Bilkent Senfoni Orkestrası’nın 9 Nisan Cumartesi günü (Bugün) gerçekleştireceği konserin solistleri Ufuk ve Bahar Dördüncü piyano ikilisi. Orkestrayı Devlet Sanatçısı Gürer Aykal yönetecek. Dördüncü Kardeşler BSO ile iki piyano ve orkestra için yazılmış Britten’in Op.26, Scottish Ballad ileTakemitsu’nun Quotation of Dreambaşlıklı eserlerini seslendirecek. Gürer Aykal yönetimindeki BSO konserin ikinci yarısında Shostakovich’in Op.141, La majör 15. Senfonisini yorumlayacak. 9 Nisan Cumartesi günü Bilkent Konser Salonu’ndaki konser saat 20.00’de başlayacak. Konserin biletleri; www.biletiva.com adresinden temin edilebilir. Konserden bir saat önce Tunus Caddesi ve Milli Kütüphane’den hareket eden ücretsiz servisler izleyicileri Bilkent Konser Salonu’na ulaştıracaktır. Ufuk ve Bahar Dördüncü, piyano ikilisiEksiksiz bir teknikle donatılmış, gayretli çalışan, bize canlı ve hayal gücüyle dolu yorumlar sunan iki piyanist” diyor François-Rene Duchable. Ufuk ve Bahar Dördüncü’de, uzun zamandır birlikte olmanın sağladığı uyum ve buna eklenen sıra dışı tekniğin büyüsü, derhal hissediliyor. Özellikle Fransız müziğiyle kurdukları özel ilişkide, H. Datyner, D. N’Kaoua, E. Vercelli ve V. Perlemuter gibi önemli pedagog ve piyanistlerle tanışıp çalışmalarının rolü kuşkusuz çok büyük. Duchable ise daha gençlik dönemlerinden itibaren Dördüncü Kardeşlerin yeteneğine duyduğu inançla onlarla yakından ilgilenmiş. Sanatçılar, Cenevre Konservatuarı’nın yüksek bölümünü ödüllerle bitirdikten sonra, çok genç yaşta kariyerlerine başladı. O günden itibaren çağdaş müziğe olan ilgileri ve merakları, zamanımızın ünlü bestecileriyle tanışma ve çalışmalarına yol açtı. Bu besteciler arasında, Stefano Gervasoni, Dai Fujikura, George Benjamin, Ivan Fedele, Heinz Holliger ve Michael Jarrell sayılabilir. Ufuk ve Bahar Dördüncü, yorumlarıyla, araştırmalarıyla ve yeni projeleriyle, iki piyano repertuarının zenginleşmesine katkıda bulunuyor. İkili, birkaç yıldır gerçekleştirdikleri projelerde, tüm sanat dallarını aynı sahnede buluşturmak için çaba gösteriyor. Bu projelerden bazıları şöyle: Sahnede İsyan: Halit Ergenç, Fabrice Aragno, müzik, video metin. Taksim: Erik Truffaz caz ve çağdaş müzik buluşması. Aim: Rias Kammerchor, Nik Bartsch. Sous La Voute Etoilée: Makrokosmos, Carlo Ippolito, Xavier Dayer, film, müzik. Cosmic Maps: Dai Fujikura, zaman içinde yolculuk. Ufuk ve Bahar Dördüncü bugüne kadar Witten, Royaumont, Archipel, Biennale de Venice, CSSP Sao Paolo ve Ars Musica gibi ünlü festivallerde yer aldı ve Cenevre’de Victoria Hall, Tokyo’da Suntory Hall, Lyon’da Salle Moliere, Berlin Filarmoni, Amsterdam’da Muziekgebouw ve Salle Ronde-Concertgebouw, Stuttgart’ta Liederhall, New York’ta Merkin Hall gibi tanınmış salonlarda çaldı. Cenevre’deki dünyaca ünlü araştırma merkezi CERN’in Globe adlısıra dışı mekânında da Makrokomos dörtlüsü ile yer aldılar. İkili, Jurjen Hempel, Pascal Rophe, Heinz Holliger, George Benjamin gibi ünlü şeflerle ve Tokyo Senfoni, Borusan Filarmoni, Ensemble Contrechamps, Cenevre Oda Orkestrası, Berlin Oda Orkestrası, Bilkent Senfoni, Rias Kammerchoir gibi ünlü orkestra ve topluluklarla sahneye çıktı. İkili, Hat-Hut ve AK Müzik etiketiyle kayıt yapıyor. Eleştirmenler ve dinleyicilerin büyük beğenisini kazanan CD’leri arasında 2 Pianists Under Soviet Rules, Magical Worlds of Sounds, Round Midnight, Gramophone, Diapason, Fono Forum gibi dünyanın önde gelen klasik müzik yayınlarında övgü dolu