Mehmet Necati GÜNGÖR /  “Vatanım Sensin” dizisini izliyor musunuz, bilmiyorum. İzlenmeye değer bir dizi. İzmir’in işgalini ve vatanın kurtuluşunu tarihi gerçeklere dayalı olarak anlatan güzel bir drama. Milli duygularımızı ayağa kaldırıyor. Baş rollerinde Halit Ergenç ve eşi Bergüzar Korel oynuyorlar. Diğer oyuncular da müthiş. İzlerken, kendinizi olayların içinde hissediyorsunuz. Halit Ergenç dizide Yunan karargâhına binbaşı rütbesiyle sızıp albaylığa kadar yükselen gizli bir Osmanlı subayını canlandırıyor. Mustafa Kemal’e yürekten bağlı bir asker. Yunan karargâhını yanlış yönlendirmeleriyle şaşırtıyor ve kurtuluşa giden yolda çok yararlı işler yapıyor. Dizide “Teşkilâtı Mahsusa” yı kuran Kuşçu Eşref namıyla maruf bir de Eşref Paşa var. Eşref Paşa Yunanlıların ele geçirmek istediği bir asker. Yüzbaşı Yakup da Mustafa Kemal’ci bir Osmanlı askeri. Binbir kılığa girerek herkesi şaşırtan istiharatçı bir subayımız. Dizinin sahnelerini izlerken, Devlet Bahçeli aklıma geliyor. Zira günümüzün en önemli konusu referandum; belleklerde “Tayyip beye tuzak mı kuruluyor?” soruları var. Hâşâ, evetçileri Yunan karargâhına benzetecek halimiz yok. Erdoğan, bu ülkenin meşru Cumhurbaşkanı. Yıldırım, meşru başbakan, partisi meşru bir siyasi parti. Bahçeli, vaktiyle çok karşı çıktığı Başkanlık sistemi tasavvurlarına şimdi “evetçiler” safında yer alarak yan çıkıyor. Bu tavrının ardında siyasi bir plan arayanların sayısı hayli fazla. Bu görüş şöyle dillendiriliyor: Bahçeli, fiili durumu hukukileştirelim diyerek adım attı. Bazıları, Bahçeli’nin AKP tarafından rehin alındığını iddia ediyorlar ama bu şüpheci bir yaklaşım. Bahçeli, seçimle gelenin seçimle gitmesine inanan bir siyasetçi. 15 Temmuz akşamındaki tutumuyla bunu bir kere daha kanıtlamış oldu. O halde ne yapmak istiyor? İddia şu ki; Bahçeli, bu tavrıyla Erdoğan’ı sandığa çekip, O’nu sandıkta oylatmak istiyor. Bunu, sandıktan “hayır” çıkacağına inanarak yapıyor. Sandıktan hayır çıkarsa Erdoğan ve partisi siyasetten sıkıntıya girecek ve Cumhurbaşkanı  Anayasal çizgisine çekilmek zorunda kalacak. Böylece önceki beyanlarıyla parlamenter sistemi savunan Bahçeli, parlamenter sistemi korumuş, aksları yerli yerine oturtmuş olacak. Belki bundan sonra “demokrasi ve milli irade kahramanı” olarak anılacak. Erimeye yüz tutmuş olan partisini yeniden atağa kaldıracak. Belki de öyle olur. Kim bilir? Bakalım; hem binbaşı Cevdet’in ne yapacağını, hem de Bahçeli’nin alacağı sonucu merak ediyoruz.