Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, başta yerel medya olmak üzere yazılı basının ekonomik sıkıntılar nedeniyle ayakta durmada zorlandığını hatırlatarak, işsiz gazetecilerin mesleklerine devam edebilmeleri konusunda Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi Projesisi (M4D) kapsamında verilen teşviklerin önemine değindi

NAZ AKMAN / (ANKARA) - Gazeteciler Cemiyeti’nin Avrupa Birliği desteğiyle yürütmekte olduğu Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi Projesi (M4D) kapsamında bir yıllık faaliyetler ile proje kapsamında verilen teşvikler ve uygulamalar tanıtıldı. Ankara Büyükhanlı Otel’de düzenlenen “M4D Medya Konferansı”na çok sayıda gazeteci, diplomat, akademisyen ve meslek örgütü temsilcileri katıldı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve Avrupa Birliği Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger’in açılış konuşmaları ile başlayan konferansta, çeşitli oturumlar ve paneller ile Türk medyasının bugün içinde bulunduğu durum, kamu yayıncılığı, Basın İlan Kurumu ve yerel medya konuları ele alındı. Konferans kapsamında ayrıca Taner Dedeoğlu’nun Gazeteciler Cemiyeti yayınları için hazırladığı ve içinde 69 usta gazetecinin söyleşisinin yer aldığı “Şimdi Onlar Manşet” başlıklı kitabının imza günü de gerçekleştirildi. Bilgin, “Desteğin önümüzdeki yıl artarak devam edeceğine inancım tam” Konferansın açılış konuşmasını yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, proje kapsamında verilen desteklerin artarak devam edeceğini söyleyerek, “Birinci yılın sonunda söylenecek çok şey var. Christian Berger toplantılarımıza katılarak bize destek verdi. Desteğin önümüzdeki yıl artarak devam edeceğine inancım tam. Bir yılın sonunda başta Proje Koordinatörü Yusuf Kanlı olmak üzere tüm proje ekibine teşekkür ediyorum” dedi. Bilgin, başta yerel medya olmak üzere yazılı basının ekonomik sıkıntılar nedeniyle ayakta durmakta zorlandığını hatırlatarak, işsiz gazetecilerin mesleklerine devam edebilmeleri konusunda proje kapsamında verilen teşviklerin önemine değindi. Gazetecilerin mesleğini sürdürebilmeleri konusunda projenin gerekli olduğunu anımsatan Bilgin, Türk medyasının içinde bulunduğu durum hakkında “Türkiye’nin özellikle basın özgürlüğü konusunda hangi aşamada olacağını anlatmayacağım ama bu tablo benim için acı verici bir tablo. Gazetelerde tirajlara baktığımızda para ile her şeyin satın alınamayacağını görüyoruz. Birçok televizyon kanalı seyredilmediğinden kapanma durumunda kaldı. Henüz günler önce iki gazete mali kaynak bulamadığından kapandı. Bunlar Türkiye için güzel bir tablo değil. Geçmişe baktığımızda bu gazeteler çalışanları ile el değiştirdiğinde ya iş, ya sendika şartı sunuldu. Biz örgütlü olarak mücadele etmemiz gerekirken, maalesef noterlerin önünde kuyruk olduk. Yanımızda bulunması gereken genel yayın yönetmeni, yazı işleri müdürleri gibi kişiler sendikadan istifa ettirmek için çaba sarf ettiler. Bu sorun meslek ile ilgili değil ahlakla ilgili bir sorun. Bu kara tabloya rağmen umudumu yitirmedim. Karamsarlık bir gazetecinin yanından geçmemesi gereken bir duygu. Bu karamsar tablodan kurtulmak için bu projeleri yürüterek işsiz gazetecilere bir nebze de olsa umut olmaya çalışıyoruz. Gün gelecek o aydınlık yolun açıldığını göreceğiz. Buna olan inancınızı kaybetmeyin. Bu