ANKARA -Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye ve Irak'ta terör örgütü DEAŞ'e yönelik mevzilerin vurulduğunu bildirdi.

Davutoğlu, 8. Büyükelçiler Konferansı'na katılan büyükçilere Çankaya Köşkü'nde verilen yemekte bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Sultanahmet'teki terör saldırısını hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bu alçakça saldırının DEAŞ tarafından yapıldığının tespit edilmesini müteakip, Silahlı Kuvvetlerimize verdiğimiz talimatla o andan bugüne kadar yaklaşık 48 saat içinde DEAŞ mevzilerine Suriye'de ve Irak'ta 500'e yakın kara atışı vasıtasıyla top ve tank atışıyla taarruzda bulunulmuş ve DEAŞ mevzileri, sığınakları hem Başika'da, Irak'ta hem de Suriye'de sınır boyumuzda bütün imkanlarımızla vurulmuş, 200'e yakın DEAŞ mensubu, bunlar tek tek tespit edilen, aralarında bazı sözde bölge yöneticilerinin de olduğu DEAŞ mensubu son 48 saat içinde etkisiz hale getirilmiştir."

"MİSLİYLE CEZALANDIRILACAKLAR"

Bundan sonra da Türkiye'ye, Türiye'nin misafirlerine yönelecek her tehdidin misliyle mukabele ile cezalandırılacağını vurgulayan Davutoğlu, "DEAŞ terör örgütü, Türkiye sınırlarından tümüyle ayrılıncaya kadar, kısa dönemde bölgemizde ve dünyada mübarek dinimiz İslam'ın adını lekeleyecek davranışları sürdürdükçe de bütün bu etkisini kaybedene kadar en kararlı mücadeleyi göstermeye devam edeceğiz" dedi.

Davutoğlu, "Terörü yapan, Suriye menşeili bir DEAŞ'lı diye düşünüp, bütün Suriyeli mültecileri, mağdurları, mazlumları tehdit olarak görürsek, DEAŞ'ı yapan, yüce dinimizi istismar eden bir grup olması sebebiyle bütün Müslümanları yerkürede potansiyel tehdit gibi görüp, onları uçaklardan indirmeye kalkarsak, işte o zaman tam da terörün istediği tuzağa düşülmüş olur" diye konuştu.

"BİR KEZ DAHA MUHASEBEYE DAVET EDİYORUM"

Ahmet Davutoğlu, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" olarak kendilerini tanımlayan akademisyenlerin imzaladığı bildiriyle ilgili olarak şunları söyledi:

"Bilmeden imza atmış olanlar varsa, hatta sonuçlarını görmeden imza atmış olanlar varsa onları bir kez daha muhasebeye davet ediyorum. Entelektüel bir iç eleştiriye davet ediyorum. Bu ülkenin vatandaşı olmak hasebiyle bir öz eleştiriye davet ediyorum. Bu öz eleştiri sonrasında eğer son derece açık, kendilerine dürüstlerse, yanlış da olduğunu düşünüyorlarsa, bu metni kabul etmediklerini deklare etmelerini bekliyorum.

Dün gece hayatını kaybeden 5 aylık bebek ve onun annesi, sanki bunlar gaiplerden gelen birileri tarafından öldürüldü, öyle mi? Eşini ve bebeğini kaybeden babanın gözünün içine bakarak, eğer içlerinden gelen sesle, 'Bu ülkede PKK terörü yoktur, bu ülkede sadece devlet katliamı vardır' diyebiliyorlarsa, sadece akademik dünyadan değil, insanlıktan da istifa etmeleri gerekir."

"ONLARLA ENTELEKTÜEL TARTIŞMA YAPMAM"

"Kimlik iradeleri üzerinden parçalanan Suriye ve Irak gibi örnekleri gördükten sonra, Türkiye'yi de aynı anafora sokmak isteyen kim olursa olsun, onlarla entelektüel tartışma yapmayacağını" ifade eden Davutoğlu, onlarla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak sonuna kadar mücadele edeceğini vurguladı.

Davutoğlu, "Gelecek nesillere parçalanmış bir ülke, değişik terör gruplarının parça parça kendi siyasi iradelerini empoze ettikleri bir ülke bırakmamak için son nefesime kadar mücadele ederim. Entellektüel tartışmanın olması gereken yer ayrıdır, bir ülkenin bekası söz konusu olduğunda verilmesi gereken mücadele ayrıdır" diye konuştu.

Davutoğlu, TÜBİTAK'ta düzenlenen Ar-Ge Reform Paketi tanıtımı programında yaptığı konuşmaya, Diyarbakır Çınar İlçe Emniyet Amirliği lojman ve hizmet binasına gerçekleştirilen saldırıyı şiddetle kınayarak başladı.

Saldırıda, biri polis 6 vatandaşın öldüğünü, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşın yaralandığını bildiren Davutoğlu, ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.

İstanbul'da gerçekleşen terör saldırısını da lanetleyen Davutoğlu, "Daha önce Madrid'de, Paris'te, Ankara'da, Suruç'ta olduğu gibi bu saldırılarda da gördük ki terör insanlığa düşmandır ve terörün hasmı bütün insanlıktır. İnsanlık olarak terörün her türlüsüne karşı ortak bir tavır göstermemiz, teröre karşı birlikte mücadele etmemiz artık bir zarurettir. Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir yandan terörle mücadelemizi sürdürürken aynı zamanda terörün beslendiği kaynakları da birer birer kurutmaya kararlıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, akademisyenlerin yayınladığı bildiriye ilişkin, "Bizler terörle mücadele ederken, işte her gün bir taraftan DEAŞ gibi uluslararası bir terörle, diğer taraftan dün 5 aylık bir bebeğin de içinde olduğu lojmanlarda sivilleri katleden bölücü terör örgütü ile mücadele ederken, vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti için çalışırken, ülkenin bütün meselelerine sahip çıkması gereken akademisyenlerimizin böylesine bir bildiriye imza atmış olmaları gerçekten büyük üzüntü veriyor" dedi. Başbakan Davutoğlu, bildiriye yansıyan provokatif dilin, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyleyerek, "Zira ben bu bildiriyi, tek tek harfine, virgülüne kadar düşünerek okudum. Kafamı iki elimin arasına alarak bu bildiriye imza atan, bir kısmını da şahsen tanıdığım akademisyenlerin psikolojilerini anlamaya çalıştım. Büyük üzüntü, hicap duydum" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim