TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Naslı, Ankara’da sağlık serbest bölgesi kurulması konusunda başlattıkları çalışmalar kapsamında Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile görüştü. -Naslı: “Sağlık serbest bölgesi kurulacak iller arasında mutlaka Ankara yer almalıdır. Ankara sağlıkta, dünya çapında dev bir silikon vadisi olabilir” Ankara’da sağlık serbest bölgesi kurulması yönünde TÜGİAD Ankara Şubesi öncülüğünde başlatılan çalışmalar ivme kazanıyor. TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, bu kapsamda Sağlık Bakanlığı’na bir ziyaret gerçekleştirdi. Naslı, TÜGİAD tarafından hazırlanan, Ankara’nın sağlık turizmi potansiyeli ve sağlık serbest bölgesine uygunluğunu içeren raporu Bakanlık yetkililerine sundu. 80’i aşkın hastanesi ve köklü bir birikime sahip tıp fakülteleri ile Ankara’nın, sağlık sektöründe güçlü bir alt yapıya sahip olduğunu anlatan Naslı, dünya genelinde Joint Commission International (JCI) akreditasyonuna sahip 500 hastaneden 7’sinin Ankara’da bulunduğunun altını çizdi. Naslı, Ayaş, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Güdül, Haymana, Kazan, Kızılcahamam ve Polatlı ilçelerinin ise termal kaynaklar bakımından son derece zengin olduğunu işaret etti. Sağlık turizminde güçlü bir potansiyele sahip ve sağlık serbest bölgesi için gerekli her türlü unsuru bünyesinde barındıran Ankara’da, buna uygun çok sayıda alan da bulunduğunu belirten Naslı, özellikle termal kaynaklarca zengin bölgelerde belirlenecek bir alanın serbest bölge ilan edilebileceğini söyledi. Naslı, “Türkiye’de 663 sayılı KHK ile sağlık serbest bölgelerinin kuruluşunun önü açılmıştır. Bu kapsamda, sağlık serbest bölgeleri kurulacak iller arasında mutlaka Ankara da yer almalıdır. Ankara sağlıkta silikon vadisi olabilecek bir potansiyele sahiptir” dedi. -SSB çalışmaları hızlanacak… Sağlık Turizmi Daire Başkanı Dr. Dt. Gül Ateş de Ankara’nın marka hastaneleri, tıp fakülteleri, kaplıcaları, zengin doğal kaynakları ve bürokrasinin merkezi oluşu dolayısıyla sağlık turizmi alanında güçlü bir potansiyeli bulunduğunu ve bir sağlık serbest bölgesi kurulması için de son derece uygun olduğunu görüşünü dile getirdi. Sağlık serbest bölgeleri konusunun Türkiye’de henüz çok yeni olduğunu, ancak Sağlık Bakanlığı’nın bu konuya ciddi biçimde eğildiğini ifade eden Ateş, bu alandaki çalışmaların önümüzdeki dönemde hızlanacağını bildirdi. Ateş, Şubat ayında yayımlanan genelge ile kurulan Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu ile sağlık turizmine yönelik çalışmaların daha etkin biçimde yürütüleceğini söyledi. Bakanlığın sağlık serbest bölgesi konusunda illerden gelecek talep ve tekliflere açık olduğunu ifade eden Ateş, halen çeşitli illerden gelen taleplerin değerlendirildiğini bildirdi. -100 milyar dolarlık sağlık turizmi pazarı… Sağlıkla ilgili ekonomik ve turistik hareketlerin dünyada ortaya çıkardığı pazarın 100 milyar doların üzerinde olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin bu pastadan aldığı pay, son yıllarda artmakla birlikte henüz düşük düzeyde bulunuyor. Yılda yaklaşık 400 bin yabancı hasta tedavi eden Türkiye, 2.5 milyar dolar dolayında bir döviz girdisi sağlıyor. “2023’te, yılda 2 milyon yabancı hasta tedavi etme ve 20 milyar dolarlık döviz girdisi” hedefleyen Türkiye’nin bu hedefe ulaşabilmesinde, önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek sağlık serbest bölgeleri stratejik önem taşıyor.