Doğan BULGUN BİLKENT Senfoni Orkestrası 14 Aralık Cumartesi günü gerçekleştireceği konserde Anton Webern, Max Bruch ve Richard Strauss’un eserlerini seslendirecek. Konseri, kuşağının en donanımlı şeflerinden Tito Ceccherini yönetecek. Sanatçı, yorumlarının olağanüstü berraklığı ve repertuvara yaklaşımındaki çok yönlülükle dikkatleri çekiyor. “Göz alıcı... Seçkin, dokunaklı... Büyüleyici...” yorumlarıyla övgü toplayan keman sanatçısı Simone Lamsma konserin solisti. Klasik müziğin en çarpıcı ve etkileyici kişiliklerinden biri olarak, eleştirmenlerin, meslektaşlarının ve dinleyicilerin beğenisini kazanmaya devam eden sanatçı Bilkent Senfoni ile Bruch’un Sol minör 1. Keman Konçertosunu seslendirecek. Tito Ceccherini yönetimindeki BSO konserde ayrıca Anton Webern’in Op.1, Passacaglia ile Richard Strauss’un Op.24 “Tod und Verklärung” (Ölüm ve Değişim) yapıtlarını yorumlayacak. 14 Aralık Cumartesi günü Bilkent Konser Salonunda saat 20.00’de başlayacak konserin biletlerine https://bilet.bilkent.edu.tr adresinden ulaşılabilir. Konserden bir saat önce Tunus Caddesi ve Bahçelievler’den (DSİ misafirhanesi önü) hareket eden ücretsiz servis izleyicileri Bilkent Konser Salonuna ulaştıracaktır. Modern repertuvarın beğenilen bir yorumcusu olan Tito Ceccherini, Bartók, Debussy, Ravel’den Schoenberg, Webern, Ligeti’ye kadar 20. yüzyılın klasik yapıtlarını seslendiriyor. Şefin yine 20. yüzyılın erken dönemlerine olan tutkusunu gösteren opera repertuvarı da (Mavi Sakalın Şatosu, From the house of the dead, Il Prigioniero, The Rake’s Progress), İtalyan melodraması alanındaki derin bilgisini ve biçemsel özelliklerle modern duyarlığı bir araya getirmeyi başardığı bel canto türüne olan özel ilgisini gözler önüne seriyor. Ceccherini, aynı zamanda Mozart’ın operalarına getirdiği yorumlar ve (Sciarrino’nun Da gelo a gelo ve Superflumina’sı; Bolşoy’da ve Paris Operasında Fénelon’un La Cerisale yapıtı; Toulouse’da Hurel’in Les pigeons d’argile yapıtı gibi) yeni yapıtlar yaratmadaki becerisiyle övgü topluyor. Ceccherini, Fransız Radyo Filarmoni, Milano’daki Filarmonica della Scala, Giuseppe Verdi Orkestrası, BBC Senfoni ve Londra Filarmoni, Cologne’da WDR Sinfonieorchester, Hollanda Radyo Filarmoni, Frankfurt HR-Sinfonieorchester, Stuttgart SWR, Alman Radyo Filarmoni, Tokyo Filarmoni, Orchestra Sinfonica Nazionale della RAI, Maggio Musicale Fiorentino Orchestra, Venedik’teki Teatro La Fenice Orkestrası, Lugano’da OSI, Seville’de Real Orquesta Sinfonica, Orchestre National de Bordeaux, Orchestre de Chambre de Genève’in bulunduğu orkestraların yanı sıra Ensemble InterContemporain, Klangforum Wien, Ensemble Modern, Contrechamps gibi pek çok topluluğu yönetti. 2012 yılında Pollini Perspectives serisi kapsamında Lucerne Festivalinde Klangforum Wien ve Neue Vocalsolisten’i yönetti. Proje daha sonra Tokyo (Suntory Hall), Paris (Salle Pleyel), Berlin (Philharmonie) ve Milano’da (Teatro alla Scala) sahnelendi. Aynı yıl Avusturya’da yeni Festspielhaus in Erl’in açılışında Bartók’un Mavi Sakalın Şatosu operası ile büyük beğeni topladı. Paris’teki Festival d’Automne’un düzenli bir konuk sanatçısı olan Tito Ceccherini ayrıca pek çok tiyatro salonunda sahneye çıktı. Bunlar arasında, Paris’te Opéra National, Bolshoi Theatre, Théâtre du Capitole de Toulouse, Frankfurt Operası, Zürih Opernhaus, Paris’te Philharmonie, Grand Théâtre de Genève, Venedik’te Teatro La Fenice, Napoli’de Teatro San Carlo, Buenos Aires’te Teatro Colón, Nationaltheater Mannheim, Tiroler Festspiele in Erl, Opéra de Rennes yer alıyor. Ceccherini yakın gelecekte Theater Basel’de Verdi’nin La traviata, Zürih’te Opernhaus’ta Poulenc’in Les dialogues des Carmelites, Frankfurt Operasında Ronchetti’nin Inferno, Venedik’teki Teatro La Fenice’de Sciarrino’nun Luci mie traditrici yapıtlarını yönetecek; Milano Musica’da RAI Senfoni Orkestrası, Donaueshingen, Essen ve Freiburg’da SWR Sinfonieorchester ile konserler verecek. Tito Ceccherini, Sony, Kairos, Col legno, Stradivarius etiketleriyle çıkan kayıtlarıyla Choc de Monde de la Musique, Diapason d’Or ve Midem Klasik Müzik Ödülleri gibi pek çok ödüle