Doğan BULGUN BİLKENT Senfoni Orkestrası’nın (BSO) bugünkü konserini Jove Orquestra de la Generalitat Valenciana’nın Müzik Direktörü Pablo Rus Broseta yönetecek. Konserin solistleri, medyada dikkat çekici bir yetenek olarak adından söz ettiren Christoph Sietzen ile Bilkent Müzik Hazırlık Okulu mezunu, lisansüstü eğitimini Almanya’da sürdüren bol ödüllü perküsyonist Elman Mecid. Solistler Avner Dorman’ın “Baharatlar, Parfümler, Zehirler!” başlıklı İkili Perküsyon Konçertosunu seslendirecekler. Bilkent Senfoni Orkestrası konserin ikinci yarısında Rachmaninov’un Op.45, Senfonik Danslarını yorumlayacak. Konser Bilkent Konser Salonu’nda saat 20.00’de başlayacak. Konserden bir saat önce Tunus Caddesi ve Bahçelievler’den (DSİ misafirhanesi önü) hareket eden ücretsiz servis izleyicileri Bilkent Konser Salonuna ulaştıracak. Son birkaç sezondur Seattle Senfonide yardımcı şef olan Pablo Rus Broseta, Itzhak Perlman, René Fleming, Joshua Bell gibi solistlerle çalıştı. Handel’den John Adams’a kadar uzanan geniş repertuvarında önemli senfonik yapıtlara odaklanıyor. Ayrıca Prokofiev, Shostakovich, Brahms gibi bestecilerin monografik konserlerini de yönetiyor. PABLO RUS BROSETA 2019-20 sezonunda Asturias Senfoni, Casa da Música Senfoni, Nordwestdeutsche Filarmoni, Ensemble Modern Frankfurt gibi toplulukları yönetecek. 2014 yılında Pablo Rus Broseta Strazburg’daki Musica Festivalinde SWR Symphonieorchester ve Ensemble Modern’in ortak performansını yönetti. Daha sonra Orquesta Filarmónica de Buenos Aires, BBC Senfoni Orkestrası, Detroit Senfoni, Houston Senfoni, North Carolina Senfoni, Orquestra de la Comunitat Valenciana (Palau de les Arts), Orquesta Sinfónica de Radio Televisión Española, Ensemble Intercontemporain, dönem enstrümanlarıyla konser veren Orchestre Les Siècles ve Beethoven Orchestra Bonn ve Bochumer Symphoniker gibi orkestralarla sahneye çıktı. Aralarında Klangspuren Schwaz, Transart Festival Bolzano, Ensems Festival Valencia ve the Cresc... Festival Frankfurt’un da yer aldığı çeşitli festivallere katılan Rus Broseta, Wolfgang Rihm, Hans Zender, Johannes Maria Staud, Thomas Adès, Philippe Manoury, Magnus Lindberg, Martin Matalon, Francisco Coll ve Luca Francesconi gibi bestecilerle çalıştı. 2018’de Cantaloupe Music etiketiyle çıkan ilk CD’sinde Michael Gordon’un müziklerini seslendiren Seattle Senfoni Orkestrasını yönetti. Rus Broseta doğduğu kent olan Valencia’daki konservatuvarda kompozisyon ve saksafon eğitimi aldı. Çalışmalarına Lyon’da, Conservatorium van Amsterdam’da ve Universität der Künste Berlin’de devam etti. Eğitimi sırasında Bernard Haitink, Pierre Boulez, David Zinman, Kurt Masur ve Steven Sloane’in değerli yönlendirmeleriyle kendini geliştirdi. 2009-10 sezonunda Liège Filarmoni Orkestrasında, 2010’da Hollanda Ulusal Opera Akademisinde ve 2010-2013 yıllarında Jove Orquestra de la Generalitat Valenciana’da yardımcı şef olarak çalıştı. 2011 yılında İspanyol oda orkestrası Grup Mixtour’u kurdu. Halen direktörlüğünü yaptığı orkestrayla farklı dönemler ve çeşitli estetik anlayışlardan eklektik müzik programları sunarak konser yaşantılarına taze kan getirmeyi amaçlıyor. CHRİSTOPH SİETZEN Teknik ustalığı ve sahnedeki güçlü varlığıyla fark yaratan, tazeleyici doğallıkta bir müzisyen. İlk kez 12 yaşında Salzburg Festivalinde sahneye çıkan Sietzen, 2014’te ünlü ARD Uluslararası Müzik Festivalinde ödül kazandı. 