ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin 92 yıl sonra yeniden kurtarılmayı beklediğini belirterek, "Bunu yapacak, bu milli ve tarihi görevi layıkıyla yerine getirecek, hasretle beklenilen hesaplaşmayı gerçekleştirecek tek merci büyük Türk milletidir" ifadesini kullandı.

Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin ağır bedeller sonucunda kurulmuş, haksız, insanlık dışı ve gayrimeşru engel ve emelleri aşarak temellenmiş bir milli mücadele eseri olduğunu bildirdi.

Bu eserin her satırının fedakarlık, her sayfasının kahramanlıklarla dolu olduğunu vurgulayan Bahçeli, Türk milletinin, 1919’lu yılların şartlarında içine sokulduğu ateş çemberini kırdığını, karşılaştığı badireleri yüksek bir inanmışlıkla alt etmeyi başardığına dikkati çekti.

Adım adım büyüyen kurtuluş azminin, kademe kademe güçlenen diriliş aşkının Türkiye Cumhuriyeti’nin duvarlarını ördüğünü, emperyalizmin tuzaklarını bozduğuna işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Elbette Türkiye Cumhuriyeti haklı bir davanın, zulme boyun eğmeyen milliyetçi bir şuurun ilelebet payidar kalacak bir mirası, her şartta müdafaa edilecek kutlu bir emanetidir. Türk milleti 92 yıl önce hilalin bahtını açmış, geleceğin kapısını aralamış, vatanın kara talihini aydınlatmıştır. Yedi düvelin ayağımıza vurduğu pranga, üzerimize geçirmeye çalıştığı tahakküm örtüsü milli dirençle parçalanmıştır. Aziz milletimiz Cumhuriyet’e bağımsızlık ruhunu iliştirmiş, umut ve özlemlerini bağlamıştır. Cumhurun bizzat egemenliği devralması, geçtiğimiz yüzyılın en mühim stratejik şahlanışı, en kayda değer tarihsel silkinişi olarak milli hafızalardaki yerini almıştır."

Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin yalnızca düşman unsurlara karşı kazanılmış zaferlerin mahsulü değil, bunun yanında işbirlikçilere, manda ve himaye arzusu taşıyanlara, geleceği yabancıların boyunduruğu altında gören teslimiyetçi odaklara da tarihi bir cevap, milli bir duruş olarak ibra ve ilan edildiğini belirterek, "Ne var ki bu teslimiyetçi kuşağın tortu ve torunları 92 yıl sonra tekrar şanslarını denemek, bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti’nin surlarında gedik açmak için devrededir. 92 yıllık Cumhuriyet mirası en karanlık gün ve dönemlerini yaşamaktadır. Zalimler, zulme yandaşlık yapanlar, baskıya, dayatmaya refakat eden tavizkarlar geride kalan 13 yıllık zaman zarfında epey palazlanmış, ihanet pazılarını iyice şişirmişlerdir" değerlendirmesinde bulundu.

"İlk kez bu kadar zordadır"

Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilke ve esaslarının artan dozda eleştiriye, yaygınlaşan ölçüde şantaja maruz kaldığına değinerek, "Sakarya’da püskürtülenler, Dumlupınar’da kovalananlar adeta yeniden karşımıza dikilmişler, her yanı ur gibi sarmışlardır" ifadesini kullandı.

Milli ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin aldığı ağır yaralarla can çekiştiğini belirten Bahçeli, devlete anlam katan, geleceğe istikamet çizen, birlikte yaşamanın asgari müştereklerini tanzim eden milli ve hukuki kuralların hızla, önüne geçilemez şekilde itibar ve irtifa kaybettiğini bildirdi.

"Türkiye'nin adaleti, ahlakı ve milli haysiyeti kalmamış bir zihniyetin eliyle aşama aşama dibe çekildiğini, yürüyüşünün kösteklendiğini" savunan Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şu an hukuksuzluk egemen, haksızlık revaçtadır. Demokrasi kundaklanmakta, hak ve hukuk arayışları sekteye uğratılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, 92 yıl sonra ilk kez bu kadar zordadır, ilk defa bu denli darlık ve buhran içinde yüzmektedir. Egemenlik tek kişinin tekeline fiilen havale edilmekte, devletin bekası ve tarihi çıkarları yok sayılmaktadır.

Gidişat hayırlı değildir. Huzur ve sükunet ortamı, barış ve kardeşlik iklimi hiç olmadığı kadar kararmış, karantinaya alınmıştır. Türkiye ilkel dürtülerin, iki yüzlü niyetlerin, istismarcı politikaların, iradesiz yöneticilerin, isyankar mihrakların elinde bitap ve bitkin düşmüştür. Maalesef Türk milleti kaygı ve korku içindedir. Cumhuriyete diş bileyen, milli birlik ve kimliğe ters bakan kim ya da kimler varsa etkin, hatırlı, sözü geçen, mevki ve yetki sahibidir. Bunlar sayesinde felaketler otomatiğe bağlanmış, fenalıklar kökleşmiştir. Bir yanda bölücü terörün hainlikleri, diğer yanda iktidar zümresinin melanetleri güzel ülkemizi karanlığa hapsetmiştir. Olanları normal görmek, vaka-ı adiyeden kabullenmek artık mümkün görülemeyecektir."

