CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, "Korkarız ki Lozan'ı geçeceğiz diye çıkılan yolda 1914, 1918 ve 1920 şartları söz konusu olabilir." dedi. Bekaroğlu, Meclis'te gündeme ilişkin basın toplantısı yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, muhtarlar toplantısında Lozan'a gönderme yaparak "Türkiye'nin 1923 şartlarında olmadığını, bugünün şartlarının son derece farklı olduğunu, bazılarının da bunun farkına varmadığını" söylediğini anlattı.  Türkiye'nin 1923 şartlarında olmadığını, 1914 ve 1918 şartlarında da olmadığını kabul ettiklerini ancak yaşanabilecekleri görebilmek için ya da bugün kararlar alabilmek için 1918-1920 ve 1923 yıllarındaki şartları iyi tartışmak gerektiğini vurgulayan Bekaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı Lozan'ı tartışıyor, Lozan'ı başarısız buluyor, Lozan'da Misakımilli'den vazgeçildiğini söylüyor. Ama Lozan'a gelen şartları hiçbir şekilde görmüyor. Tarih tekerrür etmez ama tarihten ders alacaksak 1914'lere gitmek gerekiyor." diye konuştu. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1914'de 1. Dünya Savaşı'nı girerken 3 milyon kilometrekare toprağa sahip olduğunu, çıktıktan sonra Anadolu coğrafyasını ancak kurtarabildiğini de görmek gerektiğini savunan Bekaroğlu, "Tarihi bir yerinden alıp okursak bugün vereceğimiz kararlarda yanlış yaparız." değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Biz Musul'da alanda da olacağız, masada da olacağız." sözlerini eleştiren Bekaroğlu, şunları kaydetti: "Elbette Türkiye'nin ve bütün egemen ülkelerin kendi sınırlarını ve güvenliklerini sağlamaları haklarıdır. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devleti güvenliğini korumak için gerekli bütün önlemleri almalıdır. Anamuhalefet partisi olarak hükümetin bu doğrultuda atacağı adımları da destekleriz. Ama atılan adımların da ne anlama geldiğini tartışırız. Bu masaya oturmak işi hiç de güzel görüntü oluşturmuyor. Orada bir halk var ve yerinden yurdundan ediliyorlar. ABD'nin Irak işgali sonrasında burada 1 milyon 500 bin insan ölmüştür. Hala da ölmeye devam etmektedir. Kurulacak masa nedir? Türk Silahlı Kuvvetleri ile bölgeye girmek bir şekilde arı kovanına elini sokmak gibidir. Bölgede ortaya çıkmış fitnenin bir parçası olmaktır." CHP olarak Türkiye'nin yumuşak güçleriyle bölgesinin önemli gücü olabileceğini düşündüklerini vurgulayan Bekaroğlu, bu yumuşak gücü de iç barışın tesisi, gelişmiş ekonomi, gelişmiş demokrasi ve hukuk devletini tesis etmenin oluşturacağını vurguladı. Türkiye'nin AK Parti hükümetleri döneminde 2010 yılına kadar yumuşak güçle bölgeye gittiğini, tarafsız, arabulucu bir ülke konumunda olduğunu ancak bu dönemden sonra o özelliğini yitirdiğini öne süren Bekaroğlu, "Korkarız ki Lozan'ı geçeceğiz diye çıkılan yolda 1914, 1918 ve 1920 şartları söz konusu olabilir. CHP olarak hükümeti bu konuda uyarıyoruz." ifadelerini kullandı. "Sağlıksız işleyen bir parlamenter sistem var" Bekaroğlu, partisinin parlamenter sistemden yana olduğunu ancak bunu söylerken bugünkü sistemin sağlıklı işlediğini, yeterli olduğunu belirtmediğini dile getirdi. Parlamenter sistemin, sağlıksız işlediğini, sorunları olduğunu dile getiren Bekaroğlu, "Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde ve yine özellikle Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra parlamenter sistem işlemez hale getirildi. Sürekli olarak bütün sorunların temel kaynağı olarak gösterilmeye başlandı. 'Türkiye'nin hiçbir sorunu yok temel sorun parlamenter sistemdir, başkanlık sistemine geçilirse bütün sorunlar çözülür' gibi bir görüntü var. Bunlar yanlıştır. CHP parlamenter sistemin en uygun sistem olduğunu düşünüyor. Parlamenter sistemi ciddi şekilde onarmamız gerekiyor." dedi. "Cümlelerimin hiçbiri Sayın Baykal'ı eleştirme anlamı taşımıyor" Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın başkanlık sistemi ile ilgili sözlerinin sorulması üzerine Bekaroğlu, Baykal'ın sözlerini tartışmayacağını söyledi. Bekaroğlu, CHP Genel Başkanı'nın ve Siyasi Başdanışmanı olarak Baykal'ın sözleriyle ilgili CHP'nin, düşüncelerin rahat şekilde ifade edilebildiği bir siyasi parti olduğunu belirtti. CHP'nin terörle mücadeleye destek vermediği yönündeki tartışmanın abesle iştigal olduğunu aktaran Bekaroğlu, "Terörle mücadeleyi, kimden gelirse gelsin destekliyoruz. 'Hukuk içinde olması gerekir' diyoruz. Meclis'te atılan adımların tamamını desteklemişizdir. Mağdurlar üretmeden mücadelenin yapılması gerektiğini söylüyoruz. Söylediğim cümlelerin hiçbiri Sayın Baykal'ı eleştirme anlamı taşımıyor. Ben CHP'nin konumunu anlatmaya çalıştım." ifadelerini kullandı.