HABER MERKEZİ- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici market fiyat farkının Mart ayında 5 katı bulduğunu bildirdi. Bayraktar, Mart ayında markette 22, üreticide 7 üründe fiyat artışı, markette 18, üreticide 12 üründe fiyat düşüşü olduğunu, üreticide 13 üründe fiyatların değişmediğini söyledi. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farkın bir türlü kapanmadığına dikkat çeken Bayraktar, kuru soğanın 4,9 kat, patatesin 4,2 kat, lahananın 4,1 kat, maydanozun 3,9 kat, sütün 3,3 kat daha fazlaya tüketiciye satıldığını vurguladı. Bayraktar şöyle devam etti: “Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 386,43 ile kuru soğanda yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, fiyat farkının patateste yüzde 316,25, lahanada yüzde 306, maydanozda 287,50, sütte yüzde 227,47 oldu. Halen üreticide 35 kuruş olan kuru soğan 1 lira 70 kuruşa, 40 kuruş olan patates 1 lira 67 kuruşa, 67 kuruş olan lahana 2 lira 71 kuruşa, 50 kuruş olan maydanoz 1 lira 94 kuruşa, 2 lira 73 kuruş olan süt 8 lira 94 kuruşa satılmaktadır. Mart ayında fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide sivri biber; fiyatı en fazla düşen ürünün ise markette kabak, üreticide kuru soğan oldu.” Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak üreticiden tüketiciye halkın tamamını ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri yakından takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam ettiklerini vurguladı. Market fiyatlarındaki değişim Mart ayında markette en fazla fiyat düşüşünün yüzde 16,42 ile kabakta görüldüğünü bildiren Bayraktar, şunları ifade etti: “Kabaktaki fiyat düşüşünü yüzde14,49 ile salatalık, yüzde 13,55 ile fındık, yüzde 12,34 ile ıspanak, yüzde 9,83 ile kuru soğan, yüzde 8,14 ile pırasa, yüzde 6,90 ile Antep fıstığı, yüzde 5,52 ile marul, yüzde 4,49 ile elma, yüzde 4,36 ile yeşil soğan, yüzde 3,72 ile patates, yüzde 3,32 ile patlıcan, yüzde 2,87 ile lahana, yüzde 2,50 ile kuru incir takip etti. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 33,67 ile sivri biberde yaşandı. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 17,99 ile karnabahar, yüzde 16,37 ile domates, yüzde 7,98 ile nohut, yüzde 7,07 ile ayçiçek yağı, yüzde 4,79 ile yeşil mercimek, yüzde 4,16 ile tavuk eti, yüzde 3,41 ile kuzu eti, yüzde 3,38 ile kaşar peyniri, yüzde 3,20 ile toz şeker, yüzde 3,19 ile mısırözü yağı, yüzde 2,10 ile kuru fasulye takip etti.” Üretici fiyatlarındaki değişim Mart ayında üreticide havuç, maydanoz, yeşil soğan, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, fındık ve zeytinyağı fiyatında bir değişim meydana gelmezken, fiyatı en fazla düşen ürünün yüzde 41,67 azalmayla kuru soğan olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 32,48 ile salatalık, yüzde 20 ile patates, yüzde 19,90 ile kabak, yüzde 10,93 ile patlıcan, yüzde 10,71 ile pırasa, yüzde 3,57 ile ıspanak, yüzde 2,33 ile limon, yüzde 1,96 ile lahana, yüzde 1,79 ile marul, yüzde 1,58 ile yumurta, yüzde 0,36 ile süt izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 30,30 ile sivri biber, yüzde 16,90 ile domates, yüzde 1,95 ile kuzu eti, yüzde 1,74 ile kuru üzüm, yüzde 1,08 ile dana eti, yüzde 0,85 ile karnabahar, yüzde 0,40 ile Antep fıstığı takip etti.” Mart ayında üreticide en fazla fiyat artışının görüldüğü sivri biber ve domateste arz seralardan sağlanmakta olup, hasat edilen ürün miktarındaki azalma ve halen ihracatın devam etmesi fiyatlarda artışa yol açmıştır. Kuzu eti ve dana etinde artan yem fiyatları, arz ve talepte meydana gelen değişim fiyat artışına yansımıştır. Fiyatı düşen ürünlere baktığımızda; fiyatı en fazla düşen ürün kuru soğan olmuştur. