Mehmet Necati GÜNGÖR Saçının telinden cehenneme postalanan bir varlıktır o. Sonradan baseni gözlerine ilişti. Erkeklik hormonu azdırdıkça gözleri hep kadın bedenine takıldı. Tahrik noktası olarak gördüler her uzvunu. Hoşlandıklarını, elde edemediklerini acımadan öldürdüler. Ortalama her ay 40 kadın cinayeti. Bu güne kadar bıçaklanarak, atılarak, vurularak öldürülen kadın sayısı 400 civarında. Güçsüzdür ya, öldürme güdüleri harekete geçtiğinde önce ona saldırdılar. Acımadan, merhamet etmeden öldürdüler. Normal bir erkeğin herhangi bir kadından hoşlanması normaldir elbet. Ama, insanca yaklaşım ister. Önce, onun ruhuna hitap edilmeli. Teklif edilir, niyet açıklanır; “hayır” denirse, Yapacak bir şey yok. Haysiyetli erkek bunu yapar ve çekilir. Bu, işin medeni ilişki tarafı. Bir de anormal tarafı vardır ki, gözleri önce basenine takılır. Tahrik edici bulunur. Bol giymesi, basenini örtmesi konusunda uyarılır. Açıkça “bizi yoldan çıkarma!” uyarısıdır bu. Çünkü, önce kendi niyetleri yoldan çıkmıştır. Gözleri sadece kadın basenine kaymaz. Erkek poposuna kayanlar da vardır. Sapıklığın sonu yok ya! Eskiden saraylarda iç oğlanlar varmış. Onlar bazı padişahlarımızın eğlenceleri içinmiş. Günümüzde vakıflarda, kurslarda küçük çocuklara sarkıyorlar. Memleketin çok derdi olduğunu buradan anlıyoruz: Kadının baseni, erkeğin...

Bu neyin kafası?

Ankara’da 10 okul müdürü, 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinliklerindeki bir gösteri bahane edilerek açığa alınmış. Atatürk karşıtlığının Milli Eğitim Bakanlığı’nda hangi seviyeye dayandığını görmek için gazetelerde yer alan şu habere bakalım: “Bir okulda, öğrencilerin Atatürk fotoğrafının önünde secde görüntülerinin tartışılmasının ardından, başka okullarda da benzer etkinliklerin olduğu ortaya çıkmıştı. … MEB, yaptığı açıklamada bu etkinliklere aracı olan müdürlerin görevden uzaklaştırıldığını bildirmiş.” Evet, 10 Okul müdürü böyle bir bahaneyle  görevinden alınmış. Anlaşıldığına göre, 10 Kasım günü bu okullarda Atatürk’ün ilkeleri, resminin etrafında şeritlenmiş. İlkelerini konu alan uzun şeritler önünde güya öğrenciler secde etmişler. Oysa, yapılan bu ilkelere saygı duyulduğunu anlatan bir gösteriden ibarettir. Öğrenciler, bu ilkelere ve Atatürk resmine secde etmiyor, Atatürk’e ve ilkelerine duydukları saygıyı, şeritlerin önünde eğilerek dile getiriyorlar. Hani denir ya; “önünde saygı ile eğiliyorum.” İşte, tam da bunun gibi. Olan, sadece budur. Ama bakanlık bunu “Atatürk’e secde ediliyor” şeklinde algılayıp, 10 okul müdürünü görevden uzaklaştırmış. İçine düşürüldüğümüz hali bundan daha ibretle anlatan bir olay düşünülemez. Milli Eğitim Bakanlığı’nın “gericilik” diye adlandırılan politikalarına yeni ve ürpertici bir örnek daha. Yahu, siz neyin kafasını yapıyorsunuz? Önünde saygı ile eğilmeyi secde diye nitelendirmek nasıl bir anlayıştır? Böyle bir anma ile mi kamuoyunda ters algı yaratılmış? “Yazıklar olsun!” demek bile fazladan bir söz. Düştüğümüz hale bakar mısınız?