inanç, yurtseverliği, cumhuriyeti, demokrasi ve Atatürk ilkelerini taşır. Zaman zaman bize Avrupa Birliği’ne zaten alınamayacağımız konusunda sorular iletiliyor. Açıkçası hakkımız olmadan AB’nin kapısında bekliyoruz. Bizim hatalarımız olabilir ama AB şunu gözden kaçırıyor. Türkiye’de hala yüzde 50’nin çok üzerinde Avrupa Birliğini medeniyete, demokrasiye açılan kapı olarak görenler var. İktidarlar geçicidir ama bu Türk ulusunu bekletmenin temsilcilerin de yüreğini sızlattığını söyleyebilirim. Bizim kültürümüzden uzak olan Arap kültürüne yöneltilmektense yönümüzü Batıya yönelmeyi yeğlemişiz. Dileğimiz bir an önce birtakım fasılların açılması ve adım adım Avrupa Birliği ile demokrasiye ve özgürlüğe açılmamız” sözlerine yer verdi. [caption id="attachment_174452" align="alignleft" width="363"] AB Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger[/caption] Berger, “Gazeteciler Cemiyeti desteklenmelidir” AB Delegasyon Başkanı Christian Berger de Gazeteciler Cemiyeti’nin desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi. Projenin ismi her şeyi açıklıyor aslında.Bugün buraya gelen herkese, Türkiye’de gazeteciliği iyileştirmeye dönük çalışmaları takip eden, gazeteciliğin, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ortamında icra edilebildiğini görmek isteyen herkese teşekkür ederim.Basın ve ifade özgürlüğü, AB’nin genişleme ve katılım süreçlerinde çok önem verdiği unsurlardır. Basın özgürlüğünü desteklemek, AB’nin kendi içinde ve dışında gerçekleştirmeye çalıştığı temel bir unsurdur.Avrupa Birliği, basın özgürlüğü ve profesyonel gazetecilik göstergelerini yakından inceliyor. Bu göstergeler; siyasal nüfuz ve müdahale, ekonomik kaygılar, medyada yoğunlaşma ve tekelleşme, gazetecilere baskı ve şiddet.İyi ve güvenilir araştırmacı gazeteciliği desteklemek de oldukça önemlidir. Tüm Dünyada araştırmacı gazeteciler hedef gösteriliyor, bu nedenle Avrupa Birliği; araştırmacı gazetecilere ihtiyaçları olan destek ve korumayı sağlamayı amaçlamaktadır. Bununla birlikte farklı ülkelerdeki farklı meslek örgütleri gibi, Gazeteciler Cemiyeti de desteklenmelidir. Desteklerle, bu örgütlerin kapasitelerin güçlendirilmesi, üyelerine verdikleri desteğin artması hedeflenmektedir. Mesleklerini icra edemeyen gazetecilere dayanışma içinde olmaya çalışıyoruz” dedi. [caption id="attachment_174453" align="alignleft" width="375"] Duayen gazeteci Altan Öymen[/caption] Öymen’e “Basın Onur Ödülü” Açılış konuşmalarının ardından proje kapsamında Gazeteciler Cemiyeti tarafından ilk kez düzenlenen “Basın Onur Ödülü”, M4D jürisi ve Cemiyet Yönetim Kurulu tarafından oybirliğiyle alınmış karar uyarınca gazeteci – yazar Altan Öymen’e takdim edildi. Bilgin, ödül heykelciğinde simgelerle ilgili bilgi verirken, görüntüdeki kuş figürünün barışı baş tacı ettiğini kalemin özgürlüğü sınırlayan zincirleri kırması ile gazetecilik mesleğini temsil ettiğini ifade etti. Bilgin, heykelciliği tasarlayan heykeltıraş Şerif Akşit’e teşekkür etti. Öymen, “Türkiye’de basın yeniden özgür olacaktır” Bilgin ve Berger’den ödülünü alan Öymen, meslekte 70’inci yılı olduğunu belirterek, Türkiye’de basın alanındaki gelişmelere bakıldığında manzaranın demokratik bir ülkeyle bağdaştırılamayacağını söyledi. Türkiye’de basının yeniden özgür olacağını vurgulayan Öymen, “Cemiyet başkanlarından Metin Toker ‘Gazetecilik dünyanın en iyi mesleğidir ancak adam gibi yapılırsa’ derdi. Gazetecilik çok güzel bir meslek. Türkiye’de basın özgürlüğünün hayli geçmişi var ki o geçmiş içinde biz basın özgürlüğünün iyi zamanlarını da yaşadık. Basının olmadığı yerde demokrasinin varlığından söz etmek imkansızdır. Türkiye’de toplum demokrasiyi benimsemiştir. Bu süreç içinde belli aşamalardan geçtikten sonra 2000’li yıllara girerken Avrupa ülkeleri arasında bir fark kalmamıştır. O sürece kadar basına karşı cinayetler yaşandı. Türkiye basın özgürlüğü vasfı olan bir ülkeden uzaklaşmıştır. Türkiye’ye demokratik bir devlet demek ihtimali azalmıştır. Ama bu gibi durumlar sonsuza kadar devam etmez. Tüm bunların temelini oluşturan sistem değişecektir. Türkiye’de basın yeniden özgür olacaktır. Buna da bu gibi konferanslar katkıda sağlayacak” diye konuştu. [caption id="attachment_174454" align="alignleft" width="295"] Tiyatro ve sinema sanatçısı Elvin Beşikçioğlu[/caption] Beşikçioğlu, “Hiçbir mesleği sanatı, öğretmenliği, gazeteciliği ayırmak mümkün değil” Açılış konuşmalarının ardından tiyatro ve sinema sanatçısı Elvin Beşikçioğlu “Sanat ve Özgürlük” konulu bir konuşma yaptı. Beşikçioğlu gelişmiş toplumlarda sanatın önemine dikkat çekerek, “Sanat ile düşünmeyi birbirinden ayıramıyoruz maalesef, özellikle tiyatro sanatı birçok farklı disiplinin bir arada olduğu bir sanat dalı, çünkü resim müzik tüm bunlar biraz da yalnızlık isteyen sanat dalı ama tiyatro öyle değil. Tiyatroyu, birçok unsuru bir araya getirerek oluşturabiliyorsunuz. Bunlardan biri de edebiyat, kalemin oynadığı bir sanat ve sözün içinde olduğu bir sanat. Gazeteciler de kalemini oynatırlar. Evrensel bir dille anlattığınızda ancak sanat eseri olur. Sanatın buradaki anlamı çok önemlidir. Onların kültürlerine yaşam biçimlerine vizyon açarak bunun içine sanat da ekleyerek ancak sanat eseri oluşturmuş oluyorsunuz. Maalesef günümüzde böyle sanat eserlerini görmek mümkün değildir. Çünkü bunlar maddiyat isteyen şeylerdir. Kurumlarda kendi içinde bazen yıpranmalar yaşanabilir ve bunun için çeşitli değişikliklerin yapılması ve çeşitli atılımların yapılması gerekir ama bunu yok ederek, aşındırarak yapmak kabul ettiğimiz bir şey değil. Sanatın gücünü biz Ankara İstanbul haricinde Diyarbakır, Gaziantep gibi yerlerde de gördük. Sanatın çocukların hayatlarına nasıl etki ettiğini ve böylelikle yıllar içinde bizim meslektaşlarımız olduğunu gördük. Aynı kalem gibi ince ince yazarak sanat kendini işler, insanların aklına ince ince girerek, bütün bu dünyayı bize açarak özgürleştirir. Hiçbir mesleği sanatı, öğretmenliği, gazeteciliği birbirinden ayırmak mümkün değil” ifadelerini kullandı. [caption id="attachment_174459" align="alignleft" width="385"] M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı[/caption] Medya İzleme Raporu 2019 kamuoyuna açıklandı Konuşmaların ardından M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı tarafından Medya İzleme Raporu 2019 açıklandı. Raporda, Türkiye’deki medya sektörüne ilişkin hapisteki gazeteciler, ifade özgürlüğü ve basın davaları detayları, tirajlar ve medya sahipliği verileri gibi 2019 yılındaki tabloyu sergileyen bilgiler paylaşıldı. Kanlı tarafından açıklanan raporun değerlendirme bölümünde, “Türkiye, 2019 yılı itibarıyla cezaevindeki gazetecilerin sayısı bakımından otoriter rejimlerle benzer bir tablo sunmaktadır. Bu durum bize, Türkiye’de hapisteki gazeteciler sorununun kronikleştiğini göstermektedir. ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ davaları, demokratik bir ülkedegörülmesi imkânsız boyutlara ulaşmıştır. Bu davalar, düşünce ve ifade özgülüğününüzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanmaktadır. Cumhurbaşkanı yeni Hükûmet Sistemi’ne göre aynı zamanda parti başkanı konumundadır. Bu ikili konumun hakaret davalarında çoğu zaman esnetilerek sanığın aleyhinde yorumlandığı görülmektedir. Uzun süreli tutukluluklar basın ve ifade özgürlüğü açısından kanayan bir yara hâlini almıştır. Yargı Reformu Paketi ile bu tutukluluk süresinin daha insani boyutlara indirilebileceği bilgisi umut vericidir” görüşlerine yer verildi. Gazetecilikte sendikalaşmanın önemine değinen Kanlı, “Sendikalaşmayı Türkiye’de sağlamamız lazım. Biz Gazeteciler Cemiyeti olarak Türkiye’de ikinci büyük basın kuruluşuyuz. Buna rağmen üye oranımız yüzde 10 civarında, yani cemiyetlerde de gazeteci yok. İkinci büyük sorun da hapisteki gazeteciler haricinde, gazete sahipliğidir. Eskiden gazeteci sahiplerinin kim olduğunu biliyorduk, şimdi gazete sahiplerinin kim olduğunu bilmediğimiz bir döneme girdik. Muhalif medya dediğimiz medya içinde de medya sahipliği çoğunluktadır. Üçüncü sorunumuz da sansür veya oto sansürdür” dedi. [caption id="attachment_174455" align="alignleft" width="342"] M4D Proje sorumlusu İgor Chelov[/caption] [caption id="attachment_174456" align="alignleft" width="347"] M4D Finansal Destek Uzmanı Merve Kartal[/caption] M4D kapsamında gazetecilere verilen teşvikler Kanlı’nın ardından kürsüye gelen M4D Proje sorumlusu İgor Chelov ise proje destekleri ve bu yıl yeniden açılacak olan yeni teşvikler konusunda bilgi verdi. Chelov “Bu proje Gazeteciler Cemiyeti tarafından Ankara’dan yürütülüp, Avrupa Komisyonu tarafından doğrudan finansman anlaşmasıyla destekleniyor. 2019 yılının Ocak ayında başladığımız bu proje 2022 yılının Nisan ayında sona erecek, yani 40 aylık bir proje. Projenin ana hedefi, Türkiye’de çoğulcu medya ve özgür basının güçlendirilmesi. Bunları yaparken de üç hedef grubu belirledik. Birincisi serbest çalışan gazeteciler, ikincisi medya alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ve üçüncüsü de medya kuruluşları. Bunları bütünlükçü bir şekilde düşünmeye çalışıyoruz ve onlara destek sağlarken iki amaca ulaşmayı hedefliyoruz. Birinci amaç çoğulcu ve özgür medyanın toplum tarafından destek gördüğü ve farkındalığın arttığı bir zemin sağlamak. İkinci amaç ise gazeteciler arasında dayanışmanın güçlendiği ve gazetecilerin kendini güvende hissettiği bir ortam oluşturmak. Desteklerin yanı sıra proje kapsamında Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın evi kuruldu. Bu basın evi hem bir köprü işlevini görüyor, hem de gazeteciler arasında hem ulusal ve uluslararası aktörler arasında hem de serbest çalışan gazeteciler arasında bir güven alanı sağlıyor” diye konuştu. M4D Finansal Destek Uzmanı Merve Kartal da proje desteklerinin bir yıllık verilerini paylaştı. Kartal, projedeki dört destek aracı hakkında bilgi vererek, şöyle konuştu: “Program dahilinde serbest çalışan gazetecileri, medya örgütlerini ve medya kuruluşlarını destekliyoruz.Nisan ayında başvuruya açılan ve başvuruları halen devam etmekte olan internet sitesi