaşla koşan birkaç kişi vardı. Tatil beldesindeki Ankaralı bu insanlar beni hemen tanımış ve bu sene büyük ikramiyenin ne kadar olduğu, yılbaşında bilet satıp satmayacağım hakkında sorular soruyordu. Öylesine şaşırmıştım ki denizde bile Nimet Abla olarak beni bulabiliyorlar. CADDENİN PSİKOLOĞU Cumhuriyet gazetesinden tanıdığım bir profesör, ‘Sen caddenin psikoloğusun’ derdi. Hakikaten de öyle olmuşum. Yol parasını harcayan genç kızlar, eşiyle-dostuyla kavga edenler, aç kalanlar, sıkıntısı olanlar, mutlaka yanıma gelip yardım ister. Çok iyi bir dinleyiciyim, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Ankaralılar olmasaydı ben kadın halimle sokaklarda bu kadar yer edinemez, bu kadar tanınıp bilinmezdim. Bu şehrin insanları bana sahip çıktığı için, ben de yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmeyi borç bilirim. Ben Ankara’nın Nimet Ablası değil, Ankaralıların ablasıyım...”
Editör: TE Bilisim