değer görüldü. Simone Lamsma, 60’ı aşkın keman konçertosundan oluşan geniş repertuvarıyla geçtiğimiz sezonlarda dünyanın önde gelen orkestralarının pek çoğuyla sahneye çıktı. Sanatçının son zamanlardaki önemli performansları arasında, Jaap van Zweden yönetiminde New York Filarmoniyle ve Chicago Senfoniyle, Chicago Tribune’da “yakıcı güzellikte” olarak nitelenen konserinin yanı sıra, Cleveland Orkestrası, BBC Filarmoni, Seul Filarmoni, Rotterdam Filarmoni, San Francisco Senfoni, Hong Kong Filarmoni, Varşova Filarmoni ve Dallas Senfoni Orkestrası ile verdiği konserler yer alıyor. Lamsma ayrıca Royal Stockholm Filarmoni, Sidney Senfoni, Ulusal Senfoni Orkestrası, Milwaukee Senfoni, Detroit Senfoni, MDR Sinfonie Orchester Leipzig, Pittsburgh Senfoni, Oslo Filarmoni, İzlanda Senfoni, Hessischer Rundfunk Orchester, Royal Concertgebouw, Finlandiya Radyo Senfoni, Les Siécles ve Fransız Radyo Filarmoni Orkestrasıyla sahneye çıktı. Jaap van Zweden ile yakın işbirliğinin yanı sıra, Vladimir Jurowski, François-Xavier Roth, Omer Meir-Wellber, Edward Gardner, Mark Wigglesworth, Kent Nagano, Sir Neville Marriner, Sir Mark Elder, Yannick Nézet-Séguin, Jukka-Pekka Saraste, James Gaffigan, Sir Andrew Davis, Robert Trevino, Andrès Orozco-Estrada, Jiří Bělohlávek, Carlos Kalmar, Kirill Karabits, Stéphane Denève, Hannu Lintu, Yan Pascal Tortelier, Fabien Gabel ve Andris Poga gibi pek çok ünlü şefle çalıştı. Simone Lamsma, 2017 yılında Challenge Classics etiketiyle çıkardığı son albümde James Gaffigan ve Reinbert de Leeuw yönetimindeki Hollanda Radyo Filarmoni ile Shostakovich’in Birinci Keman Konçertosu ile Gubaidulina’nın In Tempus praesens yapıtını seslendirdi. Sanatçının daha önce piyanist Robert Kulek ile çıkardığı Mendelssohn, Janáček ve Schumann CD’si gibi bu albümü de basından büyük ilgi gördü. Lamsma, uluslararası pek çok ödülün yanı sıra, 2010’da Felemenk Tiyatro ve Konser Salonları Birliği tarafından verilen ulusal VSCD Klasik Müzik Ödüllerinde “Yeni Kuşak Müzisyenler” kategorisinde ödül aldı. Lamsma, keman çalmaya beş yaşında başladı. On bir yaşında Yehudi Menuhin School’da Prof. Hu Khun ile çalışmaya başladı. On dört yaşında Kuzey Hollanda Orkestrasıyla Paganini’nin Birinci Keman Konçertosunu seslendirdi. Çalışmalarına Londra’daki Royal Academy of Music’de Prof. Hu Khun ve Prof. Maurice Hasson ile devam etti, on dokuz yaşında birincilik ve başka ödüllerle mezun oldu. 2019’da Londra Royal Academy of Musictarafından Akademi Üyesi ilan edildi. Simone Lamsma, bir hayırsever tarafından kendisine ödünç verilen “Mlynarski” Stradivarius (1718) çalıyor.

Caz müziğine farklı bir yorum

TİMUR Selçuk ve Şebnem Algın gibi kıymetli şan hocalarından dersler alan başarılı caz yorumcusu Pınar Seyhun, üniversite yıllarında Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye elemelerinde "Bakışlar" isimli eser ile finale kalarak önemli bir başarıya da müzik kariyerinde imza attı. Eurovision sonrası Timur Selçuk, Melih Kibar, Garo Mafyan, Selçuk Başar, Selmi Andak gibi değerli müzisyenler ile çalışma fırsatı yakalayan Pınar Seyhun, müziğe bir süre ara verdi. Birlikte çalıştığı kıymetli müzik adamlarından elde ettiği eğitim birikiminden sonra çıkaracağı albüm içinde titiz bir çalışmayla yola çıktı. "Pınar Seyhun'la Hayal Ederken" isimli albümünün yapımcılığını kendi üstlenen başarılı yorumcu, amacının caz müziğini pop müzikle sentezleyerek geniş kitleler tarafından dinlenilir hale getirmek olduğunu ifade etti. Albümde yer alan bir eserin sözü ve müziği Cenk Eroğlu'na ait olup, düzenlemesini Ümit Eroğlu yaparken diğer parçaların besteleri Ömer Göksel ve Zeki Baktır’a ait olup, sözler Aşkın Tuna ve Ömer Göksel, Düzenlemeler ise Ercüment Orkut imzası taşıyor. Usta yorumcu Pınar Seyhun çalışmasını “Yapım aşamasında dört yıl süren titiz bir çalışma yürüttüğümüz bu albüm, caz, pop ve klasik tarzın bir arada var olduğu ve birbiriyle bütünleştiği bir müzik ürünü” olarak özetledi. Albümdeki müzik tarzına " Zamanı olmayan" müzik tarzı diyen Pınar Seyhun, albümdeki şarkılarında herkesin kendinden bir şey bulacağı AŞK temasını işlediğini ifade etti.