ANKARA - Cumhuriyetin ilanının 97’nci yıl dönümü münasebetiyle bir demeç veren Bilgin, “Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti bu vatanın her evladı için de erdemdir, bayraktır, ülküdür,” dedi. Gazeteciler Cemiyeti başkanı, bir dönem ulusal bayramların devletin tepesinde esen kulak, nezle ve sair sağlık sorunlarıyla ikinci plana atılmaya çalışıldığının da unutulmadığını kaydetti. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, salgının önemli olduğunu ve kamu sağlığı önlemlerinin eksiksiz uygulanmasının yararlı olacağını kaydederek, “Nasıl ki önlemler alınarak Ayasofya Camii 350 bin kişinin katılımıyla ibadete açılması bir coşku vesilesiyse, nasıl ki bir partimize önlemler alınarak toplu üyelik töreniyle on binlerce kişi üye olabiliyor ise, yine önlemler alınarak en büyük ulusal günümüz, Cumhuriyet Bayramı da halkın katılımıyla coşkuyla kutlanabilmeliydi” dedi. Bilgin, Atatürk ve cumhuriyetin kurucu kadrolarının büyük kıtlıklar içerisinde ulusla bütünleşerek emperyalist işgalci güçlere karşı verdikleri Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kıvançta ve kederde bir bütün olan Türk ulusunun en büyük bayramı olduğunu hatırlatarak, “Türk ulusal zaferi ve onu taçlandıran Cumhuriyetin ilanı aynı zamanda mazlum uluslara örnek olan tarihi bir başarıdır. Bu büyük eser her şart altında en görkemli şekilde kutlanmalıdır” dedi. İlanından bu yana geçen 97 senede her türlü sorun ve saldırıya rağmen Türkiye Cumhuriyetinin kendisine hayat veren demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerinin dimdik ayakta olduklarını kaydeden Bilgin, “Atatürk’ün dediği gibi elbet hepinizin fani vücutları bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Cumhuriyet çok yaşa” dedi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atatürk’ün Cumhuriyet kurulmasından da önce Türk Ulusal Mücadelesini dünyaya doğru haberlerle duyurmak üzere Anadolu Ajansı’nın kurulmasını emrettiğini hatırlattı. Bilgin, Atatürk’ün “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır” görüşü kadar daha 1922 yılında kullandığı “Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta (doğru yolu göstermede), bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa (özetle) bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir” sözlerinin de Gazeteciler Cemiyeti’ne rehber olduğunu vurguladı. Gazeteciler Cemiyeti’nin girişindeki duvarda “Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi” yazdığını hatırlatan Bilgin, “Şüphesiz ki yüce Atatürk’ün de dediği gibi ‘Basın hürriyetinden doğan sorunların tek giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.” Bu kutlu günde Cumhuriyetimizin kurucu, ilk cumhurbaşkanı ve ebedi önderimizi saygıyla anıyoruz” dedi.