2018’de ICMA (Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri) Genç Sanatçı Ödülünü alan Sietzen 2017-18 sezonunda European Concert Hall Organization (ECHO) tarafından Yükselen Yıldız seçildi. Bu sezon, Vienna Konzerthaus’un “Büyük Yetenek” olarak programına aldığı Sietzen, bu salonda düzenli olarak konser verecek. Sanatçı ayrıca Vienna Musikverein’ın Altın Salonu, Salzburg Büyük Festival Salonu, Bükreş’teki Ateneum ve Lüksemburg Filarmonide sahneye çıkacak, Avusturya’da çeşitli kentleri kapsayan bir resital turnesi yapacak. Sietzen ayrıca, Yukata Sado yönetimindeki Tonkünstlerorchester ile Grafenegg Festivaline ve Academy of Ancient Music ile Londra Barbican Center’da Sound Unbound Festivaline katılacak, Bavarian Broadcasting, Deutschlandfunk ve ZDF’de çeşitli programlara konuk olacak. Lüksemburg vatandaşı olan Sietzen, Salzburg’da doğdu. Perküsyon çalmaya altı yaşında Martin Grubinger’in öğrencisi olarak başladı. Daha sonra devam ettiği Linz’deki Anton Bruckner Özel Üniversitesinde Bogdan Bacanu, Leonhard Schmidinger ve Josef Gumpinger ile çalıştı. Ayrıca kontrbas ve klavsen de çalan sanatçı, özellikle barok repertuvarla ilgileniyor. Sietzen 2014’ten bu yana Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesinde ders veriyor. Sietzen, Hamburg Elbphilharmonie, Berlin ve Viyana Konzerthaus, Philharmonie Luxemburg, Cologne Philharmonie, Salzburg’daki Grosses Festspielhaus, Budapeşte Müpa, Lizbon Gulbenkian Foundation, Barselona Palau de la Música, Stockholm Konserthuset, Brüksel Bozar, Amsterdam Concertgebouw ve Tokyo Suntory Hall gibi önemli salonlarda konserler verdi. Christoph Sietzen, Bavyera Radyo Senfoni, Salzburg Mozarteum Orkestrası, Cologne WDR Funkhaus Orkestrası, Romen Ulusal Senfoni ve Polonya Ulusal Radyo Senfoniyle sahneye çıktı; Howard Griffiths, Frank Strobel, Alexander Liebreich, Cristian Mandeal, Michael Tabachnik, Bogdan Bacanu, Peter Sadlo, Martin Grubinger, Oscar ödüllü aktör Karl Markovics ve birkaç enstrüman çalabilen Hubert von Goisern gibi sanatçılarla konserler verdi. Sietzen Bogdan Bacanu ile birlikte “Wave Quartet” adlı marimba topluluğunu kurdu. Eski Rock müzik grubu The Police’in üyelerinden Stewart Copeland, Alexander Mullenbach, Ivan Boumanns, Jakob Gruchmann ve Alexander Wagendristel gibi besteciler Sietzen için yapıtlar bestelediler. Ayrıca Lüksemburg Filarmoni Georg Friedrich Haas’a yeni bir konçerto siparişi verdi. Sietzen, düzenli olarak verdiği ustalık sınıfları kapsamında, Çin, Japonya, Hollanda, Portekiz, Romanya ve İspanya’da çalışmalar yaptı. Sietzen, adını Emmanuel Séjourné’nin kendisi için bestelediği yapıttan alan “Attraction” solo CD’siyle Pizzicato Supersonic Ödülünü kazandı. Avner Dorman ve Einojuhani Rautaavara’nın perküsyon konçertolarına yer verdiği CD Eylül 2018’de çıktı. Sanatçı ayrıca Wave Quartet’in bir üyesi olarak da çeşitli kayıtlar yaptı. L'Orfeo Barockorchester ile kaydettikleri CD Supersonic Ödülünü aldı. Christoph Sietzen yalnızca Adams marka marimba çalıyor. ELMAN MECİD 1996'da Ankara'da müzisyen bir ailede doğdu. Müzik eğitimine 2002'de Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık Okulunda Gülnara Aziz’in piyano sınıfında başladı. 2006-14 yıllarında Vurmalı Çalgılar Sanat Dalında Aydın Mecid'in öğrencisi oldu. 2009 -10 yıllarında Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası üyesi oldu. Bilkent Senfoni, Cumhurbaşkanlığı Senfoni, Eskişehir Anadolu Senfoni, Azerbaycan Devlet Senfoni, Plovdiv Senfoni Orkestralarıyla solist olarak konserler verdi. 2014 yılında Uluslararası İstanbul Müzik Festivalinde iki konser gerçekleştirdi. Türkiye Ulusal Gençlik Filarmoni Orkestrası üyesi olarak birçok ülkede konser verdi. 2016 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Emmanuel Sejourne'nin Marimba ve Yaylı Çalgılar Konçertosunu seslendirdi. Hamburg Percussion Ensemble ile Almanya'da birçok konsere katıldı. 2018'de Bilkent Tiyatro Salonunda bir resital verdi. 