TBMM  - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Bakanlar Kurulunca, bazı şirket hisselerinin Türkiye Varlık Fonuna aktarılmasına ilişkin, "Yiye yiye, sata sata beş kuruş bırakmayıp, en sonunda evi ipotek ettirip, hanımın bileziklerini bozduranın başına ne gelirse bugün Türkiye'nin altın bileziklerini bozduranlar, Türkiye'nin başına aynı derdi sarmaktalar." dedi. Böke, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye Cumhuriyeti ekonomisinin, bir ekonomik saray darbesiyle karşı karşıya kaldığını ve sarsıldığını" savunarak, Türkiye'nin on yıllar boyunca milyonların ortak katkısıyla ve alın teriyle var ettiği kamu kurumlarının, bir kararla altüst edildiğini ileri sürdü. "Dün, Ziraat Bankası, Türkiye Petrolleri, PTT, BOTAŞ, Borsa İstanbul, Türksat, Türk Telekom'un Hazine hisseleri, ETİ Maden, Çaykur adı Varlık Fonu olan, kendisi bir saray ipotek fonu olan paralel hazineye aktarılmış oldu." ifadesini kullanan Böke, zaten zor durumda olan Türkiye ekonomisinin bir felakete sürüklendiğini iddia etti. Bir fonun varlık fonu olabilmesi için bir varlığa dayanması gerektiğini, Türkiye'nin ise petrolünün, emtiyasının, yüksek gelirinin ve tasarrufunun bulunmadığına dikkati çeken Böke, "Dolayısıyla Türkiye'de bir varlık fonu oluşturulabilecek bir varlık yok. Türkiye borçlu." değerlendirmesinde bulundu. Böke, şu görüşleri dile getirdi: "Bu koşullarda kurulan bir fon ancak şunu yapabilir: Kamu kurumlarını kendine alır, ipotek eder, teminat gösterir ve bu ipotek ettiği kamu kurumları üzerinden borçlanır. Yani kurulan fon, bir kaynağı, yatırıma dönüştürme fonu değildir. Kurulan fon, kendi üzerine aldığı kamu kaynaklarını ipotek ederek, yani bizim geleceğimizi ipotek ederek, yeniden borçlanma mekanizmasıdır. Bu bir borçlanma fonudur, bir varlık fonu değildir. Daha da acısı ülkenin kurumlarını, devletini, 80 milyonun ortak kaynağını ipotek ettirir ve ne için kullanacağını dahi söylemez. Bir yeniden bir borçlanma mekanizması kurar. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Babadan kalma evi ipotek ettirip hayali yatırımlarla batıran bir evlat gibi Cumhuriyetin emek emek, yıllarca, herkesi dahil ederek inşa etmiş olduğu, halkın mallarını ipotek edip yandaşlara, batık projelere ve geleceği olmayan yerlere harcayıp kaynağı tüketmek demek. Kısacası adına Varlık Fonu denen bu şey, esasında kanunla kurulmuş bir aile şirketi. Başına getirilmiş olan yönetimden bu aile şirketinin, bir saray şirketi olduğunu da çok açık bir biçimde görüyoruz. Halkın malı, ülkenin geliri bütçeden çıkartılıyor ve sarayın şirketine devrediliyor. Yiye yiye, sata sata beş kuruş bırakmayıp, en sonunda evi ipotek ettirip, hanımın bileziklerini bozduranın başına ne gelirse bugün Türkiye'nin altın bileziklerini bozduranlar, Türkiye'nin başına aynı derdi sarmaktalar. Başımıza ne geleceğini çok iyi biliyoruz."
Editör: TE Bilisim