Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 99. yılı anma etkinlikleri kapsamında, Ankara Kulübü Derneği’nin Akyurt, Yenimahalle ve Keçiören belediyeleri ile birlikte “Atatürk Ankara’da” gecesi düzenlendi. Nazım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’nde etkinliğe, Anadolu Kulübü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın yanı sıra sanat ve siyaset dünyasından pek çok kişi ve Ankaralı katıldı
SULTAN YAVUZ - Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 99. Yıldönümü etkinlikleri kapsamında,Ankara Kulübü’nün önderliğinde, Akyurt, Yenimahalle ve Keçiören belediyelerinin desteğiyle “Atatürk Ankara’da” anma gecesi düzenlendi. Nazım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki programa; Ankara Kulübü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan’ın yanı sıra AKP Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Kalecik Belediye Başkanı Filiz Ulusoy, Şereflikoçhisar Belediye Başkanı Ferda Polat, Ankara Kulübü Onursal Başkanı Dr. Bülent Kalıpçı, Uğur Mumcu’nun yeğeni ressam Evren Mumcu ve oyuncu Yalçın Mıhçı ile çok sayıda Ankaralı katıldı. Ankara Kulübü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın açılış konuşmalarının ardından etkinlik, kulübün gelenekselleştirdiği plaket verme töreniyle devam etti. Plaketler, ilçelerdeki Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerini temsilen bu yıl Haymana, Kalecik ve Şefreflikoçhisar belediyeleri ile “Çınar Seğmenleri”ne verildi. AKP Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan’ın yaptığı kısa bir konuşmayla süren program, Arif Balaban’ın şefliğinde, Ankara Kulübü Derneği Türk Halk Müziği konseriyle sona erdi. Ankara Kulübü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan, açılış konuşmasında 27 Aralık’ın öneminden bahsederek, seğmen geleneklerini anlattı. Özaslan şunları söyledi: “27 Aralık ‘karşılama töreni’ diye bilinir, tarih kitaplarımızda da öyle denir. Ama acaba gerçeken öyle mi? 27 Aralık bir devlet kurma törenidir ve bir kızılca devrimdir. Kızılca günler bizim tarihimizde bir devletin yıkılmakta olduğu ve bu yıkıntı içinden yeni bir devletin doğuşunu müjdeleyen günlerdir. Kızılca günlerde büyük seğmen alayları kurulur. Seğmen alayları, ancak ve ancak Kızılca günlerde kurulur. Bizim devlet geleniğimizde çok sayıda devlet kurulur. On altı imparatorluk, sayısız beylik var. Bu devlet kurma törenlerimizin belli başlı sembolleri ve ritüelleri vardır. Bunların başında öncelikle ‘sinsin’gelir. Sinsin, Orta Asya’dan getirdiğimiz bir gelenek ve özellikle şamanizmle bağlantılı olarak, kamların, şamanların yönettiği dini ve siyasi bir törendir. Anadolu’ya gelince, birçok yerinde bir yiğitlik töreninin geleneği olarak sinsin devam ettiriliyor. Bugün de Türkiye’de sadece Ankara Kulübü Derneği bünyesinde biz bu köklü geleniğimizi yaşatıyoruz. 26 Aralık 1919’da seğmenler yüksekçe bir noktaya sinsin ateşi yakıyorlar ve Atatürk’ün gelişinin arifesinde, yeni devleti müjdeliyorlar. Ertesi sabah ise o zamana kadar saklı olan seğmen sancağını çıkarıyorlar, kurban kesiyorlar ve dualarla birlikte sancağı dikiyorlar. Sancak dikmek de yeni devleti müjdelemek ve bağımsızlık ilanıdır. Yeni liderin ilanıdır. Devlet kurmayla ilgili bir diğer gelenek sancak ve tur…Üçüncü önemli sembol, en az sancak kadar önemli olan davuldur.O davullar, Bala’dan, Güdül’den, Elmadağ’dan ve Ankara’nın dört bir yanından gümbür gümbür Ankara semalarını inletiyorlar ve o zamana kadar üzgün ve karamsar olan seğmenler, Ankara meydanlarında zeybek oynuyor. Dördüncüsü de ‘seğmen dizilme’ dediğimiz seğmen alayıdır. Bunların hepsi, yeni devleti müjdeleyen sembollerdir. Özetle 27 Aralık 1919, basit bir karşılama töreni değil, fiilen Türkiye Cumuriyeti devletinin kuruluş yıldönümüdür. Ankara’nın adeta doğum günü ve Rönesans’ıdır. Bir haftaya yayılan etkinliklerle bu günü kutladık, bu gece de finalini yaptık. Atatürk, Cumhuriyet ve Ankara birbirini tamamlar, bizim için kutsal değerlerdir. Atatürk Ankara’da gecemiz kutlu olsun.” Yaşar: “Biz hepsini minnetle ve şükranla anıyoruz” Özaslan’ın ardından konuşma yapan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar da, Milli Mücadele’nin önemine ve Ankara’nın başkent olmasına vurgu yaparak şöyle konuştu: “Bugün ülkemizin