"Milli değerlere sistematik operasyonlar"

Bahçeli, Türkiye’nin olağanüstü şartlardan geçtiğinin bariz olduğunu, 92 yıllık mazisi bulunan Cumhuriyet'in taciz, tahrik ve tehdit altında bulunduğunun itiraf edilmesi gerektiğini ifade etti.

Yıkım kadrolarının milli değerlere sistematik operasyonlar düzenlediğini kaydeden Bahçeli, çözülme ortaklarının Cumhuriyet’in çatısını uçurmak, milli devleti yok etmek için ihanet planlarını hevesle icraya çalıştıklarını bildirdi.

Bahçeli, hayatın her alanının yalancıların, yabancı beslemelerinin, yozlaşmış kişiliklerin zulmüne teslim olduğunu ifade eden Bahçeli, içe doğru kıvrılan, denge ve güvenirliği hasar alan devletin tüm mekanizmalarının laçkalaştığını belirtti.

Milletin, Cumhuriyet'le birlikte tebaalıktan çıkarak eşit haklara sahip vatandaşlardan oluşan muazzam bir beşeri cevher olmayı irfan ve kararlılığıyla başardığını vurgulayan Bahçeli, "Şimdi bu sürecin inkar edilmesinin yanında, eskiyi aratacak bir noktaya taşınma tehlikesi baş göstermiştir. Cumhuriyet’in 92. yıl dönümünde Türk milleti susturulmak istenmektedir" ifadesini kullandı.

"Rezalet ve ihanet yarışı"

Açıklamasında, "Türklüğün durdurulması maksadıyla rezalet ve ihanet yarışının sürdürüldüğü" görüşüne yer veren Bahçeli, Cumhuriyet'i kötüleyenlerin, milli birlik ve bin yıllık kardeşlik hukukuna içten içe kin ve nefret duyanların oyunlarının arttığını, demokratik kültür ve teamüllere saldırılarının sabır ve tahammül eşiklerini kırma noktasına kadar büktüğünü belirtti.

Bahçeli, şunları ifade etti:

"Türkiye Cumhuriyeti 92 yıl sonra yeniden kurtarılmayı beklemektedir. Bunu yapacak, bu milli ve tarihi görevi layıkıyla yerine getirecek, hasretle beklenilen hesaplaşmayı gerçekleştirecek tek merci ise büyük Türk milletidir. Türk milleti engin bir feraset yuvasıdır. Türk milleti yüksek bir haslet ve faziletin unvanıdır. Devletimizin üzerine koyulan rehin mutlaka kaldırılmalıdır. Demokrasinin üzerine sürülen kara leke mutlaka temizlenmelidir. Kişi hak ve özgürlükleriyle birlikte, medyaya uygulanan sansür acilen düzeltilmeli, hak yerini bulmalıdır. İş arayan milyonların feryadı duyulmalıdır. Yoksul kalan, hortumla ekmekleri çalınan masum ve mazlumların seslerine kulak verilmeli, geleceğimizi yok etmeye cüret edenler, Cumhuriyet’imize diz çöktürmeye kalkışanlar süratle ayıklanmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kayyuma devretme iştahıyla dolup taşan işgal komiserlerine, milli serveti kursaklarında gizleyen haramzadelere söylenecek söz vardır. Milletimiz her şeyin en doğrusunu bilecek ve gerekli hükmünü kısa süre içinde verecektir. Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür nesiller sayesinde çıkarıldığı rotasına tekrar girecek, geleceğin ümitleriyle kucaklaşacaktır. Verilecek kararlar sonucunda ya 'yurdum' ya da 'yokum' diyeceğiz. Bundan sonra ya gelecek ülküleri kazanacak ve Türkiye Cumhuriyet'i kurtuluşa erecektir ya da zillet ve zulmet dolu son 13 yıla yeni ve daha vahşi ilaveler yapılacaktır."

"Türk milleti, devletini yaşatacak kudrettedir"

Bahçeli, çöküşe engel olmanın, çeteleşmenin önüne geçmenin, zalime set çekmenin herkesin ödevi olduğunu belirterek, şehitlerin manevi hatırasının bunu şart koştuğunu bildirdi.

"Türkiye Cumhuriyeti zaferlerimizin simgesidir. Bu simgeyi küçültmek, küçümsemek, küçük görmek ulufe ve paye peşinde koşan asalakların, devlete çöreklenmiş organize suç ve yolsuzluk şebekelerinin yanına bırakılmayacaktır" ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türk milleti devletini yaşatacak kudrettedir. Türk devleti Cumhuriyet tacını gurur ve şerefle taşıyacak kabiliyet ve kalitededir. Yeter ki tahribatlar onarılsın, yeter ki hüsran ve yalan dolu dönem son bulsun. Niyazım odur ki, Rabbim milletimizi bu cinnet ve cinayet dolu günlerden çıkarsın. Haram ve hıyanet sultasını sonlandırma mücadelesi veren Türkiye sevdalısı yüreklerin yar ve yardımcısı olsun.

Bu düşüncelerle kökeni, yöresi ve mezhebi ne olursa olsun bütün vatandaşlarımın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyor, en içten sevgi ve şükranlarımı sunuyorum. İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran milliyetçi kahramanlara, şehadetleriyle bizlere bağımsız yaşama duygusunu aşılayan muhterem şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum."