ÖZEL HABER / BİRSEN GÜRDİL ANKARA - Genç bir kız… Genç kız demek bile demek doğru tanımlanamaz. 11 yaşında bir çocuk, yetenekli mi yetenekli, kabiliyetli mi, kabiliyetli. Sevimli yüzünden gülücükler dökülüyor, iri gözlerinden hayata başarı ile bakan ışıklar saçılıyor. Çalışan bir annenin, Ankara’da Vakıf Bankada görev yapan bir bankacı babanın tek evlatları Berna Keklikçi. 2006 yılında başkentte dünyaya gözlerin açan Berna, onbir yıllık kısa yaşamına çok şeyler sığdırmış, üstün yetenekli bu kız çocuğu, büyük hedefleri olan halası Hasibe Keklikçi’de güzel sesli zarif bir sanatçı. Giyimi, kuşamı, zarif tavırlarıyla dikkatleri üzerine çeken bu naif hanımefendi de Kültür Bakanlığı Klasik Türk Sanat Müziği Korosu sanatçısı. Tabi Berna’nın sesi de güzel, ne var ki bu kızımız söylemek değil de çalmak arzusu ile daha beş yaşında iken kemanı eline almış. Berna’da böyle bir yetenek olduğunu gören ailesinden sonra sınıf öğretmeni Semra Fayez, bu küçük kızımızın artık emin ellerde, her geçen gün elinden düşürmediği kemanı ile başarılı çalışmalar yapıyor. İddialı çok iddialı Berna, hedef bir hayli büyük “Mozart gibi çalmak” diyor. Peki, Mozart’ı kendisine hedef seçen bu müzisyen kim? Diyeceksiniz. Belki içinizde Dünyanın tüm dillerinde dâhinin adı Mozart olarak bilinen bu müzik dahisi ünlü sanatçı, ömrü kısa müziği engin, adı oldukça uzun, Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart. 27 Ocak 1756 yılında dünyaya gelen Mozart’dır. Babası Leopold’da besteci ve keman sanatçısı, annesi Mama Mari Pertl’de iyi yetiştirilmiş bir burjuva kızı. Tabi müzisyen bir ailenin inde yaşama başlayan Mozart’ı, burada beş satırla tanımlanacak bir yetenek değil. Özetli üç yaşında klavsen çalmaya başladı. Beş yaşında ilk bestesini yaptı. Sekiz yaşında Paris’de yapıtları yayınlandı. Dokuz yaşında ablası Maria Anna ile konserler vermeye başladı. On iki yaşında ilk operası “La Finta Semplice”yi besteledi. On üç yaşında, eserleri Salzburg’da oynandı. Onbeş yaşında, Constanze adlı kızla evlendi. Durmadan çalıştı. Birbirinden güzel operalar besteledi ki, bunlar günümüzde dahi dünyanın dört bir tarafında sahnelenen oyunlardır. İdomeneo, saraydan kız kaçırma, Figaro’nun düğünü, Don Giovanni, Cosi Fn Tutte ve sihirli flüt, Mozart’ın bu muhteşem yapıtları Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından defalarca sahneye konulmuştur. Saymakla bitmeyecek kadar çok keman konçertoları ile dahi bir müzisyen ve bestekâr olan Mozart, ne yazık ki yokluk içinde ölmüştür. Kimine göre zehirlenmiş, kimine göre de böbreklerindeki geçmek bilmeyen ağrıları yüzünden Viyana’da hayata gözlerini yummuştur. Parasızlığı yüzünden cenazesi yoksullar mezarlığına gömülen Mozart’ın bugün Viyana’da Burggarden mezarlığında sembolik bir mezarı bulunmaktadır. İşte küçük Berna’nın müziğine ve bestelerine hayran olduğu dünya müzik dâhisi Mozart, 35 yaşında aramızdan ayrılmış, unutulması imkânsız bir sanatçıdır. Berna kızımızda inşallah Mozart gibi uluslararası bir üne kavuşur. Mozart gibi bizimde dünya şöhreti sanatçılarımız keman çalan müzisyenlerimiz bulunmaktadır. İşte ünlü bir keman virtüözü devlet sanatçısı Suna Kan, bugün 81 yaşında olan başarılı bu müzisyen, “Keman kutusun bu dünyaya kapattım” diyerek kendisini emekli yapmıştır. Suna Kan’ın, çalışma hayatı çocukluğundan bu yana sürmüştür. 2.Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün, yetenekli çocukların Avrupa’da eğitim görmelerini istemesi üzerine öğrenim yıllarını batılı usta müzik hocalarının nezaretinde sürdüren Suna, dünyanın dört bir tarafında kemanı ile başarılarına başarı katarken, Türkiye’nin sanat elçisi olarak her yerde milli gururumuz olmuştur. Berna kızımızda inşallah Kan gibi bizi yurtiçinde ve yurtdışında temsil etme başarısını gösterir. Bunun için Berna’nın çalışması gerektiren yapılan sahte iltifatlara kanıp şımarmaması, aile ve vatan sevgisini hiçbir şeye değişmemesi, çağdaş bir Türk müzisyeni olarak, kendisini, ailesini, sevdiklerini ve de bu muhteşem vatan sevgisini daima gönlündü tutmasıdır. Berna, bugün Mektebim adlı kolejin 5’nci sınıfında öğrenimini sürdürüyor. Okulunda başarılı öğrencilerinden biri, neşeli herkese karşı saygılı yani örnek bir öğrenci. Berna’nın yetenekleri bunlarla da bitmiyor. Berna kızımız, Türkçeyi çok güzel konuşuyor. Bu arada İngilizce ve İspanyolca lisanlarını da öğrenmiş. Bu lisanları daha iyi konuşabilmek için biraz daha büyüdüğü zaman İspanya ve İngiltere’ye gideceğini de söylüyor. Keklikçi aile topluluğunun medarı iftiharı bu kızımız ile ne kadar iftihar etseler azdır. Bende Berna kızıma başarılı çok güzel ve uzun ömürler diler. Keklikçi ailesini böyle bir evlat yetiştirdikleri için yürekten kutluyorum.
Editör: TE Bilisim