HABER MERKEZİ- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Şubat ayında üretici ve market fiyat farkının 4 katı aştığını bildirdi. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın bir türlü kapanmadığına işaret eden Bayraktar, lahananın 4,1 kat, maydanozun 3,9 kat, patatesin 3,5 kat, elmanın 3,3 kat, süt ve marulun 3,2 kat fazlaya tüketiciye satıldığını vurguladı. Bayraktar, bugün üreticide 68 kuruş olan lahananın 2 lira 79 kuruşa, 50 kuruş olan maydanozun 1 lira 96 kuruşa, 50 kuruş olan patatesin 1 lira 73 kuruşa, 2 lira 20 kuruş olan elmanın 7 lira 18 kuruşa, 2 lira 74 kuruş olan sütün 8 lira 89 kuruşa, 1 lira 68 kuruş olan marulun 5 lira 41 kuruşa satıldığını belirtti. Şubat ayında markette 42 ürünün 29’unda fiyat artışı, 8’inde fiyat azalışı, üreticilerde ise 34 ürünün 16’sında fiyat artışı, 6’sında fiyat azalışı meydana geldiğini, markette 5 üründe, üreticide 12 üründe fiyatlar değişmediğini ifade eden Bayraktar, Şubat ayında fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde ve üreticide sivri biber; marketlerde ve üreticide fiyatı en fazla düşen ürün patates olduğunu bildirdi. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak üreticiden tüketiciye halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam edeceklerini söyledi. Market fiyatlarındaki değişim Şubat ayında markette kuru üzüm, kuru incir, fındık, Antep fıstığı ve maydanoz fiyatında bir değişim meydana gelmezken, markette fiyat düşüşünün en fazla yüzde 25 ile patateste görüldüğünü açıklayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 13,96 ile patlıcan, yüzde 5,44 ile kuru soğan, yüzde 4,88 ile kabak, yüzde 2,93 ile kaşar peyniri, yüzde 2,24 ile yumurta, yüzde 2 ile kırmızı mercimek, yüzde 0,56 ile süt takip etti. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 29,31 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 19,92 ile ıspanak, yüzde 15,28 ile portakal, yüzde 15,10 ile limon, yüzde 11,07 ile ayçiçek yağı, yüzde 9,68 ile yeşil soğan, yüzde 8,76 ile elma, yüzde 7,97 ile yeşil mercimek, yüzde 7,89 ile nohut, yüzde 7,15 ile kuru kayısı, yüzde 6,62 ile domates, yüzde 5,76 ile mandalina, yüzde 5,55 ile tereyağı, yüzde 5,44 ile karnabahar, yüzde 4,88 ile havuç, yüzde 4,75 ile toz şeker, yüzde 4,67 ile salatalık, yüzde 4,39 ile mısırözü yağı, yüzde 4,38 ile pırasa ve kuru fasulye, yüzde 4,29 ile marul, yüzde 3,60 ile dana eti, yüzde 3,26 ile tavuk eti, yüzde 3,16 ile lahana, yüzde 2,44 ile kuzu eti, yüzde 2,24 beyaz peynir, yüzde 2,02 ile yoğurt, yüzde 1,76 ile zeytinyağı, yüzde 0,61 ile pirinç izledi.” Üretici fiyatlarındaki değişim Şubat ayında üreticide lahana, marul, maydanoz, yeşil soğan, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm ve kuru incir fiyatında değişim meydana gelmezken, fiyatı en fazla düşen ürünün yüzde 25 azalmayla patates olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Patatesteki fiyat düşüşünü, yüzde 21,59 ile kabak, yüzde 20 ile kuru soğan, yüzde 13,01 ile patlıcan, yüzde 9,52 ile yumurta, yüzde 9,07 ile salatalık izlemiştir. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 23,60 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 19,63 ile havuç, yüzde 16,28 ile portakal, yüzde 11,70 ile mandalina, yüzde 9,52 ile kuru kayısı, yüzde 9,21 ile limon, yüzde 7,69 ile ıspanak, yüzde 4,94 ile dana eti, yüzde 4,14 ile zeytinyağı, yüzde 3,10 ile kuzu eti, yüzde 2,84 ile domates, yüzde 2,61 ile karnabahar, yüzde 2,28 ile Antep fıstığı, yüzde 2,13 ile fındık, yüzde 2,02 ile pırasa, yüzde 0,37 ile süt takip etti.” Fiyat değişimlerinin nedenleri, sorunlar ve çözüm yolları Üretici fiyatlarında en fazla fiyat artışının görüldüğü sivri biberde arz, örtü altından sağlanmakta olup, hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyata yansımıştır. Havuçta ise arz depolardan sağlanmaktadır. Piyasaya arz edilen ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyatlarda artış yaşandı. Portakal, mandalina ve limonda hasadın sonuna gelinmesi fiyatlara yansıdı. Portakalda görülen fiyat artışına etki eden faktörlerden biri de rekoltede meydana gelen düşüştür. Kuru kayısıdaki artışta da üreticinin elinde ürünün azalıyor olması etkendir. Ispanak, karnabahar ve pırasada hasat yoğunluğunun azalması fiyatlara yansıdı. Zeytinyağındaki artışta rekoltedeki düşüş etkili oldu. Domateste ise ihracatın hareketlenmesi fiyata yansımıştır. Arz ve talepteki değişimlerin etkisinin yanı sıra artan yem fiyatları dana ve kuzu etinde fiyatları artırdı. Üretici fiyat artışlarında en önemli etken girdi fiyatları Şubat ayında takip edilen ürünlerin bazılarında görülen fiyat artışlarında, girdilerdeki fiyat artışları da etkili olmuştur. Nitekim başta