Sanatseverler için üçü bir arada!

HABER VE FOTOĞRAFLAR / SULTAN YAVUZ ÖZİNANIR (ANKARA) - Üniversite yıllarının kültür-sanata daha fazla vakit ayrılabilen o aktif dönemlerinde belki bazılarımız tiyatro ile ilgilendik, belki bir edebiyat topluluğuna katıldık, fanzin çıkardık, yazdık, çizdik. Mezun olduktan sonraki hayat koşuşturmacası içinde bir çoğumuz bu uğraşlardan koptu. Bazı insanlar ise sanatın peşine düştü, inat etti ve emek vererek bu “uğraşları” hayatının kendisi hâline getirdi. Bu şanslı isimlerden biri, Bambu Dergisi’nin, Bambu Tiyatro Topluluğu’nun ve Bambu Kültür Evi’nin kurucularından Ozan Demircioğlu... Hem amatör hem profesyonel anlamda çeşitli tiyatrolarda on iki yıldır oyunculuk yapan Demircioğlu, Bambu için “Dergi ile başlayan bir kültür-sanat yolculuğu aslında, 2011 yılında benim önayak olduğum bir dergi sürecinin bugünlere kadar evrilmesi” ifadelerini kullanıyor. 2010 yılında okuldaki tarih hocalarının çıkarmış olduğu bir dergiyle tanışan Demircioğlu, 2011 yılında dergi çıkarmaya karar vermiş. Elbette hiç de kolay olmayan dergi çıkarma süreci için etrafındaki insanlar da çok motive edici konuşmamış. İki ayda çıkarmayı planladığı derginin doğması için 2013’ü beklemesi gerekmiş. Nihayet ortaya çıkan Bambu Dergi, şimdi on yedinci sayısının hazırlıkları içinde... Bambu Dergi’nin bir özelliği de dışarıdan kalemlerin katılımına da açık olması. Hiyerarşisiz bir yayın ilkesi ile ilk şiirlerini yazan bir şairle, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü’nün söyleşisinin aynı sayıda olması tesadüf değil. Türkiye genelinde yirmi beş ilin merkez kitabevleri ile Ankara’daki tüm merkez kitabevlerinde bulunan Bambu Dergi için, Değirmencioğlu, “Temel amacımız sanat ve edebiyat... Herkesi ortak edebî duygularla buluşturan sayfalar olsun, bu bizim için yeterli. Öte yandan eser alımı konusunda iki sayıdır sayfa sınırlaması koymak zorunda kaldık, çünkü her ay iki yüz elliye yakın eser yollanıyor” diyor. Bambu Kültür Evi ve Bambu Tiyatro doğuyor Bambu Dergisi’ni çıkardıktan sonra, “Bambu Edebiyat Günleri” etkinliklerini başlatan Demircioğlu ve yol arkadaşları, Mehmet Âkif Kütüphane Müzesi’nde, halka açık ve ücretsiz olarak çeşitli yazar ve şairler üzerine programlar yapmaya başlamışlar. Katılım çok yüksek olunca, insanların destekleyici tutumları ve samimiyetleri, tiyatro kurma fikrini akla getirmiş. O zamana kadar zaten tiyatro yapan Ozan Demircioğlu, bir ekip oluşturmuş ve ilk oyunları olan Aziz Nesin’in “Beş Kısa Oyunu”nu sahnelemişler. Güzel gelişmeleri müjdeleyen bu oyunla, Devlet Tiyatroları tarafından da oldukça ilgi ve destek görmüşler. Bilkent Üniversitesi’nin yanı sıra çeşitli festivallere davet edilmişler. İşin bu kadar ileri bir boyuta varabileceğini hesap etmezken, kendilerini profesyonel bir tiyatro topluluğunun içinde bulmuşlar. Tiyatro yaparken, dergi çıkardıklarını da öğrenen insanlar, topluluğu daha çok desteklemeye başlamışlar. Demircioğlu, “Tiyatro günleri, seyircilere dergimizin standını da açıyorduk, tiyatro haberleri koyuyorduk. İki kanaldan birden Bambu çalışmaya başladı” diyor. Bambu Kültür Evi’nde neler yapılıyor? Asıl amaçlarının, Bambu açılmadan önceki edebiyat günleri geleneğini devam ettrimek olduğunu belirten Demircioğlu, ilk edebiyat konularının da Aziz Nesin’in eserleri olduğunu söylüyor. Sanata dair ulaşabildikleri her şeyi yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Demircioğlu, geçen yazdan itibaren açık hava sineması etkinliği düzenlemeye başladıklarını dile getiriyor. İlk filmlerinin, insanlara düşük bir bütçeyle nostalji yaşatmak amacıyla “Neşeli Günler” olduğunu söylüyor. Demircioğlu, “Kızılay’ın merkezinde, insanlara o nostaljiyi yaşatmak, film izlerken gazoz, mısır ya da çekirdek de yiyerek keyifli bir zaman geçirmeleri için bu filmi seçtik. Yedi gün boyunca gösterdiğimiz filme katılım, tahminlerimizin ötesinde oldu diyebilirim. Bizim için de büyük bir keyifti” diye belirtiyor. Kışın şömineli plak gecelerine başlayarak 45’lik ve 33’lük plakları dinleyici ile buluşturan Bambu, daha sonra minik bir grup kurarak canlı müzik günlerine de başlamış. Özellikle Yeşilçam şarkıları, 1970 ve 80’li yılların müzikleri beğeni toplamış. Edebiyat günleri, müzik ve film günleri ile Bambu oldukça faal bir kültür-sanat ortamı olarak etkinliklerine devam ediyor. Öğrenmek isteyenlerle, öğretmek isteyenler buluşuyor Bambu’da meraklısı için bir kaç kurs da veriliyor. Mekânı daha da aktif kılmak için alanında yetkin olan tanıdık insanlarla kurs programları yapmışlar. Bunu çok fazla duyurmadıklarını söyleyen Demircioğlu, “Bir kaç kursumuz var ama ticari bir kaygıyla değil çünkü gerçekten öğrenmek isteyenlerle gerçekten öğretmek isteyenlerin buluşması gerektiğine inanıyoruz, kişi sayısı hiç önemli değil. Latin dansları, piyano ve gitar kursumuz var, bunların yanı sıra, ses, konuşma, diksiyon kursumuz ve tiyatro hobi kursumuz başlayacak. Ticari değil dememin sebebine gelecek olursak, insanların öğrenmediğini gördüğümüz aşamada kursu bitiriyoruz. Mesela ben doğaçlama tiyatro üzerine bir kursa giriyordum ama kurs niteliksiz ve verimsiz bir aşamaya geliyorsa, devamsızlık, ülke ya da bizim yoğunluğumuz fazlaysa bitirmeyi tercih ediyoruz. Öğrenciye ‘Yine gel, çalışırız ama bu süreç doğru değil’ diyoruz. Belli bir süre sonra tekrar davet ediyoruz” diyor. “Yastık Adam” 25 Mayıs’ta CerModern’de! Bambu Tiyatro’nun oyunları büyük ilgi görüyor. Hatta tiyatronun ilk oyunu o kadar beğenilmiş ki, bu oyundan elde ettikleri hasılat ile Bambu Kültür Evi’ni kurmuşlar. Seyirciye “Buradan gelen parayla bir kültür evi açacağız” diye duyurunca, seyirci de onları yalnız bırakmamış. Demircioğlu, “Bizi takip eden insanlar bunu önemseyip destekliyorsa, bunu yapalım dedik. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun Küçük Tiyatro Sahnesi 410 kişiliktir, oyuna 430 kişi geldi. Yenimahalle’nin Dört Mevsim Salonu da 490 kişilktir, 510 kişi geldi. 1000 kişi gibi bir rakama ulaştık, harika bir şeydi bizim için. Muhtemelen hiç bir özel tiyatro bu kadar kısa bir zamanda bu kadar seyirciye ulaşmadı. Bunun sonucunda ihtiyacımız olan geliri elde ettik ve burayı açabildik” diye ifade ediyor. Biz de çok eşik atlattık Bambu, sanat yolculuğuna bir dergi ile başlamış ve bu işe gerçekten gönül koyan insanların çabasıyla bugün hâlâ ayakta duruyor. Demircioğlu, bir hayâli gerçekleştirdiklerini ve bunun da verilen emek sayesinde olduğunu belirtiyor, “Ben doğru hedefin doğru kişilere doğru zamanda ulaşacağına inanan insanlardanım. Tiyatroda da böyle, edebiyatta da böyle. Birazcık üstünde durmak, emek vermak lazım. Benim geçim kaynağım sanat, asıl işim bu. Dergi çıkarmak isteyen çoğu kişinin asıl işi bu olmadığı için geri planda kalıyor. Biz de çok eşik atlattık. ‘Üçüncü sayıyı çıkarıyorsanız bu bir eşiktir, altıncı sayı eşiktir, dokuzuncu sayı eşiktir’ demişlerdi, şu an on yedinci sayıyı çıkarmayı düşlemek bizim için harika bir şey. Ülkedeki edebiyat ve dergi sürecini düşünecek olursak, zorlu bir süreç ama bizim avantajımız biraz da tiyatro yapıyor olmamız ve tiyatrodaki insanlara da ulaşmamızdan kaynaklanıyor. Farklı sanat dallarını bünyemizde toplamak bizim için avantaj oldu, tek bir alanda çalışsaydık belki bu kadar direnemezdik” diyor. “Tiyatro geliriyle açılan mekân” olarak anılan Bambu, insanların çok da alışık olmadığı bir şeyi yaptığı için bir çekim merkezine dönüşmüş. Ozan Demircioğlu’nun da ifade ettiği gibi samimi duruşları ve yaptıklarını inançla hayata geçirmeleri, onları biricik kılıyor. Dergilerin yayın hayatını sürdürmekte zorlandığı, tiyatroların binbir emekle ayakta tutulmaya çalışıldığı zor zamanalarda, umarım Bambu Kültür Evi, tiyatrosu ve dergisi ile daha uzun yıllar sanatı yaşatmaya devam eder... Bambu Kültür Evi’nin Facebook sayfası: https://www.facebook.com/Bambu İnstagram sayfası: bambukulturevi