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü salatalık, patates, kabak, patlıcan, pırasa, ıspanak ve limon takip etmiştir. Kuru soğan, patates ve limonda pandemi nedeniyle lokanta ve otellerin tam kapasite çalışmaması, arz fazlalığı ve talepte yaşanan daralmanın pazarlama sorunlarına yol açması fiyatlarda düşüşe neden olmuştur. Patateste ortalama üretici fiyatı 40 kuruş olsa da, Niğde ve Nevşehir’de fiyatlar 20 kuruşa kadar gerilemiştir. Salatalık, kabak ve patlıcanda hasat edilen ürün miktarındaki artış fiyata düşüş olarak yansımıştır. Pırasa, ıspanak ve lahanada talebin düşük olması, marulda artan hava sıcaklıkları ve hasat edilen ürün miktarındaki artış fiyata yansımıştır. Mart ayında takip edilen ürünlerin bazılarında görülen fiyat artışlarında girdilerdeki fiyat artışları etkili olmuştur. Başta gübre olmak üzere elektrik, zirai ilaç, sulama ücretleri, yem fiyatları son bir yılda fazla artmıştır. Girdi fiyatlarında görülen kur baskısı fiyatları yükseltti. Ancak kurdaki düşüşler fiyatlara yansımamaktadır. Özellikle gübre ve yem fiyatları son zamanlarda çiftçimizi zorlamaktadır. Son bir yılda enflasyon yüzde 15,61 artarken, DAP gübresi fiyatı yüzde 75 ve üre gübresi fiyatı yüzde 85,8, besi yemi fiyatları yıllık bazda yüzde 40,7 ve süt yemi ise 43,9 artmıştır. “Çiftçi borçları faizsiz olarak yapılandırılmalı” Gıda ithalatının pahalı olduğu bu dönemde hem üretimi artırmak hem de tüketicilerin ihtiyacını karşılamak zorundayız. Bu nedenle çiftçilerimizin rahat üretim yapmasını temin etmek için Bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine ödeyemediği için takibe düşen borçları ile yüksek faizle yapılandığı borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılmalı ve ödeme kolaylığı getirilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ilgili bakanlarımıza ilettiğimiz bu sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz. Üreticide fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, üreticide fiyatı en fazla düşen ürün kuru soğan oldu. Bir diğer fiyatı düşen ürün de patatestir. Kuru soğan ve patateste rekoltedeki artışın yanı sıra pandemi nedeniyle talepte yaşanan daralmanın pazarlama sorunlarına yol açması fiyatlarda düşüşe neden oldu. Üreticimizin bin bir emekle ürettiği bu ürünler pandemi döneminde kısıtlı talep yüzünden üreticimizin elinde kaldı. Halen depoda olan ürünlerin pazarlanması konusunda Hükümetimiz üreticimize sahip çıkmalıdır. Kısır bir döngü içinde olan patates ve soğanda arz talep dengesini kuracak bir üretim planının üretici işbirliğiyle sağlanması gerekiyor. Üretimde istikrar için üretim planlaması yapılmalı, sözleşmeli üretim yaygınlaştırılmalı, ürün ihtisas havzaları ve piyasa düzenleyici kuruluşlar oluşturularak fiyatlarda istikrar sağlanmalı, üretim doğru yerde, doğru zamanda ve doğru miktarda ekonomik olarak iç ve dış talebe göre planlanmalı, üretici örgütlenmesine önem verilmeli, üretim maliyetleri düşürülmelidir. Salgın hastalıkla mücadele ettiğimiz bu dönemde marketlerde fiyat artışı olan ürün sayısının yüksek olduğu dikkate alındığında, tüketicilerimizin makul fiyatlardan ürün temin edebilmesi için, en azından çok tüketilen ürünlerdeki market fiyatlarının yakından takip edilmesi, denetimlerin artırılması ve piyasa düzeninin sağlanması gerekmektedir. Tüm kesimlerin sorumlu davranarak piyasaları bozanlara fırsat verilmemeli ve gıdaya uygun fiyatla erişimin kolaylaştırılması sağlanmalıdır. Salgın hastalık döneminde gıdaya erişimin ne kadar zor ve önemli olduğu bir kez daha görülmüştür. Çiftçilerimiz istikrarlı gelir elde ederek ürünlerini değer fiyattan satabilmeli, tüketicilerimiz de makul fiyatlardan ürün temin edebilmelidir.”