gübre olmak üzere, elektrik, tarımsal ilaç fiyatları ve sulama ücretleri son bir yılda oldukça artmıştır. Girdi fiyatlarında görülen kur baskısı fiyatları yükseldi. Fakat kurdaki düşüş fiyatlara yansımadı. Özellikle gübre fiyatları, son zamanlarda çiftçimizi çok fazla zorlar hale gelmiştir. Son bir yılda enflasyon sadece yüzde 14,97 artarken, DAP gübresi fiyatı yüzde 63,4, üre gübresi fiyatı ise yüzde 76,7 arttı. Fiyat artışlarında etken olan döviz kuru Kasım ayından bu yana yüzde 10,4 düşerken, gübre fiyatları bu dönemde üre gübresinde yüzde 37,2, DAP gübresinde yüzde 19,6 artmıştır. Kurdaki düşmenin gübre fiyatlarına yansımadığı görülmektedir. Son bir yılda cazibe sulama ücretlerinde yüzde 20,8 ile yüzde 25 arasında, pompaj sulamada ise yüzde 31,6 ile yüzde 34,8 arasında değişen oranlarda artışlar yaşandı. Üretici maliyetlerini düşürmeden insanımızın ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir. Gübre, elektrik, sulama ve ilaç gibi girdilerde indirime gidilmelidir. “Patates ve kuru soğanın acilen pazarlanması gerekiyor” Üreticide fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, salatalık, patlıcan ve kabakta hasat edilen ürün miktarındaki artış, fiyatlarda düşüşe yol açtı. Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün patates oldu. Bir diğer fiyatı düşen ürün de kuru soğandır. Kuru soğan ve patateste rekoltedeki artışın yanı sıra pandemi nedeniyle talepte yaşanan daralmanın pazarlama sorunlarına yol açması fiyatlarda düşüşe neden oldu. Patates ve soğanda belediyelerin alıma yönelik girişimleri olumlu olarak değerlendirilse de yeterli alımın yapılmaması beklenen faydayı sağlayamadı. Patates ve soğan depolarda alıcı beklemektedir. Havalar gün geçtikçe daha da ısınmaktadır. Patates ve soğan acilen pazara arz edilmezse çürüyecek, milli servet ve üreticilerimizin emeği heba olacaktır. Üreticimizin bin bir emekle ürettiği bu ürünler pandemi döneminde kısıtlı talep yüzünden üreticimizin elinde kaldı. Halen depoda olan ürünlerin pazarlanması konusunda Hükümetimiz üreticimize sahip çıkmalıdır. Kamu Kurumları, Kooperatifler ve belediyeler daha fazla alım yapmalıdır. Kısır bir döngü içinde olan patates ve soğanda arz talep dengesini kuracak bir üretim planının üretici işbirliğiyle sağlanması gerekiyor. Birçok üründe bu kısır döngüyü yaşamaktayız. Para etmeyen ürünler üretici üretimden vazgeçtiği için bir yıl sonra para ediyor. Ürünlerin para ettiğini gören üretici daha sonraki sezonda üretimini artırıyor. Plansız bir şekilde yapılan bu üretim ürünün elde kalmasına neden oluyor. Bunun sonucunda üretici bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını ödeyemiyor. Bu durum hem üretici hem de tüketicimiz açısından sürdürülebilir değildir. Üretimde istikrarın sağlanması için, üretim planlaması yapılmalı, çiftçi nerede, ne kadar ürün yetiştirebileceğini bilmeli, ürünler doğru yerde, doğru zamanda, doğru miktarda ekonomik olarak üretilmeli, üretim iç ve dış talebe uygun bir şekilde yapılmalı, üretici örgütlenmesine önem verilmeli, pazarlama sorunları çözülmeli, üretim maliyetleri düşürülmelidir. Üretim planlaması konusunda ilgili Bakanlığımızla işbirliğine hazır olduğumuzu ifade ediyorum. Ziraat Odaları olarak elimizi taşın altına koyarız, bundan çekinmeyiz. Ayrıca Türkiye’deki ekonomik örgütlerin görev tanımları değişmeli, idari ve mali yönden güçlendirilerek özellikle hasat dönemlerinde ekonomik faaliyette bulunmaları ve piyasada alım yapmaları sağlanmalıdır. Pandemi ile mücadele ettiğimiz bu dönemde halkımızın makul fiyatlardan ürün tüketebilmesi için en azından çok tüketilen ürünlerdeki üretici market fiyatlarına dikkat edilmesi, bunun yakından takibinin yapılması gerekmektedir. Beklentimiz bütün kesimlerin sorumlu davranması, spekülasyonlara fırsat verilmemesi, tedbirlerin zamanında alınması, tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesinin sağlanmasıdır. Bu süreçte gıda güvenliğinin aksamaması ve üreticilerin tarlada kalmaya devam etmesi için üretim desteklenmeli, üreticilerin sorunları çözüme kavuşturulmalıdır. Çiftçimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine ödeyemediği için takibe düşen borçları ile yüksek faizle yapılandırdığı borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılmalı ve üreticilerimiz rahatlatılmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve ilgili bakanlarımıza ilettiğimiz bu sorunun bir an önce çözülmesini bekliyoruz. Pandemi nedeniyle yaşanan süreç gıdanın ve gıdaya erişimin ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Çiftçimiz de istikrarlı bir gelir elde ederek, ürünlerini sorunsuz bir şekilde pazarlayabilmeli, tüketicimiz de makul fiyatlarla ürün tüketebilmelidir.