teknik destek aracına Türkiye’nin farklı illerinden 62 başvuru aldık, 62 başvurunun yaklaşık 33’ü onaylandı. Onaylanan 33 başvurunun çoğu uygulamaya geçti.Hedefimiz yaklaşık program boyunca 50 başvurunun desteklenmesi. Bu projenin amaçlarından bir başkası da dijital mecralarda gazetecilerin kendi platformlarını kurabilmesidir. Diğeri serbest çalışan gazeteciler destek aracı, bu kapsamda da programımız boyunca toplamda 315 haber yazısı, 105 araştırma ve dizi yazısı destekleniyor olacak. Ayda yaklaşık dokuz haber yazısı ve üç araştırma ya da dizi yazısı destekliyoruz. Bu haberler 24 Saat Gazetesi’nde yayınlanıyor ve bunun karşılığında bir telif bedeli ödemesi yapılıyor. Nisan ayında açtığımız destek aracı kapsamında 195 başvuru aldık bunlardan 103’ü 24 Saat Gazetesi’nde yayınlandı. 116’ı onaylanan haberler arasında ve başvurular devam ediyor. Şu ana kadar 72 haber yazısı 24 araştırma ve dizi yazısı yayınlandı. Diğer destek aracımız genç gazetecilerle ilgili bir destek aracı. Yine farklı illerden 31 genç gazetecibaşvuru yaptı. Bu 31 başvurunun yedi tanesi bütçe dahilinde onaylandı. Yine gazetecilerin mesleğini sürdürebilmeleri için ekipman, altyapı, iletişimde görünürlük desteği sağlanıyor. Son aracımız ise basın evi destek aracı, en yüksek bütçeli olan çok fazla kişiyi destekleyebileceğimiz bir destek aracımız bu. Eylül ayında toplamda 53 başvuru aldık, bu başvuruların uygulamaları başladı. Şubat ayı itibariyle yeni dönem başlıyor olacak. Yıl içerisinde geçtiğimiz döneme nazaran daha çok başvuru alacağımızı düşünüyoruz.” [caption id="attachment_174456" align="alignleft" width="292"] M4D Finansal Destek Uzmanı Merve Kartal[/caption] “İyi Uygulamalar” Kartal’ın moderatörlüğünü yaptığı “İyi Uygulamalar” panelinde gazeteciler Tülin Daloğlu, Ünsal Ünlü ve İrfan Uçar proje kapsamında verilen teşviklerden yararlanarak hayata geçirdikleri internet siteleri konuştular. “Halimiz.com”dan Tülin Daloğlu, “Site üzerinden her ay bir söyleşi yayınlıyorum, konuklarımızla yaptığımız bu söyleşiler elbette medyanın durumuyla ilgili. Halimiz.com yazarları olarak üç ya da dört yazar arkadaşımızla beraber konuk yazarımızla ne konuştuysak oradaki ana tema üzerinden bunun hayatımızdan nasıl şekillendiğini birazcık paylaşmaya çalışıyoruz” diye konuştu. “yeni1mecra”dan İrfan Uçar da işsiz gazetecilerle birlikte yeni bir ağ kurduklarını söyledi. Uçar, “yeni1mecra isimli web sitesi ve YouTube kanalı açtık. İşsiz gazeteci ve yazarlarla bir ağ kurduk. Üç temel hedefimiz var, mesleğini sürdürmek isteyen gazeteciler, haber olan ve habere konu olan herkes özellikle de ana akım medya alanının ilgi alanı dışında kalan kesimler ve yine haberin kendisi olmak üzere üç temel unsurumuz var. Temel ilgi alanlarımız, emek,güvencesiz yaşam, mülteciler, işsizlik, ekonomik kriz, hak ihlalleri gibi konular. Üç kişilik bir yönetici ekibimiz, bir gönüllü arkadaşımız ve 15 yazarımız var. Biz yeni1mecra olarak işsiz gazetecilerin telifle haber yazmalarını sağlıyoruz. Bu projeden yararlanarak sadece Ankara’da değil, İstanbul, Şanlıurfa, Hatay, Elazığ gibi farklı illerden bize yazanlar var. 60 günde web sitemizde dokuz içerik yerleştirdik. Günlük 15 dakikalık video içerik üretiliyor. Desteklerin, ikinci ve üçüncü döneminde sürdürülebilir olan, kurumsallaşma eğilimi gösteren projelere