kurucusu, kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının 19 Mayıs’ta Samsun’da çıktıkları ve 99 yıl önce Ankara’ya geldikleri günün yıl dönümü. Ankara halkı o gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını çeşitli illerden ve konferanslardan gelerek bağrına bastı. Atatürk ve arkadaşları, Atatürk’ü anlatan çeşitli kitaplardan öğrendiğimiz kadarıyla daha Osmanlı subayıyken yeni bir ulusu, yeni bir cumhuriyeti, yeni bir devri kafalarına koyarak ve kellelerini de koltuklarının altına koyarak, padişaha karşı da, yedi düvele karşı da bir Kurtuluş Savaşı yaparak yeni bir ulusu yaratma mücadelesine daha subayken karar vermişler. Ankara bu yönden önemlidir. İstanbul’u başkent yapmamaya daha o zamandan karar vermişler. Çünkü 600 yıllık bir saltanat ve imparatorluğu ve en sonunda Polatlı sırtlarına kadar gelen bir ülkenin, Anadolu topraklarının yedi düvele teslim edildiği bir ülke teslim aldılar ve daha sonra savaşı Ankara’da meclisi kurarak yönettiler. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra da Ankara’yı, İsmet Paşa ve arkadaşlarının verdiği önergeyle Cumhuriyetimizin başkenti olarak ilan ettiler. Biz hepsini minnetle ve şükranla anıyoruz. Biz, Cumhuriyet’in ilk ve son başkenti Ankara ile övünmekten, nerede olursak olalım, hangi Anadolu toprağında olursak olalım övünç duyuyoruz. Ankara, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bitkin, hasta bir toplum, her şeyi bitmiş, tifo, verem gibi her türlü hastalığın olduğu, tarım ürünleri dışında hiçbir sanayisinin olmadığı, beş ilçesinin dışında elektriğin olmadığı, yolu olmayan, eczanesi, doktoru yok denecek kadar az olan, toplu iğne üretmeyen, sanayisi olmayan bir Anadolu’dan bugünlere geldi. Bugünlere o gün yakılan ateş sonucunda doğan ışık vesilesiyle geldik. Bugün ben bu kürsüde konuşabiliyorsam, başkaları başka kürsüde konuşabiliyorsa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına borçluyuz. Bugüne kadar çeşitli Cumhuriyet hükümetleri geldi geçti, hepsi bu ülkeye çivi çaktı, hepsi de çakacaktır. Yerel yönetimler Ankara’da geldi geçti. Hepsi bir şeyler yaptı. Ankara’ya Cumhuriyetimizin başkentine bugüne kadar hizmet eden, Ankara’nın gelişmesine, büyümesine, refahına hizmet eden ölenlere Allah rahmet eylesin diyorum, hayatta olanlara Allah sağlıklı ömür versin diyorum. Ankara, güzel Ankara, Ankara Cumhuriyet’in Ankara’sı, Ankara Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’sı…” Milli Mücadele’ye katkı verenlere plaket verildi Gecede, Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’na katkı veren Ankaralı kahramanlara, kurum ve kuruluşlara plaket takdim edildi. Haymana Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adına Haymana Belediyesi’ne, Kalecik Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adına Kalecik Belediye Başkanı Filiz Ulusoy’a,Şereflikoçhisar Müdafa-i Hukuk Cemiyeti adına Şereflikoçhisar Belediye Başkanı Ferda Polat’a,“Çınar Seymenleri” Ali Saka, Osman İpek, Mehmet Zeki Erkal, Yaşar Güney ve Kurtuluş Savaşı’nın milis kuvvetlerinin lojistik desteğini sağlayan ve Mamak’ın kurucusu Kerim Mamak adına Hüsnü Mamak’a plaket verildi. Ceylan, “Ankara’da yaşamanın önemini her zaman idrak etmeliyiz” Plaket töreninin ardından bir konuşma yapan AKP Ankara Milletvekili Sayın Nevzat Ceylan da günün anlam ve önemi hakkında şunları söyledi: “Ankara’da yaşayanlar, her şeyden önce bir başkentte yaşadıklarını bilmenin gururu içerisinde olmalıdır. Gazi Mustafa Kemal’in 27 Aralık’ta Ankara’ya geldiği zaman -ki 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkmasından beş- altı ay sonrasına tekabül eder- binlerce seğmenle karşılaşması, işte Anadolu’daki o kurtuluş meşalesinin ilkinin orada görmüş olması son derece önemliydi. Malumunuz Gazi, Ankara’da Kurtuluş Savaşı’nı yönetti, Cumhuriyet’i burada kurdu, başkent ilan etti ve başkent ilan ederken şöyle dedi: ‘Ben Ankara’ya Cumhuriyet kurmuş bir yer olduğu için geldim ve hala o kabiliyeti yaşadığını görmekten de mutlu oldum.’ Tabii tek sebep bu değil… Anadolu insanının tezahür eden Milli Mücadele’ye verdiği destek ve Anadolu’nun çok köklü özelliklerini taşıyan Ankara’nın bunları bir araya getirmesi ile başkent olması hiçbir zaman tesadüf olmamıştır. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk’e ne kadar teşekkür etsek azdır.”