Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük İçin Basın (ÖİB) Şubat 2020 raporu açıklandı

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, son dönemdeki gelişmelerin doğru haberin, özgür habercinin önemini gösterdiğini söyledi. Türkiye’nin Şubat ayında İdlip bölgesinde 54 şehit verilmesi ve ardından korona virüsü tehdidine karşı önlemler alınmasına sahne olduğunu anımsatan Bilgin, “Yaşadığımız bu üzücü günlerde halkımızda resmi açıklamalara güven duyulmadığı da maalesef iyice gün yüzüne çıktı. Bu durum medya mensuplarının basın özgürlüğü atmosferinde habercilik yapılmasıyla ancak toplumsal güven ortamı sağlanabileceğini göstermektedir” dedi. Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında Şubat 2020 dönemi raporuna ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin Şubat ayında peş peşe yaşadığı üzücü gelişmelerle karşılaştığını ve Çin kaynaklı korona virüsü (Covid-19) nedeniyle Türkiye’nin ve dünyanın ciddi bir halk sağlığı tehdidiyle sarsıldığını ifade etti. Şubat ayında gazetecileri cezalandırmaya yönelik basın davalarının görülmeye devam ettiğini kaydeden Bilgin, Türkiye’nin ifade özgürlüğü alanında kötü sınav vermeyi sürdürdüğünü dile getirdi. Sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Cumhuriyet davasında Ahmet Şık haricinde diğer gazeteciler ve gazete yönetimindeki isimler hakkında yeniden beraat kararı verilmesini olumlu gelişme olarak not ettiklerini vurgulayan Bilgin, “Detayları ÖiB Şubat ayı raporumuzda yer aldığı üzere; Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın talebiyle Kanal İstanbul güzergâhında arazi satın almasıyla ilgili haberlere erişim engeli getirilmesi dikkat çekerken, Redhack’ın kamuoyuyla paylaştığı yazışmalarını haberleştirmiş gazetecilere yönelik hapis cezası talebi de sürdü. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, haberimizvar.net Genel Koordinatörü Ebru Küçükaydın hakkında Konyaaltı Sahil Projesi’nin iptaline ilişkin basın toplantısında, eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Menderes Türel’le ilgili yönelttiği sorular nedeniyle soruşturma başlattı. Bu durum, gazetecilik görevi gereği yolsuzluk, ihale, rüşvet iddialarıyla ilgili soruları gündeme getirdi. Şubat ayı sonu itibarıyla cezaevlerinde 53’ü hükümlü ve 44’ü tutuklu olmak üzere toplam 97 basın mensubu bulunmakta. Ocak 2020 sonu itibarıyla ise 52’si hükümlü ve 43’ü tutuklu olmak üzere 95 basın mensubu cezaevindeydi” bilgisini verdi. Bilgin, Şubat ayında Yeniçağ yazarları Murat Ağırel ve Batuhan Çolak’ın Libya’da Türkiye’nin verdiği şehitlerle ilgili paylaşımları sonrasında sosyal medya ve e-posta hesaplarına dijital saldırıda bulunulduğunu da hatırlattı. ÖiB Şubat ayı raporunda basın özgürlüğü açısından Basın İlan Kurumu’nun (BİK) muhalif kesimdeki gazeteleri hedef alan cezalandırma politikasına ilişkin gelişmelere de yer verildiğini belirten Bilgin, ancak ayın sonuna doğru BİK tarafından Birgün’e yönelik cezalandırmada geri adım atılmasından ise memnuniyet duyulduğunu bildirdi. İfade özgürlüğü bağlamında Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davadaki gelişmelere uluslararası kamuoyunca ve özellikle Türkiye’nin üyelik hedefini sürdürdüğü Avrupa Birliği’nden (AB) tepki gösterildiğini anımsatan Bilgin, maalesef Türkiye’nin adeta bir ileri iki geri adım niteliğindeki yargı kararlarıyla gündeme geldiğini söyledi. Bilgin, “Gezi davasında yurt dışındaki yedi sanık haricinde tutuklu Osman Kavala ve tutuksuz yargılanan sekiz sanık hakkında ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasından beraat kararı verildi. Ancak Silivri Cezaevi’nden 840 gün sonra tahliye edilmesine hükmedilen Kavala, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu sefer 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle ilgili suçlamasıyla yeniden tutuklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sert tepkisi ardından Gezi davasında beraat kararını veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun soruşturma başlatması dikkat çekti. Bu tablo Türkiye’nin demokrasisi ve yargı bağımsızlığıyla ilgili eleştirileri pekiştirdi. Umut ediyoruz ki ülkemiz en kısa sürede kuruluşunda Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği laik ve kuvvetler ayrılığına dayalı anayasal demokrasi yol haritasına dönecektir” diye konuştu. Bilgin, ayrıca basın özgürlüğü alanında imza attığı kararlarıyla Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) kısıtlayıcı ve tartışmalı rolünü sürdürdüğünü belirterek, “Şubat’ta Sayıştay’ın uyarısı sonrasında RTÜK üyelerinin maaşlarıyla ilgili yasal düzenleme ihtiyacı gerekçesiyle hazırlanan yasa taslağı dikkat çekti. Taslakta, RTÜK Başkanı’na pek çok idari düzenlemeyi tek başına hayata geçirme ve personel atamasıyla ilgili geniş yetkiler verilmesi ‘RTÜK’te başkanlık sistemine geçiş’ olarak yorumlanıyor. Bu durumu son olarak TBMM’de seçilerek göreve gelmiş CHP’li kurul üyesi Faruk Bildirici’nin benzeri görülmemiş şekilde üyelikten uzaklaştırılması sonrasında RTÜK’ün daha fazla iktidar partisi hâkimiyetine geçişindeki yeni bir adım olmasından endişeleniyoruz” ifadesini kullandı. ÖiB Şubat 2020 raporuna ve geçmiş aylara ilişkin raporlara ise, www.gazetecilercemiyeti.org.tr, www.pressforfreedom.org ve media4democracy.org internet adreslerinden ulaşabilirsiniz.