İSTANBUL - Ergenekon davasında sanık avukatlarından Celal Ülgen, Yargıtay’ın bozma kararının sadece usul yönünden değil, esas yönünde de olduğunu savundu. Ülgen, "Kimi televizyon ve gazeteler alt yazı olarak 'usulden bozma' diye geçti başlangıçta. Aslında usulden bozma diye bir şey yok, tam tersine oturaklı bir esastan bozma ile karşı karşıyayız." dedi. Ülgen, bundan sonraki süreçte intikam peşinde olmayacaklarını, bağımsız yargıda haklarını arayacaklarını belirtti.

Ergenekon davası için kararını veren Yargıtay, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da aralarında olduğu 274 sanıklı davayı usul ve esas yönünden bozdu. Avukat Celal Ülgen, Yargıtay’ın bozma kararına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ülgen, bazı gazete ve televizyonlarda Yargıtay’ın sadece usul yönünden bozduğu yönünde haberler olduğunu ancak bu haberlerin yanlış verildiğini söyledi. Ülgen Yargıtay’ın aynı zamanda esas yönünden de bozma kararı verdiğini savundu.

"Türk yargı sisteminde yeni bir bozma türü ile karşı karşıyayız." diyen Ülgen, şunları söyledi: "Kimi televizyon ve gazeteler alt yazı olarak usulden bozma diye geçti başlangıçta. Aslında usulden bozma diye bir şey yok, tam tersine oturaklı bir esastan bozma ile karşı karşıyayız. Çok sayıda usul hatası bu bozmanın gerekçesi yapılmış ama Ergenekon terör örgütü diye bir örgütün olmadığı, koşullarının oluşmadığının tespit edilmesi bir esastan bozmadır. Ayrıca dijital verilerin imajları alınmaması, delil bütünlüğünün korunmaması ve üretilmiş deliller konusuna girmesi de Yargıtay’ın gene bir esas bozmasıdır. Hukukta ‘usul esasın aynasıdır’ diye bir ilke vardır. Yüzlerce usul bozması esası işaret etmektedir. Yargıtay sadece usulden bozmuş olsaydı, ‘işin esasına bu nedenle girilmemiştir’ diye bir not koyar, sadece usul eksikliklerini söyler ve dosyayı öyle gönderirdi. Böyle bir ibare yok. Tam olarak yalnız usul değil, usulden başlayarak esasa giden bir süreçle bozma yaşanmıştır."

Bozma kararından sonra yaşanacak sürece ilişkin de bilgiler veren Ülgen, "Bundan sonraki süreç, Oda Tv, Poyrazköy, Ergenekon, Balyoz, Askeri casusluk gibi her kumpas davasını kim kurdu, kimler kotardı, kimler görmezden geldi gerçekleri, bunların üstüne gidilmesi ve orada olan, suç işlenirken orada olan, alkış tutan, onaylayan kim varsa herkesin nereye giderse gitsin yargılanmasını sağlamak. Bunun savaşı verilecek bundan sonraki dönemde." şeklinde konuştu.

'İNTİKAM SAİKİYLE HAREKET ETMEYECEĞİZ'

Bu davalara sebep olanların ceza alması ya da almamasının kendilerini ilgilendirmediğini belirten Ülgen, "Bizi birinci derecede ilgilendiren, bu usulsüzlükleri ve bu hak ihlallerini yapanların deşifre edilmesi. Çünkü deşifre onlar için, hayatlarında katlanamayacakları kadar ağır bir ceza olacaktır. Toplum önüne çıkamayacaklar, çocuklarının yüzlerine bakamayacaklar. Bunların deşifre edilmesi en büyük amacımızdır. Bunu yaparken intikam saikiyle hareket etmeyeceğiz, intikam almaya kalkmayacağız, biz hukuki yollarla, bağımsız yargı vasıtası ile bu kişilerin hak ettikleri cezaya çarptırılmasını sağlayacağız." ifadelerini kullandı.

'İLKER BAŞBUĞ'UN DOSYASI YÜCE DİVAN'A GÖNDERİLECEK'

Ülgen, yaşanacak süreci de şöyle özetledi: "Mahkeme döndükten sonra, duruşma açıldığı zaman, İlker Başbuğ’un dosyası ayrılarak Yüce Divan’a gönderilecek, orada ayrı bir yargılama yapılacak. Danıştay davası ayrılacak, kalan davayla beraber Yargıtay’ın işaret ettiği konular tek tek irdelenecek, sahte, üretilmiş deliller savunma ile beraber tartışılacak ve kayıtlardan çıkarılacak, mahkeme kalan delillerle hüküm verecek. Bence bir tek delil bile kalmayacak o zaman. Hepsi bunların sahteydi. Çok ayrıntılı olarak anlatmıştık. Önümüzdeki süreçte de bunları anlatmaya devam edeceğiz."