ANKARA  - Türkiye'de yaklaşık 400.000 kişiyi etkileyen ankilozan spondilit hastalığının tanısı yaklaşık 8 yıl gecikmeli olarak koyulabiliyor. Hastaların %33'ü doğru teşhisten önce yanlışlıkla bel fıtığı tanısı alıyor ve %7'si bu nedenle operasyon geçiriyor. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Özbek, egzersizin bu hastalığın tedavisinde büyük bir önem taşıdığını vurguladı. Bel ağrısı ve bel bölgesi sorunları, ülkemizde 15 yaş üzeri bireylerde en sık yaşanan sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran kronik bel ağrılı hastaların %5'inde ise ankilozan spondilit ve diğer spondilo artritler görülüyor. Türkiye'de doğru tanıyı yaklaşık 8 yıl gecikmeli olarak alan ankilozan spondilit hastalarının %33'üne yanlışlıkla bel fıtığı tanısı koyuluyor ve %7'si bu nedenle operasyon geçirmektedir. Bel fıtığı operasyonu geçiren hastalarda ise tanı gecikmesi 11 yıla kadar çıkıyor. İstirahatle artan bel artıları şüphe uyandırmalı Prof. Dr. Süleyman Özbek ankilozan spondilit kaynaklı bel ağrılarının nasıl ayırt edilebileceği konusunda şunları söyledi: “Nefes alan her insan hayatı boyunca en az bir defa bel ağrısı yaşayacaktır. Bel ağrısı en sık karşılaşılan yakınmadır. Bel ağrılarını mekanik ve inflamatuvar olarak ikiye ayırabiliriz. Birbirinden tamamen farklı bu iki hastalık grubunun neden olduğu ağrıları, istirahat ve egzersize verdiği yanıtla ayırt etmek mümkündür. Mekanik bel ağrıları istirahatten yarar görür. Mekanik olmayan yani inflamatuvar karakterli bel ağrıları ise istirahat sonrası ortaya çıkar ve egzersiz ile azalır ya da düzelir.”