ANAP döneminin Adalet Bakanlarından Oltan Sungurlu, çok saygı duyduğum, takdir ettiğim, ayrıca insanlığını sevdiğim değerli bir devlet adamımızdır. O’nun “efsane adalet bakanı” diye anılmasının özel nedenleri olduğunu biliyorum. Bakanlığı döneminde adaleti üstün bir değer olarak, başta siyaset olmak üzere, her şeyin üstünde tuttu. Hukuktan taviz vermedi. Liderine belli bir mesafeden saygı duydu, karşıt fikri olduğunda bunu açıkça söylemekten çekinmedi. Doğru bildiği yolda yürüdü. Kendileriyle zaman zaman görüşür, fikirlerine başvururum. Yine öyle yaptım. Sordum: “Anayasa Mahkemesi ve AHİM kararlarını uygulamamak mümkün mü?” Çünkü ne iktidar, ne yerel mahkemeler bu yüksek mahkemelerin kararlarını uyguluyorlar. Hatta, “uygulamak zorunda değiliz” gibi görüşler öne sürüyorlar. Meclis bile. Berberoğlu hakkında “hak ihlali” kararı verilmesine rağmen Meclis’e davet edilmiyor. Bir Anayasa hukukçusu olan Meclis Başkanı bile gereğini yapmıyor, belki de yapamıyor. Sayın Sungurlu sorduğum soruya aynen şu cevabı verdi: “Mahkeme kararları bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesi Kararları herkesi olduğu gibi hükümeti de bağlar. Uyulması gereken kararlardır. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamanın sadece Berberoğlu yönünden bir müeyyidesi yok. AYM kararları hükümete müteveccihse uyulması zorunludur. Burada Berberoğlu yönünden bir boşluk var. Meclisin Berberoğlu hakkındaki kararı uygulaması yönünde bir hüküm yok. Ancak, Meclis bu durumu düzeltebilir. Berberoğlu’nun milletvekilliğini iade edebilir. Yerel mahkemelerin kararları uygulamaması halinde ise Yalnızca Hakimler Yüksek Kurulu’nun, kararı uygulamayan yerel mahkemeyi uyarma ve sorgulama hakkı vardır.” Kendini hukukun teminatı altında görmek isteyen bir vatandaş olarak, Anayasa’nın açık hükmüne rağmen AYM kararlarının uygulanmaması beni de rahatsız ediyor. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması batı ile ilişkilerimiz yönünden çeşitli sakıncalar doğurabilecektir. Türkiye’ye bu nedenle yaptırımlar uygulanabilir. Nitekim, bunun işaretleri verilmeye başladı bile. Amerika’da işbaşına gelen yeni yönetimin de muhtemelen AB’ye uygun bir şekilde hareket edeceği beklenmelidir. İktidar, “hukuk reformu” yapacağını, “Yeni bir Anayasa” yapacağını beyan ediyor. Anayasa yapma hakkı Kurucu Meclislere ait bir keyfiyettir. İktidarlar, ancak Anayasanın maddelerini değiştirebilirler. 1982 Anayasasının 17 defa yüze yakın maddesiyle birlikte değiştirildiği, bu değişikliklerden 12’sinin ise bu iktidar döneminde yapıldığı bilinmektedir. Sorulması gereken şudur: 18 yıl zarfında bu Anayasa’nın değiştirilmesi gereken maddeleri vardıysa niçin değiştirmediniz? Böyle bir girişimin bu günlerde yapılmakta oluşu nedendir, ne içindir? Anayasa değiştirilecekse, AYM kararlarının bağlayıcılığı müeyyideye bağlanacak mıdır? Madem Anayasa değiştirilecek, bu konuda ülkemizin yetkin hukukçularının, eski Adalet Bakanlarımızın da görüşlerinin alınması gerekmez mi?