eleştiriler aldı. Eğitim, sağlık, kadın hakları gibi toplumsal konulara duyarlı olan Ufuk ve Bahar Dördüncü yardım projelerine de çok önem veriyorlar. Bu nedenle 2007 yılında Prim’enfance ve Cercle de Grange Vakfı kendilerine “marraine” (koruyucu anne) olmayı teklif ettiğinde büyük bir heyecan ve istekle bu görevi kabul etti. SELAHATTİN PINAR ESERLERİ VE YAŞAMI Hacettepe Üniversitesi Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin düzenlemiş olduğu "Klasik Türk Müziği Bestecilerimiz ve Eserlerinden Seçmeler Dizisi"nin 6.sı "Selahattin Pınar (Afife Jale Şarkıları)" başlığı altında gerçekleştirilecek. 12 Nisan 2016 Salı günü saat 14.00'de, Tanyol Çoruh'un şefliği ve Faruk Cenap Erdoğan'ın ayrıntılı sunumu eşliğinde, üniversitenin Beytepe yerleşkesindeki K Salonunda yapılacak. Giriş ücretsiz. Müzik dünyamızdan bir Aydın Tansel geçti 1970’li senelerde besteleri ve sesi ile unutulmaz duygular yaşatan sanatçı Aydın Tansel yaşama veda etti. Ünlü sanatçı 1 Nisan günü dostları tarafından Bodrum Gümüşlük’teki evinde ölmüş olarak bulundu, daha sonra yapılan açıklamada kalp krizi geçirmiş olduğu açıklandı. Tansel bir gün sonra da Bodrum’da toprağa verildi. Sanatçı iki yıldır Bodrum’da yaşamını sürdürüyor, değişik mekânlarda müzik yaparak hayranları ile buluşuyordu. Peki. Kimdi Aydın Tansel? Ölümünden önce kendi web sayfasında yaşam öyküsünü şöyle vermişti sanatçı:Ankara’da bir mayıs çocuğu olarak doğdum. Eğitimci bir ailede yetişmemin verdiği disiplin, müzik yaşamımda en önemli desteğim oldu ama tipik bir ikizler burcu olmamı hiçbir zaman engellemedi. Ankara Bahçelievler çocukluk ve gençlik yıllarımın şahidi oldu. Ankara Cumhuriyet Llisesi ve DTCF Sümeroloji Bölümü mezunuyum. Uzun yıllar Doğu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda aktif görev aldım. Özellikle Kars’ın Ani harabeleri kazılarında yaşadığım deneyimlerin, yaşama, sanata ve müziğe olan yaklaşımımı şekillendirdiğini ve derinleştirdiğini düşünüyorum. Ancak daha sonra, çok değerli bulduğum akademik çalışmanın dışına çıkıp, yaratıcılığımı hayata geçirme fırsatı bulduğum alan olan müziği seçtim. Şarkılar yazmak, onları söylemek istedim... Çoğu çocuk gibi, mandolin dersleri tattırdı bana da bir enstrumanla bütünleşmenin hazzını. Lise yıllarında, kurduğum trio ile profesyonelliğe geçiş yaptım. Daha sonra İstanbul’a taşındım ve Sezen Cumhur Önal’la ilk plak çalışmalarıma başladım. Çıkardığım ikinci kırkbeşlik, “Genç Kızlar”, Türkiye’de hit oldu... 70’lerin başında kendi şarkılarımı yazmaya ve söylemeye başladım. Şarkılarımın birçoğu hit oldu; Günler Aylar - Çisil Çisil Yağmur - Neydi Aradığım vs. Üç büyük Anadolu Turnesi yaptım... TRT’nin siyah-beyaz yıllarında, ilk canlı proğram yapan sanatçılardan biriyim... 1976 Bulgaristan Altın Orfe Ses Yarışması'nda, uluslararası dalda 29 ülke arasında "Dünya Ses Üçüncü'sü" ünvanını alıp, ülkeme madalya getirdim... 1978 Eurovision Türkiye elemeleri finalisti oldum... 1994 Kuşadası Altın Güvercin Beste Yarışması'nda, Jüri Özel Ödülü aldım... Bir sinema filminde, üç fotoromanda ve bir müzikalde oynadım... Bir süre ticaret hayatını denedim, fakat yine müzik aşkı ağır basınca, ticarete noktayı koyup, yeniden uzun yıllar emek verdiğim müziğe ve sahnelere döndüm. Halen sahne çalışmalarım devam etmektedir... Müzikle beraber motosiklet ve spor en büyük tutkularım. Shotokan Karate Ni-Dan (2. Dan) Siyah Kuşak sahibiyim... Kısa bir evlilik hayatı yaşadım... Bekârım...” Allah rahmet eylesin…