Birsen GÜRDİL Gezip gördüğüm şehirlerin içinde bence hayran kaldığım tek kent Barselona’dır. Bu harika yerin güzelliklerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Barselona, Katalonya bölgesinin ve de başkent Madrid’den sonra ülkenin ikinci en büyük şehri. Ünlü mimar Gaudi, İspanyollar bu sanatçıya dünyanın en büyük yaratıcı sanatçısı gözü ile bakmaktadır. Şehir buram, buram tarih korkarken caddelere yayılan Felemenk melodileri sizi bambaşka bir dünyaya götürür. Barselona, diğer Avrupa kentlerine göre pek pahalı olmasa da yanınızda miktarı kabarık kredi kartları götürmekte fayda var. Bir yüzü denize, diğer yüzü ise tepelere, bol ağaçlı bölgeye yayılmış olan gidilecek, görülecek çok say4ıda mekân ve güzellik mevcut. Zira şehir oldukça büyük. Hop on-hop off otobüsleri ile önemli turistik merkezlere gitmeniz mümkün. Asıl görülmesi gereken yapı ise meşhur Sagrada Familia olarak tanınan muhteşem kilisedir. Sagra’da ailesinin 1882 yılında ünlü mimar Gaudi’e çizimi ve yapımı için teslim edilen görenlerin akıl erdiremediği değişik bu kilise bugün bile tamamlanmış değil. Gaudi’nin ölümünden sonra birkaç mimarla yapımı devam eden kilise İspanyol iç savaşı yıllarında çalışmalara ara verilmişse de bugün dahi kiliseyi bitirmek için geceli gündüzlü çalışmalar sürüyor ancak 2026’da, Gaudí’nin ölümünün 100. yılında biteceği tahmin edilen kilisenin, bu haliyle popülerliğini pekiştirdiği ve inşaatın özellikle ağırdan alındığı da dedikodular arasında. Eğer bu yapının içini de görmek isterseniz bilet kuyruğunda uzun bir süre beklemeniz gerekmektedir. Çevresinde ise yaz kış açık olan cafeler de oturup eseri dışarıdan da görmeniz mümkün. Ünlü mimar Gaudi’nin üstün yeteneğini ve mimari becerisini ortaya koyduğu Park Guelle ailesinin soyluluk göstergesi olarak 1900-1914 yılları arasında inşa edilmiş, büyüklüğü nedeniyle ve de Mimar Gaudi’nin çılgınlık derecedeki buluşları ile görsel bir şölene dönmüş olan park daha sonra 1923’te o zamanki yöneticilerin ve halkın istemi üzerine kapılarını ziyaretçilerine açmıştır. Şehre tepe bir yerden bakan park Barselona’nın en ilginç köşelerinden biridir. Yine bu şehre ayrı bir güzellik veren yapıda El Bom, El Born-Barri Gotic bölgesinde bulunan hatta tam görüntüsü ile bir orta sağ kokan, parke taşlı sokakları İspanyol ince zevkinin el emek ve sabrı ile meydana getirdiği çeşitli turistik ojeler, dantel şallar, Boğalarla mücadele eden matadorlar, Flamenko dansı yapan İspanyol güzeller ve sokakları çevreleyen müzikli barlar ve de restoranlar sizi sihirli bir âleme götürmektedir. Tabii Barselona’ya gidip de La Rambla’ya uğramadan geri gelinmez. Buranın ayrı bir özelliği ise geniş bir meydana açılan sokakların tamamen alış verişe ayrılmış olmasının ötesinde sokak sanatçılarının işgal ettiği La Rambla’da çalgıcıları, karikatüristleri, animatörleri ve de yağlı ve sulu boya resim yapan genç ve yaşlı sanatçıları görmeniz mümkün. Biraz İstanbul sokaklarını da andıran bu yerde Bogveria denilen bir alış veriş merkezinde aklınıza gelen her şey satılmaktadır. Hele takı, süsü ve aksesuar meraklısı iseniz, bijuteri pazarı size istediğiniz objeleri sunmaktadır. Gece, karanlık çöktükten sonra sabahlara kadar süren gece hayatı en çok İspanyollara özel Flemenko dansları ile coşan gece kulüpleri İspanya’da yaşadığınızı hatırlatmaktadır. Tabii bu şehir eğlence sunan gece kulüplerine girebilmeniz için Rezerv yaptırmanız gerekmektedir. İçerde boş masa olsa da sizi içeri almazlar. La Rambla’dan deniz yönüne doğru ilerlerseniz biraz sonra karşınıza aşağı-yukarı 200 metre yüksekliğindeki bir kulenin tepesinde, şehri kuşbakışı izleyen Kristof Kolomb heykeli ile karşılaşacaksınız. Kulenin alt kısmandı aslan heykellerinin ayrı bir ihtişam verdiği bu heykeli İspanyollar, Kristof Kolom’un Amerika’yı İspanyol bayrağı altında keşfetmiş olması nedeniyle dikmişler. Oysa Kolomb bir İspanyol değil, Cenovalı bir denizcidir. Kristof Kolomb’un bulunduğu meydanın kıyısı ise Port Vell adı ile bilinen bir limandır. Magnum adlı bir alış veriş merkezi de buruda bulunmaktadır. Sahili süsleyen birbirinden lüks ve pahalı tekneleri seyrederek buradaki sahil lokantalarında akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz. Dünyaca ünlü Barselona akvaryumu da burada bulunmaktadır. Aşağı yukarı her cadde de, her sokakta ve her meydanda karnınızı doyuracak gıda maddesi bulabilir, İspanyolların meşhur içeceği sangria ile serinleyebilirsiniz. Bu arada boğa güreşlerini de kaçırmamanızı tavsiye ederim.