"Hiçbir oldubittiye izin vermeyiz"

ANKARA - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığının 2021 yılı bütçe görüşmelerine başlandı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bakanlığının bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2021 yılı bütçesinin sunumunda, küresel ve bölgesel düzeyde Türk ve İslam düşmanlığı dahil her türlü risk ve tehdidin arttığı hassas bir dönemde, yeni yapısıyla Milli Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumlarının kendilerine verilen görevleri başarıyla yerine getirmek için her türlü gayreti gösterdiğini belirtti. Bakan Akar, bu çerçevede Mehmetçiğin başta FETÖ, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere Türkiye'nin ve asil milletin huzur ve güvenliğine yönelen her türlü tehdit ve tehlikeye karşı "Ölürsem şehit kalırsam gazi" anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürdüğünü söyledi. PKK terör örgütünün Kandil, Sincar, Mahmur, Karaçok Dağı ve Irak'ın kuzeyinde varlığını sürdürdüğünü ve varlığını arttırmaya yönelik çalışmalara devam ettiğini ifade eden Akar, şunları söyledi: "Irak hükümeti, Sincar ve Mahmur'un kontrolünü ele geçirmiş olmasına rağmen PKK terör örgütü faaliyetlerini söz konusu bölgelerdeki BM kamplarında sürdürmektedir. Irak'ın kuzeyinde PKK'ya karşı mücadelemiz Hakurk ve Haftanin bölgelerinde Pençe Harekatları ile başarıyla devam etmektedir. Tüm olumlu, yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen maalesef uluslararası hukuktan doğan haklarımızın kısıtlanmasına yönelik provokatif girişimler, uygulamalar, yapılan sorumsuz açıklamalar gerginliği tırmandırmaktadır. Bu kapsamda, Yunanistan ve Mısır'ın Doğu Akdeniz'e yönelik ilişkiye girmelerine bigane kalamazdık, biz de ülkemizin hak, alaka ve menfaatlerini koruyacak şekilde gerekli tedbirleri aldık. Ayrıca bu süreçte Fransa da binlerce kilometreden gelerek provokatif, gerilimi tırmandıran, Doğu Akdeniz'i istikrarsızlık ve çatışma alanına dönüştürmeye yönelik, BM ve NATO üyeliği ile AB değerleriyle bağdaşmayan art niyetli bir strateji izlemektedir. Kısacası Fransa gücünü ve boyunu aşan roller peşinde koşmaktadır." Akar, tırmandırılan gerilime karşın Türkiye'nin haklı davasında kararlı duruşu ve sahada göstermiş olduğu askeri gücü neticesinde sorunun diplomatik yollardan çözümü için NATO nezdinde heyetler arasında görüşmelere başlanabildiğini ifade ederek, ön koşulsuz her türlü görüşmeye hazır olduklarını dile getirdi. Türkiye'nin yapıcı tavrının bir göstergesi olarak Türkiye'nin 28 Ekim, Yunanistan'ın 29 Ekim'i kapsayacak şekilde ilan ettikleri NAVTEX'leri iptal etmesi teklif edildiğini ve görüşmeler neticesinde iki ülkenin milli bayramlarını kapsayan NAVTEX'lerin karşılıklı iptal edildiğini aktaran Akar, şunları kaydetti: "Benzer şekilde her fırsatta iyi niyetimizi göstermekteyiz. Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız çerçevesinde, Türkiye'yi Ege Denizi'nde kara sularına ve Doğu Akdeniz'de Antalya körfezine hapsetme çabalarına karşı durmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Dolayısıyla deniz yetki alanlarının belirlenmesi bölgedeki sorunların özünü teşkil eden birinci sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kimsenin hakkında gözümüz olmadığı gibi kimseye de hakkımızı çiğnetmeyiz. Şehit oluruz, gazi oluruz ancak hiçbir oldubittiye de izin vermeyiz. Biz nasıl kimsenin toprağına, egemenliğine, çıkarına göz dikmiyorsak, kendimize ait olanlardan da asla taviz vermeyeceğiz. Kıbrıs dahil bölgedeki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlı ve buna muktediriz." Akar, Kıbrıs meselesinde çözümün ancak Kıbrıs Türk halkının adanın ortak sahibi olduğu gerçeğinin kabul edilmesiyle mümkün olacağını vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı: "1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile huzur ve güvene kavuşan ve 1983'ten bu yana bağımsız bir devlete sahip olan Kuzey Kıbrıs Türkü, 18 Ekim'de yapılan seçimlerle örnek bir demokrasiye sahip olduğunu da tüm dünyaya göstermiştir. Yeni Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ı da buradan kutluyorum. 1974'den bu yana Maraş için kullanılan 'Kapalı' ifadesi artık kalkmıştır."
Editör: TE Bilisim