Gazeteciler Cemiyeti ÖiB Temmuz 2019 raporu açıklandı

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, geçtiğimiz Temmuz ayını değerlendirerek, “24 Temmuz Basın Bayramı’nın kutlanamadığı, uluslararası medya kuruluşlarında görev alan meslektaşlarımızın ‘rapor’ adı altında fişlendiğini, Cumhuriyet davası örneğindeki gibi gazeteci yargılamalarındaki olumsuzlukların devam ettiği bir sürece tanıklık etmekteyiz. Mesleğimizin geleceği açısından kaygılıyız” dedi. Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında yayımlanan Temmuz 2019 raporuyla ilgili yazılı açıklamasında, Türkiye’nin demokratik gelişimine katkı vermesi gerekli medya sektöründeki olumsuz gelişmelerin rapora yansıdığını kaydetti. ÖiB raporlarıyla aylık olarak Türkiye’deki basın ve ifade özgürlükleri alanlarında neler yaşadıklarını takip ettiklerini kaydeden Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin “güzel bir gelecek için bugünkü tablodan dersler çıkarılabilmesine yardımcı olmaya çalıştığını” işaret etti. Gazetecilik mesleğinde ciddi kan kaybı yaşandığını gözlemlediklerini belirten Bilgin, ÖiB Temmuz 2019 raporunda detaylarıyla görülebileceği üzere olumsuz gidişatta değişiklik olmamasından kaygı duyduklarını ifade etti. Bilgin, Temmuz ayında uluslararası medya kuruluşlarında görev alan veya bu kuruluşlara yazılarıyla katkı sağlayan gazetecilerle ilgili SETA’nın hazırladığı rapor ve buna yönelik değerlendirmelerin gündemi meşgul ettiğini vurguladı. SETA’nın “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporunun söz konusu gazetecileri fişleyen bir çalışma olarak değerlendirildiğini belirten Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti’nin meslektaşlarına sahip çıktığını ve rapora gerekli tepkiyi gösterdiğini hatırlattı. Bilgin, ÖiB Temmuz raporunda kayıtlara geçmiş gelişmeleri paylaşarak, “Ulusal ve uluslararası tepkilere neden olmasına karşın raporda hedef alınmış gazetecilerden bazılarının iş akitlerine son verilmesi endişeleri arttırdı. Rusya merkezli Sputnik Türkiye, raporda adı geçen gazetecilerden Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki’nin radyo programını eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile yapılan söyleşi gerekçesiyle sonlandırdı. Bunun yanı sıra “Seyr-i Sabah” programı sunucusu gazeteci Zafer Arapkirli de işten çıkartıldı. Sputnik Türkiye’nin bu işten çıkarma politikası, Rusya’yla yakın ekonomik-askeri ilişkiler çerçevesinde ‘SETA raporundaki öneriler yerine getirildi’ gibi yorumlara neden oldu. Hükümeti destekleyen basın organları ise tartışmalı raporu ‘15 Temmuz darbe girişimi, PKK’nın hendek terörü ve HDP’li milletvekillerinin tutuklanması, Fırat Kalkanı Harekâtı, Zeytin Dalı Harekâtı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve İstanbul Havalimanı’nın açılışı ve son olarak Rahip Brunson krizinden sonra yaşanan ekonomik dalgalanma’ gibi “hassas olaylarda’ yabancı basının ‘tek sesli olarak Türkiye karşıtı yayın yaptığının’ belgesi olarak gösterdi” tespitlerini aktardı. Bilgin, maalesef gazetecilere yönelik yargılama süreçlerinde ise Cumhuriyet davası örneğinde olduğu üzere yargıda içtihat birliği sağlanamadığını söyleyerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan beraat kararı verilmesi yönündeki görüşünden memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Bilgin, “Yargı makamlarımızla gazeteciler söz konusu olduğunda birbiriyle taban tabana zıt kararlar alınması sadece mesleki faaliyetlerini yerine getirmeye çalışan meslektaşlarımız için kaygılarımızı arttırmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Cumhuriyet davasında Akın Atalay, Orhan Erinç, Murat Sabuncu, Hikmet Çetinkaya, Aydın Engin, Kadri Gürsel, Bülent Utku, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ve Güray Öz’ün hakkındaki hapis cezası kararlarına karşı beraat talep edilmesi sevindiricidir. Buna karşın Ahmet Şık, Yunus Emre İper ve Ahmet Kemal Aydoğdu’nun hapis cezalarına onama talebi dikkat çekmiştir. Öte yandan Cumhuriyet yazarı Işıl Özgentürk’e bir köşe yazısı gerekçesiyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlamasıyla bir yıl altı ay hapis cezası verildiği görülmüştür” diye konuştu. Sektördeki mali sıkıntılarda ciddi artış olduğunu da belirten Bilgin, “Yargı Reformu Strateji Belgesi uyarınca resmi ilan gelirlerinde ciddi kayıplar yaşanacak olması özellikle yerel basında endişeli bir bekleyiş başlatmıştır. İzmir’de yayımlanan yedi yerel gazete ortak manşetle resmi ilan sıkıntısını protesto etmiştir. Eğer resmi ilan gelirleriyle ilgili yerel basını rahatlatıcı önlemler alınmazsa pek çok yerel medya kuruluşu kapısına kilit vurmak zorunda kalacak ve meslektaşlarımız da işsizliğe mahkûm edilecektir. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı’ndan yerel basındaki endişeyi dikkate alacak düzenlenmeler beklenmektedir” dedi. Bu arada 25 Temmuz 2018’de Basın - Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlanması sonrasında ilk kez Basın Kartı Komisyonu 24 Temmuz’da toplandığını hatırlatan Bilgin, ancak sadece hükümete yakın kuruluşlar ile örgütlere temsil hakkı tanınmasıyla Komisyon’un temsil gücü düşük hale getirilmesinden üzüntü duyduklarını da söyledi. Bu nedenle de Komisyon’un yeni yapısına meslek örgütleri ve muhalefet partileri tarafından sert tepki gösterildiğini ifade etti. Temmuz ayında gazetecilere yönelik kovuşturma ve yargılamalara devam edildiğini de anımsatan Bilgin, Temmuz ayında cezaevlerindeki gazeteci sayısının 59’u hükümlü ve 75’i gözaltında veya tutuklu olmak üzere toplam 134’e gerilediğini bildirdi. Haziran sonunda cezaevlerinde 58’i hükümlü 140 gazeteci bulunmakta idi. Bilgin, ÖiB ekibince açık kaynaklardan yapılan derlemelere göre, yılın ilk yedi ayında toplam 198 sansür veya habere müdahale vakası yaşandığını da açıkladı. ÖiB Temmuz 2019 raporuna ve geçmiş aylara ilişkin raporlara ise, www.gazetecilercemiyeti.org.tr ve www.pressforfreedom.org internet adreslerinden ulaşabilirsiniz.