Utku ŞENSOY Türkiye başta olmak üzere batıda bile pek çok ülkeyi saran şu ekonomik krizde, dergilerden televizyonlara kadar yazılı ve görsel basınımızda, “sağlıklı beslenme” adı altında “süper besin pazarlama teknikleri” kullanarak sundukları bir yığın abuk sabuk besin önerilerini görünce ya sabır demek geliyor içimden! Vatandaşın içmeye ayranı yokken kılı kırk yarıp pazardan file doldurup günlük aşının hesabını yaparken, adlarını bile doğru dürüst bilmediğimiz acayip besin önerilerini gündeme getirmeleri hakikaten dikkate değer. Ne yaman çelişkidir; işçisi, çiftçisi, bordrolu memuru, emeklisi velhasıl aile bütçesini kredi kartı takviyesiyle çevirmeye çalışıp, kıt kanaat geçinen halkın önemli bir kesimine böylesi “absürt besin önerileri” getirmek de büyük bir cesaret örneği diye düşünüyorum. Kapitalizmin küreselleştirdiği dünyada en önemli silahı olan “markalarla”teslim aldığı ülkeler, çoğunun isimlerini bile telaffuz edemediğimiz Latte, Macchiato, Flat White, Espressoshot, Doppio, Americano gibi kahve türleri ve yanında yenen o “tatlı-kek-pasta türevi oluşumlar”, büyükşehirlerde “yaşam tarzı” yaratıp, geleneksel kahve kültürümüzün tam orta yerine direğini dikmişti. Başımıza sardırılan bu yeni besin ürünleriyle deolayı kökünden halledip tüy dikmiş oldu! Son dönemde özellikle gençlerin yaşamlarının“vazgeçilmezi” haline gelen o malum kahvecilerde ne alırdınız diye sorduklarında benim gibi boş boş bakan güruh gibiyiz aslında çoğumuz. Yeni “trend” besinlerin karşısında da pek farklı değiliz. Kinoa, Chia, Gojiberry, tam tahıllı kahvaltılık gevrekler ve benzeri ürünlerden sözediyorum… Öyle ya; nohut, kuru, sakatat, kelle paça out, Kinoa, Chia, Sushi'in! Yüksek oranda protein için mutlaka kinoa yenmeli!Chia tohumu,Omega 3 ve Omega 6 için vazgeçilmez bir üründür! Gojiberry, zayıflamak isteyenler için birebirdir! Brehbreh… Peki, Kinoa yerine inci arpası yesek olmaz mı? İki tahıl da enerji bakımından eşdeğer! Chia yerine keten tohumu yiyemez miyiz? Ya da Gojiberry yerine çilek? C vitamini açısından her ikisi de aynı. Yerli ürünlerin bu ithal ürünlere göre tek farkı fiyatları.Keza, kan şeker seviyesi ölçümleriyle yapılan deneyler, piyasada yüksek fiyata satılan birçok tam tahıllı kahvaltılık gevrek ürün yerine, yoğurt muzun vücudumuza eşdeğer kalori (300 cal.) verdiğini ortaya koyuyor. Biraz daha savurgan olmak isteyenler ise, 3 dilim ızgara pastırma ile haşlanmış yumurta yiyebilir ki bu da aynı enerjiyi verir. Ya da sabah iri taneli yulafın içine bas soğuk ya da sıcak sütü kaşıkla ye! Büyük taneli yulafla enerji daha yavaş yakılmaz mı? Ispanağı, pırasası, sebzesi, çeşit çeşit meyvesiyle beslenme önerileri getirip milleti, özellikle de gençliği fast-food çılgınlığından uzaklaştırmak daha iyi olmaz mı? Sonuçta hedef sağlıklı beslenirken, uzun süre tok kalmak değil mi? Böylece halkı doğru yönlendirip, hem sağlıklı kalmalarına katkıda bulunup, hem de açık havada yapacakları yürüyüş önerileriyle toplumu obeziteden uzak bir yaşama kavuşturup, hastanelerdeki yoğunluğu da önlemiş, kapitalizmin vurucu silahlarından da korunmuş olmaz mıyız? Kişi başı milli gelirleri 30-40 bin dolar düzeyinde olan ülkelerde bile adamlar, pahalı diye halkına lahana yerine yeşil salata öneriyor. Biz ise, aynı para ile eşdeğer yerli ürünlerden 5-6 kez aldırıp aile bütçelerine katkı sağlayacağımıza, süper besin pazarlama teknikleri ile birçok konuda olduğu gibi burada da “algı yaratıp” başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere herkesin zihnini bulandırıp, aile bütçelerinin tam orta yerine tüy dikmekle meşgulüz.Zaten üç otuz para ile aile bütçesini dengeleyebilmek için, cambazlık yaparken kafası bulanan halkı böyle şeylerle meşgul etmek yerine, yerli makul ürünlerle nasıl sağlıklı besleneceğini anlatmak daha yararlı olmaz mı?