Kendi tedbirlerimizi aldığımız için virüs bize pek bulaşmıyor. İnşallah öyle devam eder. Ancak, virüsün gösterdiği toleransı bilim kurulu tanımıyor bize. Sokağa çıkma yasağımızı iki katına çıkardılar. Eskiden 10-16 olan serbestimizi, 10-13 saatlerine indirgediler. Yav arkadaş, bizi erken doğduğumuza pişman mı edeceksiniz? Bütün çabanız bu ise, başka kapıya… Görünmez bir varlık bütün insanlığı tehdit ediyor. İnsanları acımadan çırpınarak öldürüyor. Her sabah, bulunduğum semtte yürüyüşe çıkarım. Gördüklerime inanamıyorum. Güya, eğitimli insanların çoğunlukta olduğu kabul edilen bir semt. Gençler kayıtsız, bizim yaştakiler bütün kurallara uygun şekilde sokağa çıkıyorlar. Buna ne diyeceksin bilim kurulu? Virüsün öldürmeye kıyamadığı bizleri, evlerimize kapatarak öldüreceksiniz öyle mi? Sizin o yaşlarda yakınlarınız yok mu? Onlara ne cevap veriyorsunuz sahi? Çok sevgili arkadaşım Dr. Ali Gürcan’ın esprisi aklıma geldi: “Ola ğardaş, bu virüs bizi dolandırir sanki. Onlar için antilop değerindeyiz.” Bu espriden sonra birbirimize “antilop ğardaş” diye hitap etmeye başladık. Tam, adalet reformunun yapılmak istendiği bir dönemde, antiloplara yapılan bu haksızlığı anlamakta güçlük çekiyoruz. Yav kardeşim, sokağa çıkma yasağımızı 13-16 olarak düzenleseniz canınız mı çıkar? Canımızı sıktığınızın farkında mısınız? Yarın seçim olduğunda bütün hıncımızı iktidardan çıkaracağız. Adil olur mu? Antilop olabiliriz ama, virüsün damak tadına uygun antiloplar değiliz. Bizi rahat bırakın. Virüs yüzünden mağdur olan insanlara bakın. Yazık ediyorsunuz insanlarımıza. Elimiz yakanızdadır.