Kimi “aynı gemideyiz” diyor, kimi “değiliz” diyor. Gemi derken ülke kastediliyorsa, ben de “aynı gemideyiz” diyenlerdenim. Ama asla AKP zihniyeti ile aynı gemide olmam ve değilim. Bizi bu noktaya getiren kusur ve kabahatları da paylaşmıyorum. Sebebi ben değilsem niye paylaşayım ki? Bu iktidara ne oy verdim, ne destekledim. Hani derler ya, “Kabahat samur kürk olsa kimse almaz!” İşte ben de AKP’nin kabahat ve kusurlarına sahip çıkanlardan olmadım, olmayacağım. Baştan beri tuttuğum yol; hangi iktidar olursa olsun, onun kabahat ve kusurlarını eleştirmek, yaptığı iyi şeyler varsa taktir etmektir. Ne yazık ki, taktir hislerimi sadece belki bir dönem için AKP lehine kullanabilirim. Yaptığı yanlışlıkların tümüne nasıl şapka çıkarabilirim ki? Duble yollar, alt geçitler, tüneller, tamam. Ya betona gömülen bunca verimsiz servete ne demeli. Bizi bu noktaya getiren de bu savurganlık değil mi? Damat bey, devlet tasarruf yapacak diyor. Ama, nedense bizi inandıramıyor. Devlet tasarruf yapacaksa nereden yapacağı belli. Önce şu 120 bin araçlık israftın başlasanız nasıl olur? Sonra, pahalı, kiraları dolara bağlınmış binalarda devletin bir kısım kuruluşlarını oturtmuk israf değilse nedir? Sarayın masraflarını, örtülü ödeneği falan geçelim. Amerikana mallarına boykot ederek durumu kurtaracaksak, ıphone kırmayı bırakıp, 11 milyarlık dolarlık uçak siparişini iptal edelim meselâ. Zülfiyare dokunmamak için işlevsiz bırakılmış meclisin pahalı vekillerine verilen uçuk maaşlara hiç  değinmeyeceğim. Vatandaş, “boğazlarında kalsın inşallah” dediğine göre, bize söyleyecek söz kalmıyor. Peki, muhalefete ne demeli. Kendi derdine düşmekten etrafına kör olmuş muhalefete? Sözcülerinin sözlerine bakar mısınız? Neymiş, Trump’la Erdoğan anlaşmışmış da, Erdoğan lehine durum yaratmak için, daha doğrusu Erdoğan’ı kahraman olarak lânse etmek için yalancıktan kafa tokuşturuyorlarmış. Bu iddiaya kargalar güldüğü için biz gülmeyeceğiz. Böyle kahramanlık mı olur? Her şeyi dibe vurdurma pahasına.... Evet, aynı gemide değiliz. Etrafı denizlerle çevrili kara parçası vatanımız olduğuna göre, o kara parçası bir gemidir, üstünde yaşayanlar ise bizleriz. Fukaranın mutafında yangın varken, dolardan vurgun vuran fırsatçılara ne demeli? Kayalara çarpma ihtimali olan bu geminin gidişinden memnun olanlar varsa içeride kalmaya devam edebilirler. Memnun olmayanlar, kulaçlarına güvensinler. Belki sahile vururlar.