ANKARA - Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, renginden ya da inancından dolayı bir insana nefes alma hakkı tanımayan yaklaşımla erdemli evrensel toplumun inşa edilemeyeceğini söyledi. Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Basri Bağcı için AYM Yüce Divan Salonu'nda yemin töreni düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muharrem Akkaya, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, başkanvekilleri ve yeni üye Basri Bağcı, konukları kapıda karşıladı. Törende konuşan Arslan, Anayasa Mahkemesinin çok sayıda kararında demokrasileri, "temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimler" olarak tanımladığının altını çizen Arslan, temel hakların korunmasının hukuki olduğu kadar aynı zamanda ahlaki bir mesele olduğunu belirtti. "Bizim gibi olmayan, bizim gibi düşünmeyen ve bizim gibi yaşamayanların da haklarının olduğunu kabul etmemiz gerekir." diyen Arslan, Batı'da hastalıklı bir "öteki" tasavvurundan kaynaklanan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin, temel hak ve özgürlükleri ciddi şekilde tehdit etttiğini söyledi. "Panzehir, adalet temelli çoğulcu anlayıştır" Irkçılık ve yabancı düşmanlığını, "insanlığın geleceği açısından Kovid-19 salgınından daha tehlikeli" olarak nitelendiren Arslan, konuşmasına şöyle devam etti: "Sınırlarına dayanan mültecileri ülkeye almamak için gerektiğinde öldüren hatta onları koronavirüsün sebebi olarak görüp şeytanlaştıran bir anlayışla erdemli toplum oluşamaz. Aynı şekilde renginden ya da inancından dolayı bir insana nefes alma hakkı tanımayan yaklaşımla da erdemli evrensel toplum inşa edilemez. Bu marazi zihniyetin panzehiri insanı 'eşref-i mahlukat' olarak gören, adalet temelli çoğulcu anlayıştır. Anayasa Mahkemesinin bir kararında vurguladığı gibi çoğulcu toplumda devletin farklılıkları ve farklı olanları tehditler karşısında koruma yükümlülüğü bulunmaktadır." "Bireysel başvuruları karşılama oranında ciddi seviye katedildi" Zühtü Arslan, şunları kaydetti: "Bireysel başvuruyu başarıyla uygulayan hiçbir ülkede bizde olduğu kadar başvuru yapılmamaktadır. Mahkememize sadece 2019'da 43 bin civarında bireysel başvuru yapılmıştır, geçen yıl yaklaşık 40 bin başvuru sonuçlandırılmıştır. Son iki yılda mahkememiz, yapılan bireysel başvuruları karşılama oranı bakımından ciddi seviye katetmiştir, bu oran yüzde 93 düzeyindedir. Biz bu önemli ve iyi performansı yeterli görmüyoruz. Hedefimiz, en azından yıl içinde gelen başvuru kadar başvuruyu karara bağlamaktır." Temel hak ve özgürlükleri koruyacak şekilde karar vermenin tek başına yeterli olmadığını söyleyen Arslan, bireysel başvuru sonucunda verilen kararlar ışığında uygulamanın değişmesinin de adaletin tesisi ve tecellisi bakımından önemli olduğunu vurguladı. Arslan, Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru kapsamındaki haklarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihatlarını dikkate alarak temel kriterler belirlediğini, Türk yargı sisteminden ve idari yapıdan beklenenin bu standartları, kriterleri dikkate alarak uygulamaya geçilmesi olduğunu bildirdi. Bireysel başvurunun, bir ülkedeki tüm hak ihlali iddialarını karşılayacak, ihlalleri giderecek yol olmadığını ifade etti.
Editör: TE Bilisim