odaklanması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Patronsuz’dan Ünsal Ünlü de “Günlük yaklaşık 100 bin kişinin izlediği bir yayına sahibim. Tek kriterim objektif gazetecilik o yüzden farklı kişiler tarafından izleniyorum. Benim yayınımın adı patronsuz yayın. Kimseyi suçlamadan, yargılamadan gazetecilik yapılabileceğini ispat ediyoruz. Ben bu projeye başvururken Gazeteciler Cemiyeti’ne de nasıl katkı verebilirim diye hareket ederek projemi sundum. Amsterdam’da düzenlenen dijital yayıncılık fuarına katıldım, ufkum çok değişti. Dijital alanda uygulanabilecek arayüz programlarını keşfettim ve çoklu yayıncılık denilen yayıncılığı kullandıktan sonra izleyici oranım yüzde 9,5 arttı” ifadesini kullandı. [caption id="attachment_174457" align="alignleft" width="339"] Prof. Dr. Korkmaz Alemdar[/caption] “Kamu yayıncılığı” Konuşmaların ardından Prof. Dr. Korkmaz Alemdar moderatörlüğünde düzenlenen “Kamu Yayıncılığı” paneline, İspanya Devlet Televizyonu RTVE’nin Dış İlişkiler Direktörü Asuncion Gomez Bueno, Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü Ceyhan Baytur ve TRT eski yapımcısı Hadi Şenolkatıldı. Şenolkonuşmasında kamu yayıncılığının geliştirilmesi için yayıncılar birliği kurulmasını önerdi. Baytur da vatandaşın doğru haber alabilmesi için kamu yayıncılığıkavramının üstünde titizlikle durulması gerektiğini erek Gazeteciler Cemiyetinin bu konuda öncü olmasını önerdi. Panelde, gazeteciBueno, ülkesindeki RTVE kanalı ve çalışanlarının deneyimlerini aktarırken, ülkesindekikamuyayıncılığında ortayaçıkan sorunlarınçözümü için gazetecilerin uluslararası alanda nasılmücadele ettiklerini aktardı. “Yerel Medya ve Basın İlan Kurumu” Basın İlan Kurumu (BİK) eski Genel Kurul üyesi Müdürü Mustafa Arslan’ın moderatörlüğündeki, Gaziantep Basın Cemiyeti Başkanı Arif Kurt ile BİK eski Genel Müdür Yardımcısı Cem Elçin’in de katıldığı “Yerel Medya ve Basın İlan Kurumu” konulu panelde ise BİK’in yapısı, işlevi ve görevleri ile yerel basının güncel sorunları tartışıldı. Basın sektörünün devamı için BİK’in üstlendiği rolün önemine değinilen panelde, resmi ilanlarda düşüş yaşandığı, partiler üstü bir akıl tarafından yeni gelir getirici kaynaklarla, yerel medyayı destekleyici unsurları devreye sokarak aynı zamanda BİK’in de yükünün hafifletilebileceği ve yerel medyanın her koşulda toplumun farklı kesimlerinin sesini duyurabileceği tartışıldı. Konferans Gazeteciler Cemiyet Başkanı Bilgin’in katılanlara ve hazırlıklarda emeği geçen herkese teşekkür ettiği konuşmasıyla sonra erdi. [caption id="attachment_174460" align="aligncenter" width="600"] Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu Üyesi Mehpare Çelik[/caption] [caption id="attachment_174462" align="aligncenter" width="600"] Taner Dedeoğlu’nun “Şimdi Onlar Manşet” başlıklı kitabının imza günü gerçekleştirildi[/caption] [caption id="attachment_174463" align="aligncenter" width="600"] Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü Ceyhan Baytur, İspanya Devlet Televizyonu RTVE’nin Dış İlişkiler Direktörü Asuncion Gomez Bueno ve TRT eski yapımcısı Hadi Şenol[/caption] [caption id="attachment_174466" align="aligncenter" width="600"] Ünsal Ünlü, Tülin Daloğlu ve İrfan Uçar[/caption] [caption id="attachment_174467" align="aligncenter" width="600"] Arif Kurt, Mustafa Arslan ve Cem Elçin[/caption]
Editör: TE Bilisim