MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin İsrail ile vardığı mutabakata ilişkin, "2009 yılının Ocak ayında ANKARA- Davos’ta başlayan 'One Minute' şovu bitmiş, istismar perdesi kapanmış olacaktır." dedi. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konuları değerlendirdi. Mavi Marmara saldırısından sonra Türkiye ile İsrail arasında her alanda gerileme yaşandığını anımsatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanı, İsrail’i terör devleti olarak defalarca suçlamıştı. İsrail Gazzeli çocukları plajlarda öldürüyordu. Erdoğan bunu haklı olarak şiddetle tenkit ediyordu. İsrail’in barbarlıkta Hitler’i geçtiğini dillendirmişti. İsrail’e döktüğü kanlardan dolayı hesap sorulacağını hatırlatıyordu. Bu ülkeden hiçbir zaman iyi niyet beklenmemesini söylüyordu. Cinayetlere seyirci kalınmayacaktı. Mavi Marmara gemisine saldırı savaş sebebiydi. Sayın Erdoğan, Başbakan görevindeyken çok kesin ve bağlayıcı konuşmuş ve şöyle demişti: 'Ben bu görevde bulunduğum sürece hiçbir zaman İsraille olumlu bir şeyi düşünemem. Zulüm bitmedikçe Türkiye İsrail arası normalleşemez'. Demek ki zulüm bitmiş ve normalleşmenin kapakları aralanmıştır." AK Parti'nin, 2009’dan beri İsrail’le "sürtüştüğünü, atıştığını, ağır eleştirilerle" iç kamuoyuna mesaj verdiğini ifade eden Bahçeli, "Fakat dün Başbakan’ın yaptığı açıklamalarla İsraille ilişkilerin düzeleceği, yeni bir evreye gireceği müjdelenmiştir. Bugün Roma’da iki ülke karşılıklı olarak üzerinde mutabık kalınan anlaşmaya imza atacaklardır. Böylece 2009 yılının Ocak ayında Davos’ta başlayan 'One Minute' şovu bitmiş, istismar perdesi kapanmış olacaktır." değerlendirmesinde bulundu. "Meğerse hükümet uzun süredir İsraille gizli gizli buluşup anlaşmanın yollarını arıyormuş da bizim haberimiz olmamıştır." diyen Bahçeli, "Madem İsraille anlaşılacak, barışılacak, kucaklaşılacaktı, bunca sert söze, bunca su katılmamış hakarete ne gerek vardı?" diye sordu. Bahçeli, iki ülke arasındaki anlaşmanın zafer olarak tanımlandığına işaret ederek, bunun doğru olmadığını ileri sürdü. Partisinin İsrail ile ilişkilerin iyileşmesinden, makul bir çerçeveye oturmasından prensipte rahatsız olmadığını belirten Bahçeli, "Bizim istediğimiz geçmişteki sözlerin çiğnenmesinden dolayı hiç olmazsa aziz milletimizden özür dilenmesi veya pişmanlık emarelerinin gösterilmesidir." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya’ya mektup gönderdiğini anımsatan Bahçeli, Türkiye-Rusya ilişkilerinin canlanmasının olumlu ve isabetli olduğunu bildirdi. Bahçeli, "Sayın Erdoğan’ın hamlesi karşılıksız kalırsa, Türkiye tek taraflı boyun eğmiş olacaktır. Bu ise Türkiye’nin oyuncağa dönmesine, hiçbir yaptırım ve caydırıcılığının kalmadığına kanıt sayılacaktır. Şayet bu olursa ortada çok ciddi bir kriz var demektir ve Türkiye her türlü iç ve dış operasyona açık ve müsait hale gelecektir." ifadesini kullandı. Brexit ve AB Devlet Bahçeli, Birleşik Krallık'ın 43 yıllık AB macerasına sandık yoluyla son verdiğine işaret ederek Brexit oylaması ile AB’ye yönelik güvensizliklerin derinleştiğine dikkati çekti. Diğer AB ülkelerinin de durumu sorgulamaya başladığını belirten Bahçeli, AB için 23 Haziran öncesiyle sonrası arasında artık derin bir uçurum söz konusudur. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemek için kahin olmaya da gerek yoktur." dedi. Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu: "Kontrolsüz göç dalgaları, artan şiddet ve terör vakaları, egemenlik paylaşımlarının doğurduğu yan tesirler ülkeler arasında görünmeyen duvarların örülmesine neden olmuştur. Üretimi dışlayan, finansal oyunlara dayanan dünya ekonomisi bir yanda geniş bir mağdur kitlesi yaratırken, diğer yanda çalışmadan, yattığı ve oturduğu yerden servet kazanan küçük bir zümreyi palazlandırmış, yeşertmiştir. Haklı olanın değil güçlü olanın sözünün geçtiği; kirli ve karanlık çevrelerin egemen olduğu bir dünya sisteminin elbette uzun süreli ayakta kalması, işbirliği kanallarını canlı ve açık tutması akla ve mantığa aykırı olacaktır." Türklüğün haysiyeti Devlet Bahçeli, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması yolunda propaganda yapanların, vatandaşlarını Türkler gelecek diye korkuttuğuna işaret ederek bunu hakaret olarak niteledi. Bahçeli, şunları ifade etti: "23 Haziran öncesi Britanya vatandaşları Türkler gelecek diye korkutulmuş, muhtemel göçmen akışı olacak iddiasıyla demokratik tercihleri çarpıtılmıştır. Bu bize göre milletimize, Türklüğün haysiyetli ve vakarlı mevcudiyetine ağır bir hakaret ve cürümdür. İngiliz kibir ve kurnazlığı tesirlerini bir kez daha göstermiştir. AB’yle yollarını ayırmak için bahane arayan bu ülkenin Türklüğe çamur atması, Türkleri aşağılaması utanmazlık ve küstahlık örneğidir. Türk milletinin her ferdi, gittiği ülkelere sorun değil, ancak şeref kazandırmıştır. Biz vardığımız her yere onur ve itibar götürürüz, biz bulunduğumuz coğrafya ve ülkelere ahlak ve kaliteyi öğretiriz. Türkleri öcü gibi gösterip nefret suçu işleyenlerin asırlarca taşıdığı kirli mirastan bir şey kaybetmemesi ayıplı ve alçaltıcı bir handikaptır. Birleşik Krallıkta, 23 Haziran öncesi Türkler üzerinden yapılan provakatif kampanyanın her türlü spekülasyon ve saptırmaya davetiye çıkardığı, insanlık değerlerini öğüttüğü açıktır." AK Parti hükümetinin Birleşik Krallık'ın AB’den kaydını sildirmesine "pek de sıcak bakmadığını" savundu. Bahçeli, "Şunu herkesin görmesi lazımdır ki AB’nin yapısı fiili bir Hristiyan kulübü şeklindedir. Eğer birliğin iddia edildiği gibi bir gelecek vizyonu varsa, buna göre temellenecektir. Biz ne yaparsak yapalım; milli ve manevi kabullerimizden taviz vermeden, egemenlik haklarımıza sırt çevirmeden, Türklüğümüzü ve Müslümanlığımızı inkar etmeden AB’ye girmemiz devenin iğne deliğinden geçmesi kadar imkansızdır. Geldiğimiz bu aşamada diyebiliriz ki, AB’nin suyu çoktan ısınmış, kendi kendini yiyen ve tüketen bir organizmaya dönüşmüştür." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB üyeliğiyle ilgili; "Biz de gerekirse referanduma gideriz" görüşünü; "yersiz, anlamsız ve zamansız" olarak niteleyen Bahçeli, "AB ayak sürüyor, ağırdan alıyor, zamana oynuyor, Türkiye’yi almamak için bin dereden su getiriyor, Sayın Erdoğan ise halka soralım diyor. Sayın Cumhurbaşkanı, cevabı bal gibi bilinen bir soruyu aziz milletimize niye sormayı gündeme getiriyorsunuz?" sorusunu yöneltti. Bahçeli, ülke genelinde çıkan orman yangınlarından büyük üzüntü duyduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Yangınlar sonucunda, yeni imar alanlarının açılıp açılmayacağı, ilave otel veya konut yapımının olup olmayacağı herkesin aklındaki sorular arasındadır. Ormanlar yanarken, rantiyecilerin sevinmesi, arazi mafyalarının umutlanması, imar vurguncularının heveslenmesi, talancıların heyecanlanması mümkündür ve beklenmelidir. AKP hükümetinin fırsatçılara prim vermemesi, alevden çıkar umanlara göz açtırmaması şarttır. 2/B statüsündeki ormanlarımızla ilgili hesabı olan çıkarcılara, yağmayı meslek edinmiş yerli ve yabancı odaklara engel olunmalıdır."