2019'da Landesjugendsinfonieorchester Hessen ile solist olarak beş konserlik Almanya turnesi gerçekleştirdi. Elman Mecid bugüne kadar pek çok yarışmada ödül kazandı: Pendim Uluslararası Vurmalı Çalgılar Yarışması, birincilik ödülü (2009, Bulgaristan); Nutcracker Uluslararası Genç Yetenekler Yarışması, dördüncülük ödülü (2009, Rusya); Giornate della Percussione Uluslararası Yarışması, iki ayrı dalda birincilik ve üçüncülük ödülü (2010, İtalya); Perkulliria Uluslararası Perküsyon Yarışması, ikincilik ödülü (2011, İspanya); Marimba Festiva Uluslararası Yarışması, birincilik ödülü ve Jüri Özel Ödülü (2012, Nürnberg); Bamberg Marimba Festiva Uluslararası Yarışması, AG3 kategorisi birincilik ödülü, Sonderpreis des Bayerischen Rundfunks konser ödülü, Marimba One Exellency Award by Katarzyna Mycka özel ödülü, IKMMA 2019 International Katarzyna Mycka Marimba Academy aktif katılım ödülü, Jeremy Brunk En İyi Zorunlu Parça Yorumu ödülü (2018, Almanya). Elman Mecid İstanbul Kültür Sanat Vakfı Aydın Gün Teşvik Ödülüne layık görüldü. 2016'da Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı bursunu kazandı ve Azerbaycan'ın Altın Kitabında yer aldı. Yüksek lisans eğitimine Hamburg'da Hochschule für Musik und Theater'da Prof. Cornelia Monske ile devam ediyor. ‘Çetin Akdeniz ile Usta Muhabbetler’ ve Cengiz Özkan [caption id="attachment_176591" align="alignright" width="500"] Çetin Akdeniz / Cengiz Özkan[/caption] KÜÇÜKÇEKMECE Belediyesi tarafından, Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen ‘Çetin Akdeniz ile Usta Muhabbetler’ programına bu ay Türk halk müziği sanatçısı Cengiz Özkan konuk oldu. Türküseverlerden büyük ilgi gören programda, kendi tarzının dışına çıkarak, türkü albümü yapan sanatçılara seslenen Cengiz Özkan, “Türkülere hizmet çok önemli. Ancak bu çalışmaların, türkülerin sağını solunu yaralamadan, otantik halinden çok fazla uzaklaşmadan yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Programda, Çetin Akdeniz ve Cengiz Özkan, katılımcılara sazlı sözlü müzik ziyafeti sunarak, pek çok yöreden türküler seslendirdi. Kültürel hafızanın korunmasına ve aktarımına yönelik çalışmalarıyla da tanınan ünlü sanatçı Cengiz Özkan, türkülerin yıkılmaz, sağlam bir kale olduğunu ifade ederek, “Her şey aslına rücu eder, derler. İnsana dair ne varsa, doğumdan ölüme ve arada yaşananlar bizim kültürümüzde var. Ben türkülerin dinlendiğini, hiç türkü bilmiyorum diyen bir insanın dahi en az 15 türkünün nakaratını ezbere söyleyebileceğini biliyorum” diye konuştu. Çetin Akdeniz: Halk müziğine ilgi azalmaz Türk halk müziğine olan ilginin hiçbir zaman azalmayacağını ifade eden bağlama virtüözü Çetin Akdeniz ise, “ Türküler hayatın ta kendisidir. Halk müziği bizim öz müziğimiz. Bizim kültürümüzü önce kendimizin benimsemesi gerekiyor. Medyaya iş düşüyor. Medyada yeteri kadar kültürel programlar olmadığını düşünüyorum. Bunlar sunulursa, halkımız izler, takip eder ve benimser” dedi. Cengiz Özkan: Türküler, otantik halinden uzaklaşmamalı Cengiz Özkan, kendi tarzı dışına çıkarak türkü albümü yapanlara seslenerek, “Sözle oynamalarda ve özensiz davranıldığında bazen üzülüyoruz. Sonuçta herkesin kendi kulvarında yürümesi gerektiğini düşünüyorum. Bu çalışmaların, türkülerin sağını solunu yaralamadan, otantik halinden çok fazla uzaklaşmadan yapılması gerekiyor. Güzel çalışmalar da oluyor. Tarkan’ın ‘uzun ince bir yoldayım’ı söylemesi iyi oldu. Belki o türküyü Tarkan’ın yorumuyla ilk kez duyan gençler oldu. Onun sayesinde diğer türküleri sevmeye başlamış olabilirler. Türküye hizmet bizim için önemli. Hizmet edenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.