Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin içinden geçilen nazik döneme rağmen Türkiye’de Cumhuriyet fikrine ve idealine bağlı gazetecilerin varlığının gelecek için ümit verdiğini kaydetti. Bilgin, 10 Ocak 1946’da kurulan Türkiye’nin en eski basın kuruluşu olan Gazeteciler Cemiyeti’nin, Atatürk’ün mirasına, Cumhuriyet’e ve çağdaş yaşam değerlerine adanmış olduğunu vurguladı

ANKARA - Gazeteciler Cemiyeti 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı yazılı bir mesaj ile kutladı. Bu bayramın sadece bir askeri zaferin anıldığı sıradan bir resmi gün olmadığı vurgulanan mesajda, “Gün, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının mirasına sahip çıkılacağı ve ‘bağımsız Türkiye ilelebet payidar olacaktır’ direktifinin ulusal görevimiz olduğu kararlılığının sergilendiği bir gündür. Başkumandan Zaferi’nin 96’nci yıldönümü kutlu olsun” denildi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin “30 Ağustos 1922’de Atatürk ve silah arkadaşlarının Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile sadece İzmir’in işgaline son vermenin ötesinde, Türkiye’nin ulusal kurtuluş savaşını zaferle taçlandırdıklarını” hatırlatarak, “Tüm yabancı işgal kuvvetlerinin Türkiye sınırlarını terk etmesi daha sonra gerçekleşse de 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder. 30 Ağustos Türkiye’nin kurtuluş destanını yazdığı gündür. Kutlu olsun” dedi. 1924’de ilk kez Afyon’da, Dumlupınar'da Çal Köyü yakınlarında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in de katıldığı bir törenle “Başkumandan Zaferi” adıyla kutlandığını, hatırlatan Bilgin, 1926’dan sonra ise Zafer Bayramı adıyla ulusal anma günü olarak kutlanmaya başlanılan bu önemli yıl dönümünün o günkü ruhla ulusun katılımıyla kutlanmasının önemini vurguladı. Bilgin içinden geçilen nazik döneme rağmen Türkiye’de Cumhuriyet fikrine ve idealine bağlı gazetecilerin varlığının gelecek için ümit verdiğini kaydetti. Bilgin, 10 Ocak 1946’da kurulan Türkiye’nin en eski basın kuruluşu olan Gazeteciler Cemiyeti’nin, Atatürk’ün mirasına, Cumhuriyet’e ve çağdaş yaşam değerlerine adanmış olduğunu vurguladı. Atatürk’ün 1924’deki bir konuşmasında Türk basınının Cumhuriyet’in kurulması ve gelişmesindeki rolünü anlatırken basına çok önemli bir vazife verdiğini hatırlatan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, o konuşmasında Atatürk’ün “Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan Cumhuriyet’in etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, Cumhuriyet’in hakkıdır” dediğini hatırlattı. Bilgin, “Atatürk’ün direktifi bizim için bugün de geçerlidir ve yol göstericidir. Gazeteciler Cemiyeti Cumhuriyet’in etrafında çelikten bir kaledir, olmaya devam edecektir” dedi. Son zamanlarda Atatürk ve ideallerinin tekrar keşfedilmeye ve devlet ricalinde de önem verilmeye başlanmasının “doğru ve iç ısıtan gelişmeler” olduğunu söyleyen Bilgin, “Atatürkçülük ne yakaya rozet, köşeye büst ya da odaya fotoğraf, tablo asmak değildir. Atatürk devrimini anlamak, bu halkın ümmet olmaktan çıkarılıp vatandaş yapılmasını hedefleyen reformların değerini görmek gerekir,” dedi. Daha aydınlık bir ülke yaratılmasının, hapishanelerinde gazeteci, akademisyen, düşünür, yazar çizer olmayan bir Türkiye görmenin Gazeteciler Cemiyeti’nin, “hülyası” olduğunu vurgulayan Bilgin, “Yüce Atatürk’e saygı en büyük eseri Cumhuriyet’e ve çağdaş yaşam norm ve ilkelerine saygıyla gösterilebilir” dedi. Atatürk’ün 10. Yıl Söylevi’ni verirken, 29 Ekim 1933’de “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyet’i ilelebet payidar kalacaktır” dediğini hatırlatan Bilgin, “Cumhuriyet basını görevinin ve sorumluluğunun farkında olmalıdır. Çağdaş yaşam ve muasır medeniyeti yakalama hedeflerinden şaşmadan, Dumlupınar’da, Çal köyündeki ruhla, bağımsızlığın idraki içerisinde yayın ve hizmetlerle Türk basını ulusal birliğe ve bağımsızlığa her zaman kendine düşen katkıyı yapmaya devam edecektir” dedi.